Eş dost ve akrabaların bir iftar sofrası etrafında toplandığı, aile fertlerinin sahurda bir araya geldiği, camilerin salavat ve tekbirlerle çağladığı ramazan günleri en azından bu yıl için hatıralarda kaldı. Lakin bizi alıştığımız ramazanlara hasret bırakan Coronavirüsün hayırlı, faydalı tarafları da yok değil. Sizi bilemem ancak ben ramazan ayının ‘cennetin kapılarını aralayan, cehennemin kapılarını kapatan, şeytanlara
Eş dost ve akrabaların bir iftar sofrası etrafında toplandığı, aile fertlerinin sahurda bir araya geldiği, camilerin salavat ve tekbirlerle çağladığı ramazan günleri en azından bu yıl için hatıralarda kaldı. Lakin bizi alıştığımız ramazanlara hasret bırakan Coronavirüsün hayırlı, faydalı tarafları da yok değil.
Sizi bilemem ancak ben ramazan ayının ‘cennetin kapılarını aralayan, cehennemin kapılarını kapatan, şeytanlara da gem vuran’ müstesna bir zaman dilimi olduğuna inananlardan biriyim. Ramazan geldi mi yürekten inanan, gösterişten uzak ibadet eden insanlar ilginç bir şekilde sosyal havayı yumuşatır, yoksullar hatırlanır, her türlü dünyevi tortuyla bulanan benlik ve vicdan durulur.
Gelgelelim ‘şeytan zincire vurulsa’ bile onun taşeronluğunu üstlenen birileri her zaman çıkar. Örneğin oruç tutanlara musallat olmayı bir marifet bilen kaba insanlar ile oruç tutmayan insanlara karşı saldırgan bir tutum izleyen, onları inançsızlıkla suçlayan yobazlar bu güzel atmosferin doğal düşmanlarındandır. Benzer şekilde envaiçeşit sahtekârlık erbabı da aynı güruha dahildir.
Az sonra size aktaracağım olay yüzlerce insanın samimi düşüncelerle oluşturduğu güzel bir ramazan projesini üç beş aklı evvelin nasıl baltaladığını, Coronavirüsün de bu kişileri nasıl rantsız bıraktığını göstermesi açısından oldukça anlamlı.
Şimdi müsaadenizle ben aradan çekilip, sözü Belçika’dan genç bir arkadaşa bırakacağım. İsminin ve yaşadığı yerin açıklanmasını istemeyen genç bakın neler anlatıyor:
Altı yedi yıldır Belçika’da iftar programları organize eden bir ekibin içindeyim. Daha önceki yıllarda ağırlıklı olarak Türkler arasında yaptığımız iftar programlarını son üç yıldır Flamanlara veya farklı dinî inançlara sahip dostlara yönelik hazırlıyoruz. Yerine göre Flaman dernekleri ile beraber yaptığımız organizasyonlara muazzam bir ilgi var.
Müslümanların ramazanı nasıl idrak ettiğini yakından görmek isteyen aile veya kişileri Müslüman aileler ile irtibatlandırıyoruz. Onlar birlikte iftar edip ramazan geleneğini bir aile ortamında tanırken; dernek bazındaki iftar yemekleri tam bir kültür, diyalog şöleni hâlinde geçiyor. Söz konusu projemiz öylesine beğenildi ki Belçika’daki yetkili merciler Müslümanlar ile Flamanları bir araya getiren bu aktivitelere hem finansal anlamda hem de yönetsel düzeyde destek vermeye başladı.
Ancak şeytan bazı arkadaşlara sağ taraftan pas vermekte gecikmedi. Bazı dernekler devletten alınan mali yardımı başka alanlarda kullanma mülahazasıyla iftarların masrafını eskiden olduğu gibi ailelere veya dernek üyelerine ödetti. Birkaç ailenin rahatsızlığı ile ortaya çıkan olay maalesef ciddi bir güven bunalımına neden oldu.
İnsanlar ‘kol kırılır yen içinde kalır’ düşüncesiyle yaşanan olayı partnerimiz olan Flaman derneklerine veya parayı veren resmî mercilere yansıtmadı. Ancak herhangi bir beklenti içinde olmadan evinde insanları ağırlayan, derneklere yardım eden çoğu kişi bu duruma ‘cebimizden verdiğimiz iftar adına siz nasıl devletten para alırsınız’ diye tepki gösterdi, hatta küsüp gidenler oldu.
Lakin tüm bu yaşananlar bu işlerin altında imzası olan arkadaşların pek umurunda değil. Bu yıl da iftar programları vesilesiyle destek almak için hazırlıklarını yaptılar. Fakat Corona krizi nedeniyle programlar yasaklanınca, planları suya düştü.
Genç arkadaşımızın aktardığı olay(lar)ı ister münferit bir hata olarak görün, isterseniz yaşananları ‘olmaz öyle şey iftiradır’ diye kale almayın. Ancak ben ‘şeytanın sağdan verdiği pası’ gole çeviren bu muhteremlerin Şark kurnazlığından iki ders çıkardım:
-İftar rantçılarının bu yıl hevesini kursağında bırakan mübarek mikroba minnettarım. Covid-19 umarım vergi paralarından ödenen STK yardımlarını usulüne uygun kullanmayan, güzel insanların alın teriyle kurduğu iftar sofralarını kirleten bu insanlara bir daha fırsat vermez.
-Ömrüm olur da bir daha iftara davet edilirsem; ilkin iftarın usulüne uygun finanse edilip edilmediğini, değirmenin suyunun nereden geldiğini soracağım.