Çocuğunuzun dikkat eksikliği sendromunu nasıl aşabilirsiniz?

Çocuğunuzun dikkat eksikliği sendromunu nasıl aşabilirsiniz?

Dikkatli olmak, bir işte başarılı olmanın en önemli şartlarından biridir. Dünyanın her şeyiyle ilgilenir hale gelen çocuklar için dikkatli olmak, her geçen gün biraz daha güçleşmektedir. Her gün piyasaya çıkan yeni ürünler ve birtakım gelişmeler çoukları derinden etkilemektedir. Hal böyle olunca meşguliyetler artmakta ve çocuk dikkatini bir noktaya teksif edememektedir.  Dikkat eksikliği belirtileri ne zaman

MEHMET TOY 21 Kasım 2019 MEHMET TOY

Dikkatli olmak, bir işte başarılı olmanın en önemli şartlarından biridir. Dünyanın her şeyiyle ilgilenir hale gelen çocuklar için dikkatli olmak, her geçen gün biraz daha güçleşmektedir.

Her gün piyasaya çıkan yeni ürünler ve birtakım gelişmeler çoukları derinden etkilemektedir. Hal böyle olunca meşguliyetler artmakta ve çocuk dikkatini bir noktaya teksif edememektedir.

 Dikkat eksikliği belirtileri ne zaman ortaya çıkar

Çocukta dikkat eksikliği özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelir; dört-beş yaşlarında belirtileri saptanabilir, yedi yaşından itibaren kendini daha fazla gösterir.

Dikkat eksikliği bebeklerde; huysuzluk, az uyuma ve az yeme, okul çağındaki çocuklarda; öğrenme zorlukları ve arkadaşlarıyla olan sorunlar, ergenlik döneminde ise; okulda başarısızlık, davranış sorunları ve aileyle olan sorunlar şeklinde ortaya çıkar.

Dikkat eksikliği olan çocukların başlıca özellikleri

Öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, başkalarının zoruyla ödev yaparlar. Ödevlerini yapmakta hayli zorlanırlar. Anne- babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler.

Bir yerde sabit duramaz, dursalar bile çeşitli bahaneler uydurarak sık sık ortam değiştirmeye çalışırlar.

Üzerlerine aldıkları bir işi bitirmekte zorlanırlar, bir işi bitirmeden diğer bir işe geçerler.

Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler.

İstekleri, birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler.

Okuma ve yazmaya karşı isteksizdirler; okumayı sevmez, yazı yazmayı istemezler. Defter düzeni kötü, yazıları bozuktur ve okurken sık sık hata yaparlar.

Unutkandırlar; öğrendiklerini çabuk unutur, sık sık eşyalarını kaybederler.

Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Sınavlarda soruları hızlı okurlar, çok iyi bildikleri bir soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler.

Evde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler.

Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar. Okul öncesi dönemde oyundan çabuk sıkılır, oyuncakları parçalamayı tercih ederler.

Dikkat eksikliğinin başlıca nedenleri

Anne-babanın tutum ve davranışları: Anne babanın bir işi yapamayan veya yapmak istemeyen çocuğuna; bu işi yapacaksın diye baskı kurması, aşağılayıcı sözler söylemesi, dayak atması, kural koymaması, farklı davranması, sürekli aynı şeyleri tekrar edip durması…

Ortamın düzensiz ve gürültülü olması: Gerek evdeki düzensiz ve gürültülü ortam, gerekse okuldaki gürültülü sınıf ortamları…

Televizyon, bilgisayar, özellikle akıllı cep telefonlarıyla fazla meşgul olmak: Çocukların; süresi uzun olan ve yaş düzeylerinin üzerindeki, özellikle şiddet ve cinsel içerikli programları seyretmeleri…

Çocuğun zihnini meşgul eden bir takım problemlerinin olması ve buna bağlı olarak da hayatını disiplinize edememesi.

Çocuğun meslek seçiminde bir hedefinin olmaması ve çalışma metodunun bilinememesi.

Dikkat eksikligi bazen de çocuğun beynindeki nörokimyasal madde eksikliğinden kaynaklanabilir. Beyindeki nöronlar arası iletişimi sağlayan kimyasal maddelerdeki bozukluklar ve eksiklikler bölgeler arasında bilgi akışını aksattığı için çocuk hareketlerini kontrol edememekte, gerekli zihinsel faaliyetleri sürdürememektedir.

Dikkat eksikliğinin tedavisi için neler yapılabilir

Çocuk, doktora götürülmeli ve ilaç tedavisine devam edilmeli.

Eleştiriden çok övücü, takdir edici ifadeler kullanılmalı ve özellikle çocuk başka çocukların içinde eleştirilmemeli.

Davranışların doğru ya da yanlış olduğu açıklanmalı; çocuğun doğru davranışları desteklenmeli, yanlış bir davranışta bulunmak üzere olduğu zaman uyarılmalı, isterse bu davranıştan vazgeçebilecek güçte olduğu söylenmeli.

Ders çalışırken veya ödev yaparken çalışma süreleri çocukla birlikte kararlaştırılmalı ve bu süre mümkün mertebe kısa aralıklarla planlanmalı, süre dolunca da  mola verilmeli.

Cezalar uzun ve bıktırıcı olmamalı, küçük ceza ve ödüllendirmelerle çocuğun davranışları yönlendirmeli. Söz dinlemeyen çocuğa dayak atmaktansa, merakla beklediği 20 dakikalık bir filmin ilk 3 dakikasını seyrettirmemeli ve bunun sebeplerini anlayabileceği bir dille açıklayarak yanlışlarını görmesi sağlanmalı.

Kurallar ve sınırlar çocuk tarafından bozulduğunda, uygun bir ceza verilmeli ( mola vermek, puan düşürmek vs.).

Evde kurallar ve sınırlar konulmalı ve bu kurallara bağlı kalınmalı.

Evde “özel zaman” uygulaması yapılmalı. Bu uygulama sırasında çocuğun istediği bir oyun oynanmalı ve daima düşündüren konulardan bahsedilmeli.

Anne-baba tutarlı olmalı, kararlılıklarını göstermeli ve söz ve davranışlarını sürekli değiştirmemeli.

Çocukla iletişim kurarken mutlaka göz teması kurulmalı, çocuğun sizi dinlediğinden emin olmalı, gerekirse söylediğinizi tekrarlatarak kontrol etmelisiniz.

Çocuğun her davranışı görülmemeli ve aynı şekilde her sözüne kulak kabartılmamalı.

Çocuğu her gece aynı saatte ve erken yatırma adet haline getirilmeli ve uykusunun düzenli olması sağlanmalı.

Çocuğun yatış, kalkış, televizyon izleme, bilgisayar ve telefonla meşgul olma, ders çalışma, kitap okuma, şahsi işini yapma saatleri belli olmalı ve bu alışkanlık haline getirilmeli.

Yemek saatleri düzenli olmalı ve özellikle kahvaltı ihmal edilmemeli.

Aşırı hoşgörü veya aşırı disiplinli davranışlardan kaçınılmalı.

Çocuk sportif ve kültürel faaliyetlere yönlendirilmeli.