Farklılıklardan iyi evlilikler çıkabilir…

Evlilikte eşler arasındaki çatışmaların farklılıklardan çıktığı zannedilir. Aslında bu doğru değildir. Eşler arasındaki bedensel, duygusal, sosyal ve kültürel farklılıklar aslında evliliğe zenginlik ve heyecan katar. Yeter ki eşler farklılıkları fark edebilecek sosyal, duygusal ve kültürel  olgunluğa sahip olsunlar. İkili ilişkilerde zıt özellikteki kişilerin birbirini daha çok tercih ettikleri de bir gerçek. Çünkü kişiler kendini ve

İLYAS TÜRKMEN 17 Ağustos 2017 İLYAS TÜRKMEN

Evlilikte eşler arasındaki çatışmaların farklılıklardan çıktığı zannedilir. Aslında bu doğru değildir.

Eşler arasındaki bedensel, duygusal, sosyal ve kültürel farklılıklar aslında evliliğe zenginlik ve heyecan katar. Yeter ki eşler farklılıkları fark edebilecek sosyal, duygusal ve kültürel  olgunluğa sahip olsunlar.

İkili ilişkilerde zıt özellikteki kişilerin birbirini daha çok tercih ettikleri de bir gerçek. Çünkü kişiler kendini ve başkalarını  zıtlıkları ile tanır ve bütünleşir.

Örneğin içe dönük bir kişiliğin sosyal alandaki eksikliklerini bir dışa dönük tamamlayabilir. Teorik düşünen bir kişinin uygulamadaki eksikliğini pratikliği bünyesinde bulunduran kişi ancak dengeler….

Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Bir insanın  yaşamında gerekli olan tüm özellikleri ve becerileri kendi kişiliğinde barındırması mümkün değildir. Her kişinin farklı özellikleri, güçlü ve zayıf yanları vardır.

Bu nedenledir ki iş dünyasında şirketlerde yapılacak işten iyi sonuç alabilmek için ekip/takım oluşturulurken o işin gereğine göre farklı özelliklere sahip kişilerin ekipte yer almasına dikkat edilir.

Evlilikte de eşler ortak bir yaşamı sürdürme amacı taşıyan ikili bir ekip/takım olmalıdır. Farklılıkları çatışmaya dönüştürmemek ve yaşamlarını daha güzel kılmak için katma değer olarak koruyabilmek ve saygı göstermek gerekir. Mıknatısın aynı kutupları birbirini iterken, farklı kutuplar ise birbirini çeker.

Çatışmalar nasıl önlenebilir?

Hayatta “iyi-kötü”, “güzel-çirkin”, “doğru-yanlış” gibi kavramlar kişiden kişiye ve duruma göre değişir. Çünkü mutlak kesinlik ve doğru yoktur.

Kendi doğrularına sıkı sıkıya bağlı kalan, kendi düşünceleri dışında kalanları yanlış, eksik, değersiz gören kişilerin başkalarıyla çatışmaya düşmesi ve yaşamında mutsuz olması kaçınılmazdır.

Mutsuz olur çünkü kendini kendi düşünce kalıplarının içine hapsetmiştir. Gerektiğinde problemlerini çözebilecek şekilde esneyemez ve kalıplaşmış bir kişilik sergiler. Kendi bakış açısına saplanan bir kişi karşısındaki kişiyle empati kuramaz ve iletişim engellenir.

Çatışmaların yaşanmaması için kişinin kendini bilmesi, gerektiğinde kişilik sınırlarını koruyabilecek şekilde esneyebilmesi ve karşısındakini kendinden farklı bir insan olarak görüp onu anlayabilmesi ve uyumlu bir ilişkiyi sürdürebilecek iletişimi sağlayabilmesi gerekir.

Her iki taraf da bunu yapabildiğinde evlilikte çatışma yaşanmaz. Yaşanan çatışmalar, evliliği güçlendirecek şekilde kolayca çözülebilir.

ÖNE ÇIKANLAR