Mezhepsel ve etnik kimlik seçmen nezdinde ne kadar belirleyici?

İktidarı değiştirecek, toplumun geleceğine yön verecek her seçim önemlidir, hayatidir. Peki iktidarı değiştiren, toplumun geleceğini şekillendiren bu seçimlerde seçmenlerin oy verme tercihlerini ne belirliyor? Ekonominin dibe vurması, liyakatsizlik, adaletsizlik, adam kayırmacılık, zenginin daha zengin ve fakirin daha fakir olması, eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaybolması, kadın haklarının ayaklar altına alınması… Bütün bunlar mı seçimi belirliyor yoksa

REMZİ KAPTAN 10 Nisan 2023 YAZARLAR

İktidarı değiştirecek, toplumun geleceğine yön verecek her seçim önemlidir, hayatidir.

Peki iktidarı değiştiren, toplumun geleceğini şekillendiren bu seçimlerde seçmenlerin oy verme tercihlerini ne belirliyor?

Ekonominin dibe vurması, liyakatsizlik, adaletsizlik, adam kayırmacılık, zenginin daha zengin ve fakirin daha fakir olması, eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaybolması, kadın haklarının ayaklar altına alınması…

Bütün bunlar mı seçimi belirliyor yoksa aidiyet duygusu, kimlikler mi belirliyor?

Ekonomik çöküş, alım gücünün düşmesi, eğitim kalitesinin yerlerde sürünmesi, alabildiğine bir adaletsizlik ve adam kayırmacılığın zirve yaptığı bir toplumda seçimleri daha adil bir yönetim kuracağını, atamalarda liyakati esas alacağını, eğitimde çağdaş normları müfredata alacağını, kadına şiddeti önleyeceğini, adalet karşısında herkesin eşit olacağını söyleyenlerin kazanması gerekiyor değil mi?

Ne yazık ki bizlerin toplumsal gerçekliğinde bu öyle olmuyor.

Her türlü yoksulluğa karşın, emeğin sömürülmesine karşın, kadına karşı bunca şiddete ve eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kalkmasına karşın yine de bunları ortadan kaldırırım diyenler değil, kimlikler üzerinden örgütlenme ve propaganda yapanlar kazanıyor.

Bu noktada ekonomi ne kadar dibe vurursa vursun, eşitsizlik ne kadar artarsa artsın, adam kayırmacılık ve çetecilik ne kadar çoğalırsa çoğalsın; bunların hiç birisi seçimlerde oy tercihlerini iktidarı değiştirecek şekilde etkilemiyor.

Elbette bundan memnun olmayan ve bu gerçekliği gören sayısız kimse var.

Fakat onların oyları değişim için yeterli gelmiyor.

Yani her seçime iddialı girip, ekonomik verilerden yola çıkarak bu defa iktidarı alacağını sananlar her seferinde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar.

Seçimleri ekonomi, liyakatsizlik, adaletsizlik belirlemiyor.

Seçimleri etnik kimlik, dini aidiyet, mezhepsel yakınlık belirliyor.

Gerçeklik budur.

Gerçek bu olduğu için kimin etnik kimliği hakimse, kimin mezhebi daha baskınsa o iktidara geliyor.

Kendini tanımlarken etnik kimlik, mezhep, din, bölgecilik üzerinden tanımlayan toplumların seçimleri böyle gerçekleşiyor.

Peki ne yapmak gerekiyor, bu hep böyle mi olacak?

Hayır elbette.

Fakat bunun için toplumu değiştirmek gerekiyor.

Toplumun değişimi içinde örgütlenmek gerekiyor.

Yani sadece bir parti örgütlenmesi ile seçimden seçime toplum değişmez.

Hayatın her alanında ve sürekli olarak, bir an bile boşluk bırakmadan örgütlenmek, toplumu kendi değerleri ve idealleri ile buluşturmak, geliştirmek ve değiştirmek gerekiyor.

Bu olduğu taktirde seçimlerde istenilen sonuç alınır.

Gerisi bos hayaller ve boşluğun oluşturduğu tamiri güç kırıklıklardır.