Yeryüzünü cennete çevirenler

Yeryüzünü cennete çevirenler

Her gecen gün hayatımızdaki zorluklar artıyor, geçim sıkıntısı, işsizlik, çocuklarımız için gelecek kaygısı, sağlık sorunları yetmezmiş gibi haber bültenlerinden evlerimize yansıyan savaşlar, bombalı saldırılar, açlık, sefalet, yerlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalanlar, ayrımcılık bazen hepimizi karamsarlığa ve gelecek için ciddi kaygılara zerk ediyor… Ama tüm bu olumsuzlukların içinde bizleri umutlandıran, heyecanlandıran güzel insanlar güzel işler

MELEK KANDİLLİ 02 Mayıs 2019 MELEK KANDİLLİ

Her gecen gün hayatımızdaki zorluklar artıyor, geçim sıkıntısı, işsizlik, çocuklarımız için gelecek kaygısı, sağlık sorunları yetmezmiş gibi haber bültenlerinden evlerimize yansıyan savaşlar, bombalı saldırılar, açlık, sefalet, yerlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalanlar, ayrımcılık bazen hepimizi karamsarlığa ve gelecek için ciddi kaygılara zerk ediyor…

Ama tüm bu olumsuzlukların içinde bizleri umutlandıran, heyecanlandıran güzel insanlar güzel işler yaparak belki de her şeyin korktuğumuz kadar kötü olmadığının işaretini veriyorlar.

Sizlere bu insanları ve geleceğimizi nasıl yeşillendirdiklerini anlatmak istiyorum.

Tesadüfen göz gezdirirken gördüğüm “paylaşarak özgürleşenlerin köyü Longo Mai” başlıklı bir yazıda, Fransa’da Avrupa’nın ilk komün ve ekolojik köylerinden biri olan, ortak üretilip ortak paylaşılarak ve doğayla uyumlu yaşayanlar olduğunu okuduğumda çok şaşırmıştım.

Demek ki başka bir dünya mümkün, demiştim.

Sonra sanıyorum farkındalığım artınca ve yaşama bakışım değiştikçe yeni bilgilere rastlıyordum.

“Ekin Sapı Devrimi” kitabını çıkaran Japon bilim insanı, filozof ve çiftçi Masanobu Fukuoka bir video da, doğal tarımı anlatıyordu.

1947 yılında en son çalıştığı yerden ayrılıp doğal tarıma başlayan ve köyü Sikoku’daki 55 dönümlük bir arazide modern tarımın yok edici etkilerini tersine çevirmeyi başaran Fukuoka’nın ismi tüm dünyada artık bilinmektedir.

Doğal tarım nasıl oluyor diye soracaksınız şimdi?

Dört ilkesi olan doğal tarımda toprağı işlemek, suni gübre veya hazırlanmış kompost kullanmak, toprağı sürmek, herbisist kimyasalı kullanmak (yabani otları temizlemek için) kesinlikle yoktur.

Aynı zamanda meyve ağaçlarını budamak da yok ve böylelikle beş ilkeye sadık kalınarak yapılan doğal tarımı ve felsefesini tüm dünyaya tanıtan Masanobu Fukuoka şöyle diyor:

“Rahat bırakılan doğa, mükemmel bir dengededir. Ne kadar çok şey yaparsanız doğadan o kadar uzaklaşırsınız”

Öğrencilerinin arasında kuzey Yunanistan’da arazisi olan çiftçi Panos Manikis 30 yıl önce Fukuoka’nın prensipleri ile tarım yapmaya başlar.

3 yıl önce genç türk Kutluhan Özdemir ile tanışırlar ve arazisini Kutluhan’a devreder.

Kutluhan üniversiteyi bitirmiş iyi bir kariyeri olan genç “140 dolara dünyayı gezmek” için yola çıkmış ve yollarda doğal tarım yapan Panos ve diğerleri ile tanışmış.

Panos artık yaşlandığı için emekli olmuş, Kutluhan’a doğal tarım yapma şartıyla bahçesini devretmiş.

Daha önce çiftçilik deneyimi olmayan Kutluhan araç-gereç olmadan, gübresiz kayda değer sermaye harcamadan başarılı şekilde150 çeşitten fazla meyve ağacı, 100’ ün üzerinde tıbbi, orman ve değişik ağaçları bir arada yetiştiriyor.

Bu ağaçların arasında 200’den fazla değişik yabani sebzeler yetiştiriyor.

2 Hektarlık doğal tarım çiftliğinde toprak her geçen gün daha verimli hale gelirken, senede 40 ila 50 ton arası doğal ve sağlıklı meyve ve sebze hasat edebiliyor. Doğaya en az müdahale ve doğru çeşitlilik sayesinde bereket ve bolluğu bizlere nasıl sunduğunun en güzel kanıtı.

Ekolojik köyler, komün yaşam ve doğal tarımla ilgili deneyimleri ve yaşamları okuyunca aklıma Aşık Veysel’in “benim sadık yârim kara topraktır” dizeleri geldi. Büyük ozanımız bizlere kadim bilgileri aktarmaya çalışmış ama bizler doğamızdan çok uzak olduğumuz için onun mesajını simdi Masanobu Fukuoka üzerinden ancak anlıyoruz.

Longo Mai köyünü kuranlar, bilge çiftçi Fukuoka, kariyerini daha güzel bir dünya için bırakan Kutluhan vb. insanlar cennet gibi bir dünya bırakmayı hedeflemişler.

İyiki varlar ve bizlere yol gösterici oluyorlar.

ÖNE ÇIKANLAR