Kitap: Çip Savaşları (Chris Miller)

Kitabın Künyesi: "Chip War: The Fight for the World's Most Critical Technology" (Çip Savaşı: Dünyanın En Kritik Teknolojisi İçin Mücadele). Yazarı: Chris Miller. Yayınevi: Scribner, 2022, 464 sayfa.

SEDAT LAÇİNER 01 Eylül 2023 YAZARLAR

Küçük yarı iletken çipler, günümüz güç mücadelesinin merkezi haline geldi. Dünyanın dört bir yanında hükümetler, çip üreticilerini sübvanse ediyor, rakiplerini bu alanın dışında tutmaya çalışıyor. Çünkü çip sektörüne hakim olan adeta dünyaya hakim olur. Yakın zamana kadar ana savaşçılar Çin, ABD, Güney Kore ve Tayvan’dı… Mücadeleye son olarak dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya da girdi… Çipler dünyasını anlamadan günümüz Uluslararası İlişkilerini anlamak imkansız. Bu nedenle Chris Miller’ın kitabı gibi çipler üzerine kitapları okumakta büyük fayda var…

***

1950’lerde Texas Instruments’taki bir mühendis tarafından icat edildiğinden bu yana minicik yarı-iletkenler modern teknolojinin gelişmesinde büyük bir rol oynadı . Çipler, kişisel bilgisayarlardan cep telefonlarına ve savaş uçaklarına kadar her şeye güç sağlıyor ve küresel liderlik mücadelesinde de şüphesiz en ön saflarda yer alıyor.

“Çip Savaşı: Dünyanın En Kritik Teknolojisi İçin Mücadele” adlı kitap Tufts Üniversitesi’nde Uluslararası Tarih alanında doçent olan Chris Miller tarafından kalem alınmış… Kitap 2022 New York basımı. Yazar, kitapta kronolojik bir sistem kullanmış, çipin ilk kullanımından günümüze kadar geçen hikayeyi oldukça detaylı bir şekilde anlatmış…

Çip Savaşı, bir mühendislik kitabı değil, çiplerin hayatımızda nasıl yaşamsal bir role kavuştuğunu ve geleceğin siyasi liderliğini nasıl belirleyebileceğini tarihi perspektiften anlatıyor yazar Miller… Hacimli bir kitap; uzunluğu 400 sayfadan fazla. Ancak kitabın dili hızlı ve keyifli okumayı kolaylaştırıyor…

***

Başta da belirttiğimiz üzere, günümüzün en kritik ürünlerinin başında mikroçip teknolojisi geliyor. En basit ev eşyalarından en gelişmiş bilgisayar ve makinelere kadar çip’siz bir teknoloji ürünü geliştirmek artık mümkün değil… Tüm dünya, çiplerin ne kadar önemli olduğunu Covid-19 pandemisi günlerinde daha iyi anladı. Otomobilin her bir parçasını yapabilen fabrikalar, bir küçük çip gelmedi diye ürettikleri otomobilleri bitiremediler, satışını yapamadılar… Genel kanı; çip üretimine hakim olan devletin, geleceğin dünyasına da hakim olacağı… Çünkü çipler sadece gelişmişlik göstergesi değil, aynı zamanda gelişebilme göstergesi. Çipleri elinden alınan devletin gelişmesi duruyor, hatta geriliyor.

Bu nedenle küresel iddiası olan devletler çip alanında zirveye oynuyorlar ve bu alanı kontrol etmek için Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’in giderek daha fazla çatışmaya girdiği görülüyor. Amerika, Çin’i bu alanın dışında tutabilmek için Ağustos ayında bir başkanlık kararı yayınladı ve Çin’e çip üretim bilgilerinin, çip üreten makinelerin vs. satışını/aktarımını yasakladı… Ayrıca Biden yönetimi, Amerika topraklarında yarı iletken fabrikaları kurulması için yüz milyarlarca dolarlık teşvik ve yardım paketi açıkladı… Amerika, müttefiklerini de benzeri politikalar için cesaretlendiriyor…

Kısacası çip savaşları gerçekten çıkarsa şaşırmayın… İşte yazar Chris Miller, böylesine kritik bir konuyu ele almış ve Çip Savaşlarının aslında çoktan çıktığını iddia etmiş kitabında…

***

Miller haklı olarak mikroçiplerin “yeni petrol”, yani modern dünyanın bağlı olduğu yeni kıt kaynak olduğunu hatırlatıyor… Nitekim Çin’in her yıl petrolden daha fazla parayı çip ithalatına ayırdığını okuduğunuzda hem şaşırıyorsunuz hem de çip’lerin değerini daha iyi anlıyorsunuz. Çipler hayatımızın her yerindeler, ancak kıymetinin dünyanın her ülkesinde yeterince anlaşıldığını da sanmıyorum…

Bugünün dünyasında askeri, ekonomik ve jeopolitik güç bilgisayar çipleri temeline dayanıyor. Yakın zamana kadar Amerika en hızlı çipleri tasarlayıp üretti ve “1 numaralı süper güç” olarak liderliğini biraz da yüksek teknolojideki hızına ve üretkenliğine borçlu oldu. “Silikon Vadisi” ismi bile çiplerin üretildiği slikon’dan geliyor…Ancak manzara zamanla değişmeye başladı; Tayvan, Güney Kore, Avrupa ve hepsinden daha önemlisi Çin önemli birer rakip olarak Amerika’nın karşısına çıktı…

Çin, her yıl inanılmaz bir kaynağı dışarıdan çip ithalatına ve içeride çip geliştirme faaliyetlerine harcıyor… Çip üretiminde hala dışa bağımlı olsa da Çin’in amacı bağımsız bir çip üreticisi olabilmek. Daha doğrusu asıl amacı Amerika’nın askeri üstünlüğüne ve iktisadi hakimiyetine son verebilmek. Çünkü günümüzde çip sektörüne hakim olan askeri ve ekonomik üstünlüğe de ulaşabiliyor. Kitabın ana tezi bu aslında, ki yazar bunu söylerken pek de haksız sayılmaz…

***

Orduların kullandıkları savaş uçakları, füzeler, obüsler, hatta tüfekler şekil değiştiriyor. Bizler kaba değişimi seyrediyoruz ancak değişimi sağlayan çipler, yarı iletkenler… Bizim uçak diye seyrettiğimiz metal yığının asıl önemli kısmı gelişmiş bir bilgisayar oluşu. Yazılım ve donanımlarını çıkardığımızda mesela artık uçaklar pek de işe yaramıyor. İnsanlarsa çipleri değil, onlarıtaşıyan kaba silahları, cihazları görüyorlar… Uluslararası İktisat tarihçisi Chris Miller, ABD’nin çip tasarımı ve üretiminde nasıl baskın hale geldiğini ve bu teknolojiyi askeri sistemlere nasıl başarıyla uyguladığını anlatıyor. Amerika’nın Soğuk Savaş’taki zaferi ve küresel askeri hakimiyeti biraz da bilgi işlem gücünü diğer tüm güçlerden daha etkili bir şekilde kullanma yeteneğinden kaynaklanmaktadır. Ancak burada da Çin, çip oluşturma tutkusu ve askeri modernizasyonun el ele gitmesiyle arayı kapatıyor.

Amerika’nın Çin ile ilişkisi bir garip; Çin bugünlere geldiyse bunu biraz da Amerikan sermayesine, know-how’ına ve yatırımlarına borçlu. Benzeri bir durum yarı iletkenler için de geçerli: Amerikalılar belki de gafilce çip oluşturma sürecinin temel bileşenlerinin ellerinden kayıp gitmesine izin verdiler; bugünlerde birşeylere uyanmış görünseler de geç olup olmadığını kimse bilmiyor…

Miller, kitabında hükümetlerin, bir sonraki kalkınma dalgasını kontrol etme yarışında olduklarını, hasımlarına bu yolu açmamanın gayretinde bulunduklarını yazıyor… Amerikalı yetkililer, endüstri liderleri ve akademisyenler, ABD’nin Çin’in gerisinde kalmasından ve Pekin’in, dünyanın en büyük çip üreticisi TSMC’ye ev sahipliği yapan Tayvan’a yönelik artan tehditlerine karşı savunmasız olmasından da endişe ediyorlar. Çünkü Çin, Tayvan’ı “yutarsa” Tayvan’ın gelişmiş yarı iletken teknolojisine ve yetişmiş iş gücüne de sahip olacak… Bu nedenle bir iddiaya göre Çin, Tayvan’ı işgal etmeye kalkarsa Amerikalılar anında Tayvan’daki bazı fabrikaları vuracakmış… Kısacası Amerika, Tayvan’ın savunmasına koşacak olur ise bunu biraz da çip faktörü nedeniyle yapacak…

Tayvan, devasa Çin anakarasının hemen yanıbaşında küçük bir ada. Ne kadar ilginç değil mi; ABD, yarıiletken endüstrisinin bu adada gelişmesini sağladı… yani Çin ejderhasının pençelerinin dibinde. ABD, böylesine büyük bir riski nasıl göze aldı. Yazar kitabında bu ve benzeri sorulara da yanıt veriyor…

***

Miller’ın kitabı yarı iletkenlerin gelişimini ve siyasete etkilerini kronolojik bir dille anlatıyor: İmalat ABD’den Asya’ya nasıl kaydırıldı, Çin’in yükselişi ve Amerika’nın yanıtı kiitabın sayfalarında doyurucu bilgilerle bulunabiliyor.Amerika Asya’ya akan süreci geri çevirmeye çalışıyor…

Çipler her geçen gün küçülüyor. Bir bakteri, bir virüs düzeyindeler ve küçülmeye devam ediyorlar. Başdöndürücü bir gelişme içindeler. Çipler küçülüyor ama hızları artıyor, marifetleri tahminlerin ötesine geçiyor. Çipler hayatımızı ele geçiriyor. Hayatımızı yönetmek isteyenler bu nedenle çip sektörünü rakiplerine kapatmanın derdinde…

Miller’ın kitabı öğretici olduğu kadar eğlendirici de. İlginç bir konu, okunması keyifli bir stil… Günümüz küresel siyasetini anlamak için okunması gereken kitaplardan biri…

ÖNE ÇIKANLAR