Şeytanlar akşamları yayılırlar

Havaların ısınıp iklimin müsait hale gelmesi ve günlerin de uzamasıyla beraber ev dışındaki mekânlar çocuklar için cazip hale gelmektedir. Kontrolsüz bir şekilde çevreye açılan çocukların, özellikle gençlerin, bir takım insi ve şeytani tuzaklara düşüp zarar görmeleri söz konusudur. Suçlara bakıldığında, oran olarak en çok suçların yaz aylarında işlendiği görülmektedir. Bu itibarla, bu dönemde çocukların tamamen

MEHMET TOY 12 Haziran 2017

Havaların ısınıp iklimin müsait hale gelmesi ve günlerin de uzamasıyla beraber ev dışındaki mekânlar çocuklar için cazip hale gelmektedir.

Kontrolsüz bir şekilde çevreye açılan çocukların, özellikle gençlerin, bir takım insi ve şeytani tuzaklara düşüp zarar görmeleri söz konusudur.

Suçlara bakıldığında, oran olarak en çok suçların yaz aylarında işlendiği görülmektedir. Bu itibarla, bu dönemde çocukların tamamen kendi başlarına serbest hareket etmelerine seyirci kalınmamalı; haftanın günleri güzel bir şekilde plan ve program dâhilinde tanzim edilerek verimli hale getirilmelidir.

Şeytanlar akşamları yayılırlar. Efendimiz (sav) “Karanlık çöktüğü zaman veya gece geldiği zaman çocuklarınızı dışarı salmayın.

Çünkü şeytanlar bu esnada her tarafa yayılırlar…” buyurmaktadır. Bizler efendimizin bu sözünü dikkate alarak çocuklarımızın, akşamları zarûriyât dışında dışarıda bulunmalarına müsaade etmemeliyiz; onlardan, özellikle akşamları belli saatlerde evde olmalarını istemeliyiz.

İstemeliyiz ki, insanların ve şeytanların kıskacına takılıp hayatlarını zehirlemesinler. İbnu’l-Cevzi, akşam karanlığında çocukların dışarı salınması ile alakalı şöyle demektedir: “Bu saatte, çocuklar hususunda korkulur.

Çünkü şeytanların girdikleri pislik umumiyetle çocuklarda vardır; ancak şeytana karşı korunmayı sağlayacak zikir çocuklarda yoktur. Şeytanlar ise, yayılmaları esnasında, takılıp kalmaları mümkün olan şeylere takılıp kalırlar. Bu sebeple akşam vakti çocuklar için tehlikeli bir vakittir.” der.

Şeytanlar akşam vakitlerinde etrafa yayılmaya başlarlar. Şeytanların bu vakitte etrafa yayılmalarının hikmeti: Onlar için geceleyin etrafa yayılmak, gündüzleri yayılmaktan daha kolay, daha çok mümkündür.

Çünkü karanlık, şeytani kuvvetler için aydınlıktan çok daha müsaittir. Sadece karanlık değil, bütün siyahlar bu şekildedir. O nedenle, çocukların akşam-yatsı arası rastgele ortalıkta bırakılması doğru değildir.

Bu hususta her anne baba çocuğun eve giriş saatlerini (hava kararmadan önce) belirleyerek, saatinde evde olmasını çocuğundan istemelidirler ve bu konuda da kararlı olduklarını uygulamalarıyla göstermelidirler.

Bu konuda çocuğa “Seni, gündüzleri günlük programlarını gerçekleştirmek için serbest bırakabiliriz, ancak akşamları mühim bir programın olmadığı müddetçe belirlenen saatte evde olmanı istiyoruz.” diyerek o kararlı duruş her zaman sergilenmelidir.

Bu tavır çocuğun saatinde evde olmasında etkili olacaktır. Aslında bu uygulama bir prensip olarak, çocuklara küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gereken en önemli bir âdâb olmalı ve bu âdâb, çocukta bir alışkanlık halini almalıdır.

Aksi durumda, ergenlik döneminde çocuğa bir kural koymanın fazla bir yaptırım gücü yoktur. Bazı anne babalar tatil döneminde “Nasıl olsa okul yok, ders yok” deyip çocuklarını alabildiğine serbest bırakmaktadırlar.

Oysa hayat bir disiplinden ibarettir. Disiplini elden bırakanlar hayatlarını verimsiz hale getirirler. Yaz aylarında günün de uzun olması münasebetiyle, ailenin gözetiminde daha az kalan çocuklar günlerini adeta dışarıda geçirirler ve bu zaman zarfında her türlü olumsuz manzaralarla karşılaşabilirler. Bu da çocuğun madde ve mana dünyasında derin yaralar açar.

Tabiat boşluğu kabul etmez. Boş bırakılan çocuklar, boş şeylerle meşgul olur. Bu yüzden anne babalar, çocuklarının plan ve programlarını tatil boyunca hafif de olsa gün içerisinde; neler yapacaklar, nerelere gidecekler, kimlerle buluşacaklar, ne kadar kitap okuyacaklar, ne kadar oyun oynayacaklar bütün bunları planlamalıdırlar ve bu planı bir liste haline getirip takip etmelidirler.

Bunlara ek olarak, sosyal ve kültürel faaliyetler artırılarak çocuğun meşguliyeti bu noktalara teksif edilmelidir.

Aksi durumda içerisinde bulunduğumuz toplumun âsî gençliği içerisine dâhil olma ihtimali vardır. Âsî gençlik derken; bugünkü gençliğin tatillerde, özellikle hafta sonlarında sabahlara kadar sokaklarda bağırıp çağırmaları, bir takım garip söz ve davranışlarda bulunmaları, insani olmayan bir davranış olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapılan bir araştırmada bugünkü gençliğin hareketleri ile serbest dolaşan köpeklerin davranışları ele alınmış, birbirleriyle tıpa tıp örtüştüğü görülmüştür. Buradan da anlaşılacağı ürere serbest bırakılan çocuklar, adeta ne yapacağı belli olmayan serseri bir köpek gibi, potansiyel bir tehlike olarak daima karşımıza çıkmaya devam edecektir.