Evlilikte huzur için “eş” seçiminin önemi…

Eskiler eş seçimi ve evliliğin huzuru için; “Eşler evlenmeden önce birbirine dört gözle bakmalı ve araştırmalı. Evlendikten sonra da birbirine karşı bazen kör, bazen dilsiz, bazen sağır, bazen de topal olmasını bilmelidir.” derlerdi. Atasözü olarak da “Hatasız kul olmaz. Hatasız dost olmaz. Hatasız dost arayan dostsuz kalır.” Buna ilave olarak “Hatasız eş arayan eşsiz kalır.”

İLYAS TÜRKMEN 01 Haziran 2018 İLYAS TÜRKMEN

Eskiler eş seçimi ve evliliğin huzuru için; “Eşler evlenmeden önce birbirine dört gözle bakmalı ve araştırmalı.

Evlendikten sonra da birbirine karşı bazen kör, bazen dilsiz, bazen sağır, bazen de topal olmasını bilmelidir.” derlerdi.

Atasözü olarak da “Hatasız kul olmaz. Hatasız dost olmaz. Hatasız dost arayan dostsuz kalır.” Buna ilave olarak “Hatasız eş arayan eşsiz kalır.” diyebiliriz.

Evliliğe karar veren kadın veya erkeğin düşüneceği ilk husus, kendi duygu ve düşüncesine uygun bir eş araştırmaktır. Bunun için de öncelikle kendini çok iyi tanıyarak duygu ve düşüncelerinin farkına varması gerekir.

Maalesef bugün pek çok genç bu çok önemli işi sırf hisleriyle ve duygularıyla değerlendirerek; sokakta, işyerinde hatta sosyal medya denilen sanal dünyada tanıştığı biriyle acele olarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

“Evlilik nedir? Ne gibi sorumlulukları vardır? Evlenmenin gayesi ve mantığı nedir?..” gibi konular göz ardı edilerek gerçekleştirilen evliliklerin bireye, aileye ve topluma bir felâket getireceği açıktır.

Trafikte kullanılan en küçük motorlu araç için “kullanma ruhsatı ve ehliyeti” istenirken; evlilik için “evlilik ruhsatı ve ehliyeti” istenmemektedir. Sadece biyolojik yaşını tamamlama ve istekli olma yeterli görülüyor.

Evliliğe karar vermeden önce kadın ve erkek, kendileri dışında konuya daha farklı bir gözle bakan, daha farklı açılardan değerlendiren kimselerin görüşlerine müracaat etmelidirler.

Bazen hissî ve duygusal olarak  gerçekleştirilen bir evlilik, “cennet köşesi” olabilecek bir yuvayı; huzurun ve mutluluğun olmadığı “cehennem çukuruna” çevirebilir.

Böyle bir ailede, çekişme ve sürtüşmelerin ardı arkası kesilmez. Erkek dinini yaşamak ister, kadın rahatsız olur. Bunun aksi de her zaman söz konusudur. Dolayısıyla da böyle bir ailede kadın ve erkek hiçbir zaman birlik ve beraberlik teşkil edemezler.

Evlilik hayatını paylaşamazlar, aksine hep farklı kutuplar gibi yaşarlar. Böyle bir ailede birbirine zıt iki çeşit kitap, iki çeşit gazete okunur, iki çeşit hikâye anlatılır, iki çeşit aile toplantısı yapılır.

Kadın bir şey ister erkek onu reddeder. Böylece bu ailede dual bir hayat yaşanır. Bu çatışma ve tartışmada çocuklar bazen bir tarafa bağlanır bazen de bu iki cephe arasında hissiz, duygusuz; topluma ve aileye düşman hâle gelebilirler.

Bu nedenlerle erkek veya kadın evliliğe ilk adımı atarken çok iyi düşünmeli, gerekirse tecrübe sahipleriyle istişare etmeli ve tercih sebeplerini çok iyi belirlemelidirler.

Resûl-i Ekrem (AS.), konuyla alâkalı şöyle buyurur: “Kadınla dört sebepten dolayı evlenilir: Malı, soyu sopu, güzelliği ve dindarlığı; sen dindar olanını seç ki huzur bulasın.” Dini ve ahlaki değerler, en önemli bir tercih sebebidir.

Şayet biri güzellik sahibi, diğeri de orta güzellikte ama dinî ve ahlaki değerlere bağlılığı mükemmel iki aday söz konusu olursa, ahlâkî ve dinî özellik tercih sebebi olmalıdır.

Evet aile ve evlilik hayatı, sadece dünyaya ait bir hayat değildir. O çocuklarla, torunlarla devam eden ve ahirette de beraberliği söz konusu olan bir hayattır.

Aslında iyi bir aile, dünyada cennet köşelerinden bir köşe olabilecekken, bazı yanlışlıklardan dolayı kabre çevrilmiş ve ötelerin mutluluğuna götüren yolları da yıkıp harap etmiştir.

Sadece makam, mevki, mansıp, şöhret, para, maaş beklentilerine bağlanarak gerçekleştirilen bir evliliğin dini ve ahlaki değerleri hafife aldığı açıktır. Evlilik, dünya-ahiret huzur ve mutluluğunun çok önemli bir dayanağıdır. Böyle ciddî bir konuda yanlış yapan her iki dünyasını da karartabilir…

Kişinin evlenmeye karar vermesi ve eşini seçmesi, hayatında aldığı en önemli kararlardan birisidir. Eş seçimi rastgele bir süreç değildir.

Evlenmek için verilen karar; kişinin bundan sonraki hayatını kiminle ve nasıl geçireceğini, kişiyi bekleyen yeni sorumlulukları, çocuklarının annesinin/babasının kim olacağını ve ailenin bir bütün olarak nasıl bir hayatı olacağını belirler.