Neden ve niçin evlendiğinizi unutmayın…

Neden ve niçin evlendiğinizi unutmayın…

Eşler, evliliğin hangi döneminde veya hangi yılında olurlarsa olsunlar NEDEN ve NİÇİN evlendiklerini unutmamalıdır. Hiç kendinize sordunuz mu? Ben neden ve niçin evlendim? Evlenmekteki maksadım neydi? Eşimle niçin evliyim? Eşimle neden evli kalmalıyım? Evlilik bana ne kazandırdı? Bu ve benzeri soruları kendinize sorun ve cevaplarını maddeler halinde yazmaya çalışın. Eğer bu sorulara açık ve net

İLYAS TÜRKMEN 25 Eylül 2019 İLYAS TÜRKMEN

Eşler, evliliğin hangi döneminde veya hangi yılında olurlarsa olsunlar NEDEN ve NİÇİN evlendiklerini unutmamalıdır.

Hiç kendinize sordunuz mu?

Ben neden ve niçin evlendim?

Evlenmekteki maksadım neydi?

Eşimle niçin evliyim?

Eşimle neden evli kalmalıyım?

Evlilik bana ne kazandırdı?

Bu ve benzeri soruları kendinize sorun ve cevaplarını maddeler halinde yazmaya çalışın.

Eğer bu sorulara açık ve net olarak bir şeyler yazamıyorsanız; maalesef evliliğinizin gidişatını sorgulamanız ve gözden geçirmeniz gerekir.

Hayatı, üzüntülerinizi ve sevinçlerinizi paylaşmak, sevdiğinizle beraber olmak, mutlu olmak, aile olmak, çocuk sahibi olmak gibi birçok nedenlerden dolayı evlenmiş olabiliriz. Bir an düşündüğünüzde bu ve benzerleri evlilik nedenlerinizden ilk aklımıza gelenler olabilir.

Eşler arasındaki duygusal ve zihinsel farklılıklar, fizyolojik bakımdan kadın-erkek farklılıkları, içinde yetiştiği aile ve toplumdan gelen eğitim ve kültür farklılıkları evlilik hayatında geçim ve uyum konusunda problem ve çatışmalara yol açabilir.

Eşler bu benzeri farklılıklar nedeniyle ortaya çıkabilecek problem ve çatışmaları kendileri isterlerse çözüm bulabilirler. Örneğin; Eşiniz maça giderken siz de eski kız arkadaşlarınızla beraber olabilir veya maçı evde eşinizle beraber onun heyecanını yaşayarak televizyonda izleyebilirsiniz.

Eşinizin çok sevdiği bir diziyi aynı duygusallıkla beraber izleyebilirsiniz. Mutfakta beraber yemek pişirebilirsiniz. Bu ve benzeri etkinlikler evliliğinizi monotonluktan ve sıkıcı bir havaya girmekten kurtaracak küçük detaylar olabilir.

Bir plan yaparken eşinize hiç danışmıyor, onun fikrini almıyor, ya da arkadaşlarınıza, anne-babanıza ve işinize ondan daha fazla zaman ayırıyor ve önem veriyorsanız yanlış yoldasınız demektir. Önemli olan aile içinde dengeyi kurarak eşinizi ve evliliğinizi her şeyden önde tutmasını bilmektir.

Güç Savaşı Eşleri Yorar…

Her türlü ticari alışverişte aynı kişinin sürekli olarak tek taraflı kazanması olamaz. Her iki tarafın da kazanması alışverişi zevkli ve sürekli hale getirir. Eşler arasında tartışma ve çatışma kaçınılmazdır. Önemli olan; eşlerin çatışma ve tartışmayı konuşarak kendilerine ve evlilik hayatlarına huzur ve mutluluk katacak kararlar alabilmek ve uygulayabilmektir.

Haklı olmak yerine, mutlu olmak tercih edilmelidir. Tartışma; karşılaşılan her türlü problem ve çatışmaları çözüme götüren veya götürmesi gereken bir araç olarak görülmelidir.

Tartışmada asıl amaç problem ve çatışmayı çözmek olmalıdır. Tartışmayı kazanma ve haklı olduğunu kabul ettirmek asıl amaç olmamalıdır. Haklı olmak evliliğinize huzur ve mutluluk katmıyorsa “haklı olmanın” veya “tartışmayı kazanmış olmanın” ne faydası olabilir? Eğer tartışmayı mutlaka birinin kazanması gerekiyorsa bırakın eşiniz kazansın.

Evlilik hayatı bir güç savaşı olmamalıdır. Evlilik hayatında duygusallık, anlayış, hoşgörü, nezaket ve incelik çok daha önemli olduğu unutulmamalıdır. Sizin için huzur ve mutluluk getirmeyen tartışmayı, kimin kazandığı ya da kaybettiği ne kadar önemlidir? Bu konuda sakın hırslı olmayın. Neticede böyle küçük hesaplar yaparak bir ömrü eşinizle ve ailenizle birlikte mutlu ve huzurlu geçiremezsiniz.

Geçmişi Geçmişte Bırakın

Hiçbir zaman geçmişte yapılan hataları tekrar tekrar eşinize hatırlatmayın. Herhangi bir tartışma esnasında, birdenbire konuyla ilgili ya da ilgisiz, eşinizin veya ailesinin çok eskiden yaptığı bir hatayı gündeme taşımayın. Bu, konuyu saptırmanızın yanı sıra çözümü uzatmanıza da neden olacaktır. Unutmayın geçmişi değiştirmek mümkün değil!

Özür Dilemek Olgunluktur…

Eğer yanlış bir şey yaptıysanız bunu itiraf edin ve özür dileyin. Hata yapmanız dünyanın sonu değildir. Önemli olan bunu fark etmiş olmanızdır. Ancak tabii ki bunu alışkanlık haline getirmeyin. Nasılsa, özür diliyorum ve konu kapanıyor diye düşünmeyin. Bu durumda eşinizin güvenini kaybedersiniz. Kaybedilen güveni tekrar elde etmek çok zordur ve zaman alır.

Eleştirileriniz Yapıcı Olsun…

Tabii ki eşinizin bazı hareketlerini beğenmeyebilirsiniz. Bu konudaki düşünce ve eleştirilerinizi dile getirmekte de özgürsünüz. Ancak önemli olan bunu nasıl söylediğinizdir. Eşinizi değiştirmeyeceğinizi ve kendinize benzetemeyeceğinizi bilerek hareket etmelisiniz. Sözlerinizin olumlu yönde, sevgi dolu ve ılımlı olmasına özen gösterin. Yoksa hiçbir işe yaramaz. Sadece onu kırmış ve üzmüş olursunuz.

“Şu hareketinden nefret ediyorum” yerine, “Hayatım, böyle davranmayı sana yakıştıramıyorum.” diyebilirsiniz. Ya da istemediğiniz şekilde davrandığında “ne hissettiğinizi” ve “beklentilerinizi” açık ve anlaşılır bir şekilde söyleyin. Örneğin, “Eve geç geleceğini bana haber vermediğin için seni çok merak ettim, tedirgin oldum, çok endişelendim.

Geç geleceğini bana önceden haber verirsen çok mutlu olurum.” BEN DİLİ’ni kullanarak önce “rahatsız olduğunuz davranışı” dillendirin, sizde hangi “olumsuz duyguları oluşturduğunu” ve “ne yapması” gerektiğini açık ve net olarak ifade edin.

Yatağa Asla Küs Girmeyin

Gün içinde birçok olumsuzluklar yaşamış ve hatta şiddetli bir tartışma yapmış olsanız da yatak odanıza asla küs girmeyin. Yatmadan önce mutlaka tüm sorunlarınızı halledin.

Aranızda çözülmemiş ve açıklığa kavuşmamış bir problemin olması uykunuzun ve ertesi günün keyifsiz ve can sıkıcı olacağı anlamına gelir. Tartışmaları uzatan taraf siz olmayın. Yatak odanız sizin için özel bir dünyanız olduğunu unutmayın. Yatak odasına sorunlarınızı kesinlikle taşımayın.

Tebessüm ve İltifat Edin

Gün içinde en azından bir kez dahi olsa eşinize güzel bir söz söyleyin, gönül alıcı espri yapın ve içten tebessüm edin. Eşinizin sizden güzel bir söz duyduğundaki mutluluğu, mutluluk olarak size geri döner. Herkesin eşinizi hoş ya da mükemmel bulması bir yana, asıl önemli olan sizin ne gördüğünüz ve düşündüğünüzdür.

Tartışma İki Kişi ile Olur

Bir düşünün! Tartışmalarınız neden çıkıyor ve nasıl büyüyor? Acaba sadece karşı tarafı suçlamak ne kadar gerçekçi? Sizin hiç mi payınız yok? Elbette ki vardır. İsterseniz işe hatalarınızı itiraf etmekle başlayın. Kendinizi eleştirmekten korkmayın. Hep eşinizi suçlayarak bir yere varamadığınızı ve kimi zaman da hatanın kendinizde olduğunu kabul edin.