Ailedeki problemler sağlıklı bir iletişimle çözülür

Ailedeki problemler sağlıklı bir iletişimle çözülür

Her ailede eşler arasında az çok problemler çıkabilir ve bu gayet normal bir durumdur, anormal olan ise bu problemlere takılıp kalmaktır. Burada önemli olan bu sorunların çözümü adına öncelikle bir metodun ortaya konulması ve ardından da bir gayretin gösterilmesidir. Bütün bunları yapabilmek  için de sağlıklı bir iletişimin olması lüzumludur. Sağlıklı bir iletişimin kurulabilmesi karşılıklı konuşabilme,

MEHMET TOY 09 Aralık 2019 MEHMET TOY

Her ailede eşler arasında az çok problemler çıkabilir ve bu gayet normal bir durumdur, anormal olan ise bu problemlere takılıp kalmaktır. Burada önemli olan bu sorunların çözümü adına öncelikle bir metodun ortaya konulması ve ardından da bir gayretin gösterilmesidir.

Bütün bunları yapabilmek  için de sağlıklı bir iletişimin olması lüzumludur. Sağlıklı bir iletişimin kurulabilmesi karşılıklı konuşabilme, iyi bir dinleyici olma, empati yapma ve İsar gibi hasletlere sahip olmakla mümkündür.

Meseleler medenice konuşulmalı

Sağlıklı bir iletişimin kurulabilmesi ve devam ettirilmesinin ilk şartı, meseleleri medenice konuşarak çözüme kavuşturmaktır. Atalarımız “İnsan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa anlaşır.” demişler. Madem hal böyle, eşler yaşadıkları olumsuzlukları kendi aralarında konuşarak halletme yoluna gitmelidirler. Bunun içinde “Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkartır.” Atasözünü düstur edinmelidirler.

Hadiste “Güzel söz sadakadır.” denilmiş. Öyle ise her daim güzel konuşmalı ve her konuşma bir sadakaya dönüştürülmelidir.

Ses tonunun iyi ayarlanması, kelime seçimindeki titizlik, beden dilini kullanabilme sağlıklı bir iletişimin temelini oluşturur. Bu konuda en güzel örnek Peygamber Efendimizdir. O (sas) eşlerine karşı hiçbir zaman kötü söz söylememiş, onları rencide edici söz ve fiillerde bulunmamış dolayısıyla bizlere hüsnü misal olmuştur.

Bugün tatlı dille yani sadakalaşarak konuşmanın yerini tekmeleyerek konuşma aldı. Erkek konuşarak değil, tekmeleyerek bir meseleyi çözüyorsa bu bir cahiliyedir. Kadın da aynısını yapıyorsa burada bir ahlaki problem var demektir. “Medenilere galebe ikna iledir.” Medenice karşılıklı konuşabilmek insana hastır. Öyleyse bu düstur işletilmelidir.

Dinliyorsanız konuşmanın bir manası vardır

Eşler arasında iletişimin olabilmesi için birinci şart konuşmaksa, ikinci şart dinlemektir. Dinlemek anlamaktır, eşler dinlemiyorlarsa birbirlerini anlayamayacaklardır.

Aile içi iletişimde en büyük problem eşlerin birbirlerini dinlememeleridir. Yapılan bir araştırmaya göre insanların birbirlerinin söylediklerini % 100 duysalar dahi ancak % 65’ini dinledikleri görülmüştür. İnsanın, dinlediği her şeyi anlamadığı hesaba katılırsa, muhatabının söylediklerinin ne kadar azını anladığı ortaya çıkmaktadır.

Eğer eşler birbirlerini hakikatte dinlemiyor, zahirde dinliyor gibi gözüküyorlarsa aralarında aldatma başlamış demektir. Hele Tuzak kurucu dinleme! yani “Konuşsun da sözlerinin arasından hatalarını bulup bozayım!” düşüncesi eşleri yaralamaktadır. Bu tür bir düşünce çürük bir ilişkiyi doğurur. Böylesine çürük bir insani ilişkiyle değil bir aile, sıradan bir dostluk bile sürdürülemez.

Dinleme, “Savunmacı dinleme” şeklinde olmamalıdır. Altta kalmamak için sürekli laf yetiştirmelerle kendinizi eşinize kabul ettiremezsiniz. Bugün “Savunmacı dinleme” hastalığı zuhur etmiş durumdadır. “Kendini ezdirme” düşüncesiyle yetiştirilen çocuklar ileride sağlıklı bir yuva kuramazlar.

Dinleme “Can kulağı” ile yapılmalıdır, değilse iletişim sağlıklı olmaz. Can kulağı ile dinlenirse yuva canlanır. Eğer “Canım dediğin şey, içinin sesi değilse yapmacık olur. O halde içinin yani kalbinin sesini konuş, değilse ötesi yalan olur.

Dinleme sadece kulakla değil, bütün bedene ait azalarla yapılmalıdır. Dinleme esnasında vücudu eşe karşı çevirmek, göz temasını iyi ayarlamak iletişimi sağlıklı kılar.

Empatiyle anlamaya çalışmak

Dinlemek işitmek demek değildir; anlamak demektir. Eğer eşler birbirlerini anlayamıyorlarsa dinlemiyorlar demektir. Ailede sağlıklı iletişimin olabilmesi için konuşma ve dinlemenin yanı sıra empatinin de kurulması gerekir.

Empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlama demektir. Empati yapmayan çiftler birbirlerinin duygu ve düşüncesini tam manasıyla anlayamaz, neticede büyük sorunlar yaşarlar.

Empatiyle erkek kendisini hanımının yerine koymalı, hanımda kendisini beyinin yerine koyarak birbirlerini anlamaya çalışmalıdırlar.

İsar hasletiyle yaşamak

İsar, insanın başkalarını kendisine tercih etmesi, başka bir deyişle yaşama zevkiyle değil, yaşatma hazlarıyla yaşamasıdır.

İnsan gerçek mutluluğu başkalarını mutlu ederek yaşar. Değilse egolarını tatmin etmiş olur. O nedenle insanın ilk önce mutlu etmesi gereken kişi, sürekli beraber yaşadığı eşi olmalıdır.

“Hiçbiriniz kendisi için istediğini kardeşi için istemedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz.” buyuran Efendimiz (sas), isar hasletine misal teşkil edecek bu kutlu beyanı ifade etmiştir.

Unutmamak gerekir ki; konuşmak, dinlemek, empati ve isar gibi hasletler Allah için olmalıdır. Böyle davranmak ise bir yönüyle ihlastır, ibadettir. Bugün yuvalar yıkılma noktasına gelmişse bu hasletlerin yaşatılmamasındandır.