Çocuğa “Annem, babam, dedem, ninem, aşkım, hayatım…” şeklinde hitap edenlerden misiniz?

Çocuğa kendi ismiyle değil de başkalarının isimleriyle “Anneciğim, babacığım, ablacığım, abiciğim, teyzeciğim veya annem, babam, teyzem yada aşkım, sevgilim, hayatım…’’ şeklinde hitap eden kişilerin varlığına şahit olmaktayız. Bu tür hitaplar çocuğa karşı sevginin bir ifadesi olarak kullanılmış olsa da çocuk, kendisine ismiyle hitap edilmesini ister. Çünkü isim bir insan için çok önemlidir ve en çok

MEHMET TOY 07 Mayıs 2018 MEHMET TOY

Çocuğa kendi ismiyle değil de başkalarının isimleriyle “Anneciğim, babacığım, ablacığım, abiciğim, teyzeciğim veya annem, babam, teyzem yada aşkım, sevgilim, hayatım…’’ şeklinde hitap eden kişilerin varlığına şahit olmaktayız.

Bu tür hitaplar çocuğa karşı sevginin bir ifadesi olarak kullanılmış olsa da çocuk, kendisine ismiyle hitap edilmesini ister. Çünkü isim bir insan için çok önemlidir ve en çok değer verdiği şeylerin başında gelir.

İnsana ismiyle hitap etmek, ona değer vermek demektir. İnsan ilgi duyduğu ve değer verdiği kişiyi ismiyle anar ve ona ismiyle hitap eder.

Kişiye ismiyle hitap edildiğinde arada bir sıcaklık, bir yakınlık meydana gelir. Buradan hareketle çocuğa başkalarının ismiyle değil de kendi ismiyle hitap edilmesi durumunda, hitap edenle çocuk arasında bir samimiyet bir yakınlık meydana gelir.

Çocuk fıtraten kendisine ismiyle hitap edilmesini ister. Aksi durumda hemen müdahale eder; “Benim ismin o değil” der ve arkasından ismini kendisi söyler.

“Annem, babam, ablam… “ diye seslenildiğinde, küçük çocuklar değil de özellikle büyük çocuklar “Ben senin annen, baban, abin, ablan… Değilim.” der ve hemen ikaz ederler; kendilerine isimleriyle hitap edilmesini isterler. Fakat küçük çocuklar meramlarını ifade edemediklerinden dolayı pek seslerini çıkartamazlar.

Çocuğa başkalarının isimleriyle hitap edilmesi aynı zamanda çocukta kavram kargaşasına sebep olur. Bu kavram kargaşası 0-6 yaş döneminde ve özellikle de 0-3 yaş grubunda ağırlıklı olarak kendini gösterir.

Bazen çocuğa karşı sevginin bir ifadesi olarak “Canım, bir tanem, güzelim, tatlım, yavrum, kuzum, bebeğim, canım ciğerim.“ gibi sıfatlar kullanılabilir. Ancak başkalarının isimleriyle değil.

Çocuk, annesinin  ‘annesi’, babasının ‘babası’ değildir. Her ne kadar bu tür hitaplar çocuğa karşı söylenmiş bir sevgi ifadesi de olsa, çocuk kendi ismini duymak ister.

Çocuğa ‘biz’ tabirini yerli yerinde kullanmak gerekir. Ancak anne-baba gerek çocuğa karşı, gerekse çocuğun da huzurda bulunduğu bir yerde başkalarına “Biz uyuyoruz, babamız gelecek, biz okula gidiyoruz, biz on numara giyiyoruz…” şeklinde, çocuk adına konuşabiliyor, onun adına karar verebiliyor.

Burada eylemi yapan aslında çocuktur, anne-baba değildir. O halde çocuk adına konuşmamak, çocuğun sağlıklı gelişimi adına son derece önemlidir.

Her bir ismin bir manası vardır. Bu mana kişiye, dolayısıyla kişinin kaderine tesir eder. Bir insanın kendisiyle alakalı en çok duyduğu kelime kendi ismidir. Bir insanın yaşamı boyunca en çok duyduğu kelimenin kendi ismi olduğu düşünülürse, taşıdığı ismin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır.

Bir insana bir şey üslubunca ve nezaket kuralları içerisinde,  ne kadar çok söylenirse o kadar olumlu tesirli eder. Bu söylenen, çocuğun kendi ismi ise ve bu isim de güzel manalara geliyorsa, isim çocuğun kaderine müspet manada tesir eder. Onun için, çocuğun manası güzel bir isme sahip olması oldukça önemlidir.

Her bir kelime kendine has bir ruh taşır. ‘gül’ kelimesinin çağrışımıyla, ‘diken’ kelimesinin çağrışımı insan ruhunda bir değildir; farklıdır ve ruhta meydana getirdiği etki de aynı değildir. Aynen bunun gibi her bir ismin insan ruhunda meydana getirdiği etki farklıdır.

Eğer çocuğa, başta anne-baba olmak üzere başka isimlerle hitap edilirse kendi isminin ruhu değil de o isimlerin ruhu yansır ve çocuk o isimlere göre şekillenir.

Çocuğa “Anneciğim, babacığım, teyzeciğim…” tarzında hitabın yansıra bazen de aşırı sevgiden dolayı “Aşkım, sevgilim, erkeğim, hayatım…” diye hitap edilmektedir.

Bu tür hitaplar aslında eşler arasında kullanılan ifadeler olup, çocuğa karşı kullanılmaması gerekir. Maalesef anne-baba, bir yandan çocuğun yanında bu ifadeleri birbirlerine karşı kullanırken, diğer yandan da çocuğa karşı kullanabiliyor.

Burada çocuk “Annemin asıl aşkı ben miyim, yoksa babam mı?” diye düşünebilir. Bu açıdan bu tür hitapları çocuğa karşı kullanmak son derece sakıncalıdır.

Çünkü bu tarz hitaplar; çocukta istenilmeyen bazı duyguların (cinsel içerikli) uyanmasına ve onun ruhunda negatif tetiklemelere neden olabilir. Anne-baba olarak siz çocuğun anne-babasısınız; aşkı, sevgilisi, erkeği değilsiniz.

Özet olarak diyebiliriz ki, anne-baba çocuğa başkalarının ismiyle değil de kendi ismiyle hitap etmelidir. Çünkü her bir ismin bir manası ve ruhu vardır. Çocuğun isminin manası ve ruhu onun şekillenmesine tesir eder.

Bu açıdan bakıldığında, “Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız, öyleyse isimlerinizi güzel yapın” hadisinin ifadesine göre, öncelikle çocuğa manası güzel isi koyun ve sürekli ona kendi ismiyle hitap edin!

ÖNE ÇIKANLAR