İnsan doğası gereği “sosyal” bir varlık olduğu için her türlü ilişkide duyguların önemi çok büyüktür. Üstelik evlilik gibi özel ve mahrem ilişkilerde duygular, davranışların olumlu ya da olumsuz ortaya çıkmasını etkiler. Bu nedenle duyguların ifadesi ve dışa vurma biçimleri daha mutlu evlilikler yaşamak için çok önemlidir. İnsanlar; en yoğun duygularını diğerleriyle ilişkiler kurarken, bu ilişkileri
İnsan doğası gereği “sosyal” bir varlık olduğu için her türlü ilişkide duyguların önemi çok büyüktür. Üstelik evlilik gibi özel ve mahrem ilişkilerde duygular, davranışların olumlu ya da olumsuz ortaya çıkmasını etkiler. Bu nedenle duyguların ifadesi ve dışa vurma biçimleri daha mutlu evlilikler yaşamak için çok önemlidir.
İnsanlar; en yoğun duygularını diğerleriyle ilişkiler kurarken, bu ilişkileri sürdürürken, bitirirken ya da bozarken hissederler. Duyguların ortaya çıkmasında ilişkilerin önemli bir belirleyici olması nedeniyle, spontane bir şekilde oluşan duygular ve bu duyguların yansımaları aradaki ilişkinin kaderini belirlemektedir.
Bu noktadan hareketle; evlilik ilişkisi, duygularımızı tanımak ve anlamlandırmak için ideal bir farkındalık sunmaktadır. Çünkü evlilikte, “neşeden” “aşağılanmaya” kadar her türlü duygu yaşanır ve duygu yüklü konularda uzlaşmak mutlu evlilikler için önemli bir belirleyicidir.
Kişinin duyguları sadece kendi davranışlarına yön vermez aynı zamanda eşinin tepkilerini ve sonuç olarak da ikili ilişkilerin niteliğini etkiler. Evliliklerde ilişkiye hâkim olan duygusal iklim, evlilik kalitesi için önemlidir. Örneğin sürekli olumsuz duygular gösteren bireylerin hem kendilerinin hem de eşlerinin evlilik doyumlarının düşük olduğu görülmüştür.
Doyumlu ve doyumsuz evlilikleri birbirinden ayıran en önemli özelliğin; “öfke”, “üzüntü”, “aşağılama” gibi olumsuz duyguların dışavurumu olduğu ortaya konmuştur. 4 yıllık evli eşlerle yapılan bir araştırmada, öfke ve aşağılama duygularını sıklıkla ifade eden, sevgi ve mizah duygularını ise daha az ifade eden eşlerin zaman içinde evlilik doyumlarında azalma olduğu bulgusu elde edilmiştir.
Duyguları ifade etme becerisi, evliliklerin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için temeldir. Özellikle de çatışma sırasında eşlerin dışa vurdukları duyguları ile evlilik doyumları arasında doğrudan bir ilişki olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.
Çatışma sırasında pozitif duyguların (espri yapma gibi) hâkim olduğu bir ortam sağlama becerisi, ilişkinin gelecekte sağlıklı bir şekilde ilerleyip ilerlemeyeceğini belirlemektedir. Çatışmanın dışında eşlerin günlük etkileşimlerindeki söylemleri (naz yapma, şaka/espri yapma) çatışma sırasında olumlu bir hava esmesine katkı sağlamaktadır.
Duyguları İfade Etme Yolları…
Duygularımızı dışa vurmanın kişiden kişiye değişik yolları vardır.
Misilleme Yoluyla Duyguları İfade Etme…
Araştırmalarda, eşin öfkesini misilleme yoluyla dışa vurmasının, kadının evlilik kalitesi üzerinde negatif yönde bir temel etkiye neden olduğu görülmektedir. Yani eşi öfkesini misilleme yoluyla dışa vurdukça, kadının algıladığı evlilik kalitesi düşmektedir.
Evlilik duyguların yoğun bir şekilde yaşandığı bir ilişki olduğundan, evliliğe hâkim olan duygusal iklim ilişkinin gidişatını belirlemede önemlidir. Özellikle öfke gibi olumsuz duyguların dışavurumu, olumlu duyguların dışavurumuna oranla algılanan evlilik kalitesinin azalmasında oldukça belirleyicidir.
Öfke, evlilik kalitesi ile negatif yönde ilişkili bir duygu olmakla birlikte öfkenin ifade ediliş tarzı evlilikte stratejik bir noktada yer almaktadır. Öfkeyi ortaya çıkaran konuya; eşinin bakış açısından bakma, problemi eşle konuşma, açık ve anlaşılır olmaya çalışma, hissedilen duyguları eşle paylaşma, ilişkiyi onarmaya ve çözüm odaklı olmaya çalışma gibi davranışları içine alan tarzın evlilikten alınan doyumu arttırdığı görülmektedir.
Özellikle öfke, ‘’konuyu eşle konuşma, problemi çözme girişiminde bulunma gibi’’ yapıcı ve aktif bir katılımı beraberinde getirmediğin de ilişkide çatışma algısı oluşturduğundan evlilikten alınan doyumu da düşürür.
“Misillemede bulunma” öfke duygusu yaşandığında; eşten uzaklaşma, evlilikten soğuma, daha sonra öç almayı planlama, eşini öfkelendirme amacı taşıyan tavırlar takınma gibi tepkileri içine aldığı için evlilik üzerinde olumsuz bir etki yapması kaçınılmazdır.
Sakin ve Soğukkanlı Duyguları İfade Etme…
Ancak, eşleri yaşadığı öfkeyi misilleme yapmak yerine soğukkanlılığını koruyarak dışa vuran kadınlar, evliliklerinde daha mutlu olduklarını bildirmektedirler. Temel etkiyle ilgili bulgulara göre, eşi öfkesini soğukkanlı tarzla dışa vurduğunda, kadının algıladığı evlilik kalitesi artmaktadır.
Öfkesini ifade ederken soğukkanlı tarzla dışa vuran yani nispeten daha sakin kalabilen, öfkesini kontrol edebilen, hatta gülebilen, münakaşaya girmekten kaçınan eşleri olan kadınlar evliliklerinden daha fazla doyum almaktadırlar.
Eşi öfkesini soğukkanlı bir tarzda ifade eden kadın, bu tarzın kendisinde oluşturduğu duygular da dahil olmak üzere genel olarak kendi duygularının farkındaysa, duygularını iyi isimlendirebiliyorsa, algıladığı evlilik kalitesi artmaktadır. Ancak eğer kadın duygularını iyi isimlendiremiyorsa, eşinin öfkesini az ya da çok soğukkanlı bir tarzla dışa vurması dahi algıladığı evlilik kalitesinde anlamlı bir değişim yaratmamaktadır.
Duygusal farkındalığı yüksek bireylerin, duygusal ihtiyaçlarının da farkında olan bireyler olduğu bilindiğinden, duygularının farkında olan kadınlar eşine ihtiyaçlarına dair sözel ya da sözel olmayan mesajları daha kolay iletiyor olabilirler. Eşleri de onların beklentileri doğrultusunda davrandığında bu durum onların evlilik kalitelerine dair algılarında olumlu yönde bir değişim yapıyor olabilir. Çünkü soğukkanlı dışavurum tarzı, diğer öfke dışavurum tarzlarına oranla toplumun daha çok erkeğe uygun gördüğü sergileme kurallarından biridir.
Çok küçük yaşlardan itibaren erkeğe öğretilen ya saldırganca davranması ya da duygularını minimum düzeyde dışa vurmasıdır. Bu nedenle de duygu farkındalık düzeyi yüksek kadınlar, eşlerine bu tarz bir dışavuruma sahip olmaları yönünde mesajlar iletiyor olabilirler.
Erkeğin öfkesini soğukkanlı bir tarzla ifade ettiği, kadının da bu tarzın kendisinde yarattığı duygular da dahil genel olarak duygularını iyi fark edebildiği durumda, kadının evlilik kalitesi algısında olumlu yönde bir değişim olmaktadır.
Görüldüğü gibi, evlilikte eşlerin yaşadıkları duyguların türü, duyguların ifade edilip edilmediği ya da nasıl ifade edildiği evliliğin devamı ve doyumu için çok önem taşıyan faktörlerdir. Eşlerin duygularını nasıl ifade ettikleri ya da nasıl ifade edecekleri eşinin ve kendinin duygularını farkına varması ve öğrenmesine bağlıdır. Eşinin duygularını bilmek ve kendi duygularının sesine kulak vermek, olası çatışmalar, kavgalar ve çıkmazlardan alıkoyacaktır.