Çocuğum büyüdü! Beni dinlemiyor, nasıl davranmalıyım?

Ergenlik dönemi, birçok aile için sıkıntılı bir dönemdir. Çünkü çocuk bu dönemde söz dinleme, aileye bağlı kalma yerine bağımsız ve özgür olma gibi bir takım deli dolu davranışlar içerisine girer. Ergen için fıtri olan bu durum, anne-baba açısından bakıldığında anormal bir davranış olarak algılanmaktadır. Ergenliğe adım atan bir çocuğun anne-babası olarak, çocuğun ergenlik dönemine adım

MEHMET TOY 07 Aralık 2017 MEHMET TOY

Ergenlik dönemi, birçok aile için sıkıntılı bir dönemdir. Çünkü çocuk bu dönemde söz dinleme, aileye bağlı kalma yerine bağımsız ve özgür olma gibi bir takım deli dolu davranışlar içerisine girer. Ergen için fıtri olan bu durum, anne-baba açısından bakıldığında anormal bir davranış olarak algılanmaktadır.

Ergenliğe adım atan bir çocuğun anne-babası olarak, çocuğun ergenlik dönemine adım attığı ve dolayısıyla fiziksel ve duygusal değişimlere maruz kaldığı hesaba katılmalı, eskiye nazaran davranışlar tekrardan gözden geçirilmeli ve kimliğin oluşmaya başladığı bu dönem en az hasarla atlatılmaya çalışılmalıdır.

Ergenlik döneminin yaşandığı süreç boyunca, anne-baba çocuğunun kendilerini dinlememesi durumunda telaşa kapılır: “Çocuğum artık beni dinlemiyor, kendi başına buyruk hareket ediyor, bize sürekli karşı geliyor, eskiden sesini yükseltmez, itiraz etmez bizi dinlerdi, şimdi ise karşılık vermeye çalışıyor, bizimle konuşmuyor, biz konuşmaya başlayınca ‘beni rahat bırakın’ diye çıkışıyor.” Ne oldu da çocuğumuz bu hale geldi? Diye telaşa düşerler.

Ergenlikte çocuğun söz dinlememesine aslında fazla üzülmemek gerekir. Söz dinlememe, ergenlikte normal bir davranıştır. Çünkü ergenlik, kimliğin şekillenmeye başlandığı bir dönemdir. Çocuk ergenlikte söz dinlememeye başlamışsa eğer bu, çocuğun normal gelişmekte olduğunu gösterir.

Çocuk ergenlik döneminde fizyolojik, zihinsel ve duygusal açıdan hızlı bir değişim yaşar. Bu değişim neticesinde de kendi kimliğini ortaya koymaya çalışır; “Ben büyüdüm, belli bir gücü elde ettim, benim de fikirlerim var.” der ve bu kimliğini başkalarına da fark ettirme çabası içerisine girer.

Bu dönemde ergen, sizin ‘evet’ dediğiniz her şeye ‘hayır’ diyebilir. Aslında, bir fikri olduğu için ‘hayır’ demez; sadece hayır demek için ‘hayır ‘der. Bunu asla “Çocuğum asileşti, artık beni dinlemiyor.” şeklinde algılamamalı, bu davranışın ergenlik sürecinde normal bir davranış olduğu hesaba katılmalıdır.

Ergenin ‘hayırlarına’ ilk etapta ani tepki vermemek; şahsiyeti başta olmak üzere dini ve siyasi gibi konularda çok hassas davranmak gerekir. Burada, “Bir bilene danışalım.” taktiğini uygulayarak, “Yavrum, istersen bu meseleyi bir bilene soralım, bu konuda yazılmış eserlere bakalım.” denilmeli ve çocukla karşı karşıya gelmemeye özen gösterilmelidir.

Ergenlik döneminde çocuk otoriteye karşı olma, söz dinlememe, eleştirme, hata bulma gibi bir takım tutum ve davranışlar içerisine girer.

Çocuk böyle bir psikolojik durum içerisinde iken söz ve davranışlarını ayarlayamaz; nerde, ne zaman, ne şekilde hareket edeceğini bilemez, bazen de anne-babaya başkaldırabilir. Çocuğun bu tavırlarına aynısıyla veya fazlasıyla karşılık vermeden, alttan alarak bu süreci en az hasarla atlatmak gerekir.

Ailenin örnek davranışları çok önemlidir. Böyle zor bir dönemde uygulanan katı bir disiplin veya gevşek bir tutum, kararlı ve net bir tavrın ortaya konulamaması, aşırı serbest bırakma, baskıyı disiplin olarak uygulama, şiddet yanlısı davranışlar ergenin aileden uzaklaşmasına sebebiyet verir.

Ergenin, ergenlik dönemini hasarsız olarak atlatabilmesi, anne-babanın çocuk için iyi bir model olmasıyla mümkündür. Uyumlu ve tutarlı davranmak, kararlılık göstermek, sorunları beraber konuşarak çözüme kavuşturmak, sevgiyle yaklaşmak, önemsemek, değer vermek ve kendini ifade edebileceği ortamlar oluşturmak…

Bu gibi tutum ve davranışlar çocuğu hem rahatlatacak, hem de kimlik gelişimini olumlu yönde hızlandıracaktır.

Ergenlik dönemine adım atan ve bu sürecin içerisinde bulunan çocuklar için anne babalara bir takım tavsiyelerde bulunacak olursak:

Ergenlik dönemi psikolojisi çok iyi bilinmelidir. Eğer ergene ve ergenlik dönemine dair psikoloji bilinmiyorsa, öncelikle bu alanda bilgi sahibi olmaya çalışın, yani ergenlik psikolojisini öğrenerek işe başlayın.

Kendinizi çocuğunuzun yerine koyun ve onun duygu ve düşüncelerini öğrenmek için onunla empati yapın.

İletişiminize önem verin, iyi bir iletişim sizi dinlenir hale getirecektir.

“Beni dinlemelisin!” emrini bir baskı aracı olarak kullanmayın! Ergen bu yaklaşımdan son derece rahatsız olur.

Eğer sözünüzü dinletmek istiyorsanız, sözünüzü dinletmekten vazgeçin.

Sizi dinlemediği zaman çocuğunuzun hissiyatını hesaba katın ve bağırarak ona karşılık vermeyin, bunun yerine “Böyle davranmakla beni üzdün” deyin. Sözünüzü dinlediğinde de onu ödüllendirin.

Emrivaki davranmayın çünkü ergen emir almak istemez. Bir şeyleri zorla kabul ettirmekten kaçının, zamana bırakın, neticeye ulaşıncaya kadar da sabırla bekleyin.

Davranışlarınızda tutarlı olun, tutarlı davranışlarınız çocukta dinleme isteğini artırır.

Çocuğunuza her konuda danışın, fikrini alın ve böylece o önemsendiğini bilsin.

Kurallarınız olsun ve bu kuralları açık ve net olarak ortaya koyun, kurallarınızdan taviz vermeyin, bu konuda tutarlı olun.

Kuralları önceden ortaya koyun; ani belirlenen kurallara ergen uymaz veya aksiyle mukabelede bulunur.

Sürekli müdahale etmeyin, müdahale aksi davranışları doğurur.

Yapmadığınız bir şeyi çocuğunuza yapması konusunda ısrarcı olmayın çünkü bu, çocuğun size karşı inatlaşması ve tavır almasına sebebiyet verir.

Asla yargılayıcı tutum ve davranışlar içerisine girmeyin.

Yanlış davranışlarından dolayı sürekli eleştirmeyin. “Sen anlamazsın, sen daha küçüksün.” gibi sözlerle küçümsemeyin.

Sert davranmayın. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerine saygı duyun ve ona kendini ifade etme imkânı verin.

Bütün bunları yaparken güzel örnek olun ve nezaketinizden asla ödün vermeyin.