Beynimize gün boyunca sayısız mesajlar gelir ve beynimiz bu mesajları bilinçli veya bilinçaltı olarak hepsini kaydeder. Bilinçli kayıtlar kendi tercihimizle olurken, bilinçsiz kayıtlar kendi tercihimiz dışında olur ve beynimize yapılan kayıtların çoğu bu şekildedir. Bilinçsiz yapılan kayıtlar gözle görülmez, kulakla duyulmaz. Âlem adeta tek bir karedir ve bu tek kare içinde sonsuz görüntüler vardır. “Gözleri
Beynimize gün boyunca sayısız mesajlar gelir ve beynimiz bu mesajları bilinçli veya bilinçaltı olarak hepsini kaydeder.
Bilinçli kayıtlar kendi tercihimizle olurken, bilinçsiz kayıtlar kendi tercihimiz dışında olur ve beynimize yapılan kayıtların çoğu bu şekildedir. Bilinçsiz yapılan kayıtlar gözle görülmez, kulakla duyulmaz.
Âlem adeta tek bir karedir ve bu tek kare içinde sonsuz görüntüler vardır. “Gözleri vardır onlarla görmezler, kulakları vardır onlarla işitmezler.” (A’râf,179) ayetinde buyrulduğu gibi, insan her şeyi görüp duyamaz.
İşte bilinçli olarak kaydedilmeyen ancak bilinçaltında yer eden görsel ya da işitsel gizli mesajlara “subliminal mesaj” denir.
Yapılan araştırmalara göre ortalama beynimizin %10’nu bile işletemiyoruz. Peki, geri kalan %90-95’i nasıl işliyor? Beynimizin farkında olduğu kısmı ‘bilinç’ farkına varamadığı kısmı da ‘Bilinçaltı’dır.
Bilinçli zihnimiz bir saniyede 2000 bit bilgiyi alıp işlerken; bilinçaltı zihnimiz 400 milyar bit bilgiyi alıp işlemektedir. Diğer bir ifadeyle bilinçaltımız bir saniyede 400 milyar bit bilgiyi işlerken, bilincimiz bunun sadece 2000 tanesini fark etmektedir. Görüldüğü gibi bilinç, bilinçaltına göre çok küçük bir alandır.
Beş duyu vasıtasıyla alınan her bilgi beyne kaydolmakta ve insanı yönlendirmektedir. Bilinçaltı kayıtlar gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemez dahası bilinçaltına gelen mesajlar beyin tarafından gerçekmiş gibi algılanır. Bilinçaltına ne ekilirse o yeşerir.
Bu yönüyle beyne gönderilen mesajlar insan hayatına etki eder; mesajın içeriğine göre negatif ya da pozitif olarak yön verir.
“Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki, cemiyetin bünyesi buna dayanamaz.
Çünkü düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını içen en büyük hasmını dost zanneder.” Bediüzzaman’ın bu ikazına paralellik arz etmesi yönüyle subliminal mesaj bir yönüyle sinsidir.
İnsanoğlu hariçten gelen olumsuz saldırılar karşısında rahatsız olur ve bilinçli bir şekilde o saldırılara karşı koyar. Ancak bilinçaltına hitap eden gizli telkinlerde durum farklıdır; gelen mesajları fark edemez, edemediği için de irade devre dışı kalır.
Bu yönüyle hadiselere karşı koymak mümkün olmaz. Bu yüzden gizli mesajlar açık mesajlara oranla daha tehlikeli ve tesirlidir.
Subliminal veya bilinçaltı mesaj; başka bir objenin içine gömülü olarak yerleştirilen bir işaret, sembol ya da yazılı ve görsel mesajlardır.
Bu mesajlar bir ses dosyasının içerisine ayrı bir ses dosyası şeklinde yerleştirildiği gibi film, reklam ve logoların içerisine resim, yazı ve rakam olarak da yerleştirilmektedir.
İnsan algısı seste ortalama 20 ile 20 bin hertz arasındaki frekansları duyabilir. Görüntüde ise ekranda 24 kareden oluşan bir anlık görüntüyü görür.
Bilinçaltının algılaması üzerine tasarlanan subliminal mesajlar normal insan algısı limitlerinin altında, fark edil(e)meyecek şekilde tasarlandığından, insan algısı bu mesajları ne görebilmekte, ne de duyabilmektedir.
Subliminal veya bilinçaltı yöntemi, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır.
Bilinçaltına kodlanan siyasi ve ticari amaçlı sembol ve seslerle hem fertler, hem de toplumlar hipnoz edilmektedir. Subliminal mesajlar, insanların bilinçaltına belli bir mesajı empoze ettiğinden, gizliden gizliye hedefine aldığı kitleyi bilinçli bir şekilde oyuna getirerek etkilemekte ve kendi çizgisine çekmektedir.
Subliminal mesajların temel mantığı; hedefteki kitlenin bilinçli tercih hakkını gasp ederek, onları farkında olmadan gizlice zehirlemekte ve kendi çizgisine çekmektedir.
Tabi bu etkilenme bir anda olmamakta, bunun için bir süreç uygulanmaktadır.
Yani mesajların insanda kökleşmesi için tekrarlara ihtiyaç vardır. Tekrarlanan gizli mesajlar sayesinde, beyin o gizli mesajların içeriğine göre sürekli o alanlara yönelmektedir.
Bu yüzdendir ki çocuklar için çizgi film, gençler için gençlik dizileri, yetişkinler için dizi filmler uzun soluklu tutulmaktadır.
İnsanın en çok merak ettiği ve etkilendiği konular vardır, bunlardan dördü insanı derinden etkiler: Bunlar doğum, ölüm, şiddet ve cinselliktir. Bilinçaltı reklam ve mesajlarında en çok bu noktalara vurgu yapılır. Çünkü insanın bu yönlere karşı zaafı vardır ve savunması da zayıftır.
Farkında olmadan maruz kaldığımız subliminal mesajlar bizi kendimizden alıyor, kendi istek ve arzuları istikametinde yönlendiriyorsa, büyük bir tehlikenin kuşatması altına girmişiz demektir.
Yapmamız gereken, bu büyük kuşatmanın farkına varmalı ve bu konuda şuurlu hareket etmeye çalışmalıyız. Bilinçaltımızı korumak için öncelikle seçici olmalıyız; her kanalı izleme, her radyoyu dinleme, her gazete ve dergiyi okuma yerine içerisinde olumsuz mesajların yer almadığı temiz, güvenilir yayınları tercih etmeliyiz.