Mutlu evlilik sağlık getirir

Yapılan araştırmalar; mutlu ve huzurlu evliliği olan insanların daha az hastalandıklarını ve daha sağlıklı olduklarını gösteriyor. Ayrıca evlilikteki huzur ve mutluluk korunmaya çalışıldıkça sağlığın da korunduğu ortaya çıkmaktadır. Aile içi eşler arası geçimsizlik bedensel ve duygusal sağlık için bir tehdit oluşturmaktadır. Sıkça tartışma yaşayan eşlerin, sağlık durumlarının kötüye gitmemesi için mutlaka bir uzman desteği almaları

İLYAS TÜRKMEN 08 Şubat 2018 İLYAS TÜRKMEN

Yapılan araştırmalar; mutlu ve huzurlu evliliği olan insanların daha az hastalandıklarını ve daha sağlıklı olduklarını gösteriyor.

Ayrıca evlilikteki huzur ve mutluluk korunmaya çalışıldıkça sağlığın da korunduğu ortaya çıkmaktadır. Aile içi eşler arası geçimsizlik bedensel ve duygusal sağlık için bir tehdit oluşturmaktadır. Sıkça tartışma yaşayan eşlerin, sağlık durumlarının kötüye gitmemesi için mutlaka bir uzman desteği almaları gerekmektedir.

Şunu da söyleyebiliriz ki uyumlu ve geçimli sağlıklı bir evlilik hayatı sağlıklı bir yaşam adına olumlu davranışlar geliştirilmesine katkı sağlar.

Mutlu eşler, doktor kontrollerine düzenli olarak gitmeleri, uyku düzenleri, sağlıklı beslenmeleri ve sağlık faaliyetlerine katılma konularında da birbirlerini teşvik ederler.

Ayrıca mutlu evliliklerde eşler kötü bir gün geçirdiği zaman birbirlerine destek olma ve sağlıklı empati kurarak anlama/anlaşılma konusunda daha başarıdırlar. Bu da stresi azaltır ve sağlığın kötüye gitmesini önler.

ÇOCUK EVLİLİĞE NE KATAR?

Çocuk, eşler arasında “anne-baba” ve “karı-koca” rollerindeki dengeyi bozmamalı. Bu roller her durumda kuşun iki kanadı gibi denge ve ritmini bozmadan işletilmeli ve hakkı verilmelidir. Birinin ihmal edilmesi diğerini etkisiz hale getirebilir. Tek kanatlı kuş uçamaz. “Anne-Baba” ya da “Karı-Koca” rollerinden birinin ihmali aile ve evlilik hayatındaki huzur ve mutluluğa büyük zarar verebilir.

Çocuğun doğumu ile birlikte kadın bilerek veya bilmeyerek kendini ağırlıklı olarak çocuğa verebilir. Bu durumda eş (koca) kendisini ikinci plana atılmış hissedebilir. Gebelik esnasında ise kadın cinselliği yaşamama/yaşayamama veya “Cinselliği yaşarsam çocuğuma zarar verebilirim…” şeklindeki gerçek dışı düşüncelere kapılabilir. “Artık ben anneyim.” düşüncesi ile kocasına karşı kadınlığını geri plana çekebilir.

Anne olarak cinsel isteksizlik yaşayabilir. “Çocuk ya odamıza gelirse, duyarsa, öğrenirse…” vb. düşünceler kadının cinsel isteksizliğine neden olabilir. Annenin “Çocuğu duyamam.”, “Çocuk korkar.” düşüncesiyle çocuğun odasında yatmak istemesi ya da anne çocuğu kendi yatağına, yatak odasına almak istemesi eşler arasındaki “karı-koca” rolüne büyük zarar verebilir. Aynı zamanda bu durum çocukların “Mahremiyet Eğitimi” açısından da sakıncalıdır.

Çocuk olduktan sonra eşlerin birbirine karşı kullanabileceği bazı cümleler… “Çocuğumuzun doğumundan sonra eşim benimle eskisi gibi ilgilenmiyor.” “Cinsel isteksizlik yaşıyorum.” “Artık ben anneyim.” “Çocuğum benim için her şeydir.” “Kendini çok ihmal ediyorsun, bakımsızsın.” vb.

Evlilik “Çocuk olsun düzelir” Anlayışı…

Evlilik iyi gitmediği zamanlarda eşlerden biri veya çevre; çocuğun kötü giden evliliğe kurtuluş ve çözüm olabileceğini düşünür. Bu düşünce ileride sorunun daha da büyümesine yol açabilir. Çünkü evliliği eşlerin emek, gayret ve isteği kurtarabilir. “Taşıma su ile değirmen dönmez.”

EVLİLİKTE EŞLER ARASI İLETİŞİM NEDEN TIKANIR?

Evlilikte mutlu olma niyeti ön planda olsa dahi “gülün dikeni” nispetinde tutulabilecek sorunlar da evliliğin bir parçasıdır. Bununla birlikte yaşanabilecek geçimsizlik nedenlerinin birçoğunun çözümü mevcuttur ve uygulaması da zor değildir.

Evliliğinde sorunlarla karşılaşmayan çift yok denecek kadar azdır. Ancak birçok mutlu evliliğin sırrı “SORUNLARIN ALGILANMASINDA” ve “ÇÖZÜM ŞEKLİNDE” gizlidir. Bu sebeple her fırsatta veya hiç olmazsa sorun yaşandığı anlarda “ANLAŞILIR ve DOĞRU DİLİ” bulmak çabasıyla “ETKİLİ İLETİŞİME” kafa yormak gerekir. Bu tutum birçok sorunun çözümünde anahtar vazifesi görür.

Evlilikte tartışılması muhtemel problemlerin başında; sevgi, saygı, ilgi, ihtiyaçlar, aile büyükleri ile ilişkiler, kültür farklılıkları vb. geliyor. Ne yazık ki bu konuları önceden konuşmuş olsanız bile, evlilikten sonra başınıza geldiğinde başa çıkmak o kadar kolay olmayabilir.

Aslında evlilik hayatında önemli olan “SORUNSUZLUK DEĞİL” bu sorunları idare etmede ve çözmede gösterilecek “ÇABA, EMEK, SABIR ve BAŞARIDIR…” Eşler kendi aralarında “AÇIK İLETİŞİM” kullanarak “ANLAŞILMAYI” beklemek yerine, “ANLAŞILIR” olma konusunda istekli olmalıdırlar.