Hayatın içinde ’Baba ve Çocuk’ (1)

Aile ve evlilik hayatında eşler ve çocuklar, genellikle, babaların kendilerine ayırdıkları zamanın azlığından şikâyetçidirler. “Baba, seni çok özledik.”, “Babam, keşke daha az çalışsa…”, “Babam, benimle oyun oynasa…” ifadeleri tanıdık geliyor mu? Babalar, her ne kadar yoğun çalışmaktan ya da trafikten şikâyet etseler de,  çocukların anneye ihtiyaçları olduğu kadar babalarının da yakın ilgisine ihtiyaçları vardır. Baba

İLYAS TÜRKMEN 13 Temmuz 2017

Aile ve evlilik hayatında eşler ve çocuklar, genellikle, babaların kendilerine ayırdıkları zamanın azlığından şikâyetçidirler. “Baba, seni çok özledik.”, “Babam, keşke daha az çalışsa…”, “Babam, benimle oyun oynasa…” ifadeleri tanıdık geliyor mu?

Babalar, her ne kadar yoğun çalışmaktan ya da trafikten şikâyet etseler de,  çocukların anneye ihtiyaçları olduğu kadar babalarının da yakın ilgisine ihtiyaçları vardır. Baba hangi meslekte ve konumda olursa olsun çocuğun nazarında ‘’baba’’dır. Bu kesinlikle unutulmamalıdır.

Çocuk babasını fiziksel ve duygusal olarak yaşayabilmelidir. Aksi durumda çocuk babası ile arasına giren kişi, meslek, konum ve meşguliyetlere karşı düşmanlık beslemesine neden olabilir.

Aile sistemi içinde yer alan her birey birbirini etkiler. Böyle olmasına rağmen, söz konusu çocuklar olduğunda daha çok, anne-çocuk arasındaki ilişki ve bu ilişkinin her iki taraf için de ne kadar önemli olduğu vurgulanır. Babalar bu etkileşim içinde sanki unutulmuşlardır.

Farkında olmadan da babalar bunu böyle olacağını zannederek kendini işine verir ve sorumluluğunun sadece evin maddi ihtiyaçlarını karşılamak olarak görür.

Yıllar geçer farkında olmadan çocuklar ve eşler birbirlerini anlayamaz hale gelebilir. Aile bireyleri arasındaki duygusal bağın kurulması zorlaşır.

Babaları tarafından sevilen çocuklar, genelde duygusal açıdan daha dengeli, daha az öfkelenen, benlik algıları daha yüksek ve dünyaya pozitif bir bakış açısı geliştiren çocuklardır.

Bu çocuklar da birey olma özelliklerini kazandıkları için her durumda sorumluluklarını ve kendi ayakları üzerinde durmasını bilirler.

Baba-çocuk ilişkisini araştıran uzmanlar; bir babanın, çocuğuna verebileceği en önemli armağanın “sevgi ve şefkati” olduğunu ve baba şefkatinin; depresyon, madde bağımlılığı ve davranış sorunlarına karşı en iyi önlem olduğunu belirtmektedirler.

Günümüzde Değişen “BABA” Rolü…

Özellikle ekonomik açıdan gelişmiş, evlilik ve aile kurumunun giderek yok olduğu toplumlarda  “babalık” kavramının zayıflaması, buna bağlı olarak da gençlik sorunlarının kaçınılmazlığından duyulan kaygı, “babalık”  kavramı konusunda birçok araştırma yapılmasına neden olmuştur.

Günümüzden 30-40 yıl öncesine baktığımızda, çocuğun yaşamında babanın fonksiyonunun değişikliğe ne kadar uğradığını fark ediyoruz.

Sosyal, politik ve ekonomik nedenlerin kadın erkek rollerini etkilemesi; “geleneksel aile” yapısının “çekirdek aileye” dönüşmesi; artık çocuğun bakım ve gelişiminde babalara da önemli görev ve sorumluluklar yüklemiştir.

Yenilenen “baba” kavramı, “uzak, duygularını göstermeyen, korkulan otorite” değil; “ev içi sorumlukları paylaşabilen, duygularını gösterebilen, çocuklarıyla ilgilenen, onlara zaman ayıran,  ilgi ve şefkat gösteren erkek” anlamına geliyor. Ancak, aileyi geçindiren; ama evde fiziksel olsa bile, duygusal olmayan babalara da sıklıkla rastlanmaktadır.

Babaların Çocuklarıyla Sağlıklı Bir İlişki-İletişim Geliştirebilmeleri İçin;
“Ben iyi bir baba mıyım? Mükemmel bir baba olmak için neler yapmam gerekir?” diye kendinize soruyor olabilirsiniz.

Mükemmel değil; ancak mutlu, keyifli ve iyi anne-baba olunabilir. Bunun için sabır, araştırma ve sevgi gerekir. Önemli olan çocukları yetiştirirken anne-babanın ellerinden geleni yapması ve buna inanmasıdır. Bunun için de öncelikle kendini tanıması, daha sonra eşiyle uyum içinde olabilmesi ve çocuklarını tanıması gerekir.

Günlük yaşamın içinde espriyi yakalamaya çalışın!

Bu, eşiniz ve çocuğunuz için de rahatlatıcı olur. Sadece korkulan, saygı duyulan, mesafeli bir baba olmaya çalışmayın!

Bunun tam tersi tutum da boşluk yaratabilir. Çocuklarınızı koşulsuz severken aynı zamanda sınırları belli bir ortam sunmaya çalışın! Çünkü kuralların olmadığı baba-çocuk ilişkisinde sevgiye saygıya dayalı bir disiplin, güven ve sorumluluk da olamaz.

İşlerinizin yoğun olması evinize ve ailenize az zaman ayırmanız, sizin ilgisiz bir baba olduğunuzu göstermez. Önemli olan, kısıtlı zaman dilimleri içinde bile olsa aile bireyleri ile kaliteli zaman geçirebilmektir.

Çocuklarınızın doğum günü, okul veya spor etkinliği gibi özel günlerinde her zaman yanında olmaya çalışın!

Çünkü bu tür özel günlerin tekrar yaşanması söz konusu olmayacak. Okuldaki etkinliklerde arkadaşlarının babalarını gördüğü zaman sizin gelmeyişinize hem çok üzülür, hem de size karşı olumsuz düşünce içine girebilir.

Daha sonraları okuldaki bu etkinliklere katılmak istemez. Çocuğunuzun okulunda öğretmenleri ve rehber öğretmenleriyle yapılan görüşmelere, dönemde en az bir kere katılmaya çalışın.

Çocuklarınızı övmeyi ve takdir etmeyi unutmayın!

Övgü ve takdir, gerçekten samimi bir şekilde dile getirildiğinde insanı motive eden çok etkili bir yoldur.

Çocuğunuzla ilişkinizin büyük bir bölümü ortak olarak zevk aldığınız zamanları içeriyorsa, doğru yoldasınız demektir.

Bunun için; birlikte maça gitmek, balık tutmak, spor yapmak, ders çalışmak, sinemaya gitmek,  ergenlik çağındaki çocuğunuzun ilgi alanlarıyla ilgili bilgi sahibi olmak ve örneğin sevdiği müzik topluluğunun bir-iki şarkısını dinlemek ya da konserine gitmek vs.

Babaların, çocuklarını kendi iş yerlerine götürerek bir günlerini nasıl geçtiğini onlara göstermesi ile karşılıklı anlayışı geliştirecektir.

Baba çocuğunu kendi iş yerine götürerek yaşına uygun görevler vermesi, onda güven ve sorumluluk duygusunun gelişmesini destekler. (Devamı haftaya…)