Evliliği zora sokan virüsler…

Eşinin duygularını önemsemek, onu dikkatlice dinlemek, fikirlerine saygılı olmak, aile ve evlilik beraberliğe inanmak, çözüm odaklı olmak iyi evlilik için temel kurallardır. Evlilik hayatında eşler birbirine karşı olumsuzlukları genellemek (… sen hep böylesin, seninle zaten hiç konuşuluyor, sen….), eşinin akıl ve düşüncesini  okumaya çalışmak, eşini rakip gibi görerek evliliği güç savaşı dönüştürmek, fiziki veya duygusal tehdit,

İLYAS TÜRKMEN 15 Haziran 2017

Eşinin duygularını önemsemek, onu dikkatlice dinlemek, fikirlerine saygılı olmak, aile ve evlilik beraberliğe inanmak, çözüm odaklı olmak iyi evlilik için temel kurallardır.

Evlilik hayatında eşler birbirine karşı olumsuzlukları genellemek (… sen hep böylesin, seninle zaten hiç konuşuluyor, sen….), eşinin akıl ve düşüncesini  okumaya çalışmak, eşini rakip gibi görerek evliliği güç savaşı dönüştürmek, fiziki veya duygusal tehdit, eşini alaya alarak değersizleştirmek ve sorunları yok gibi görerek geçiştirmek evliliğe zarar veren virüsler olarak nitelendirilebilir.

Evliliğiniz kötü gidiyorsa, eşinizle sık sık lüzumsuz tartışıyorsanız, en yakınlarınızla dahi beraber olmak sizi mutlu etmiyorsa “sosyal medya” ile aranızdaki mesafeyi kontrol etmelisiniz. Gerekirse sosyal medyadan uzak durmalısınız çünkü; eşinizle aranızdaki evlilik ilişkilerinize virüs bulaştırabilirsiniz.

Günümüzde evliliğe zarar veren en önemli virüslerin başında teknoloji, sosyal medya ve akıllı telefon kullanımıdır.

Evliliğinde aşırı ve sürekli problem yaşayanlar sosyal medyada daha çok vakit harcamaktadır. Akıllı telefonların sosyal medyaya erişebilirliği daha kolay hale getirdiği için eşler bütün akşamı ellerinde tablet veya telefonla geçirebilmektedir. Sosyal medya özel hayatın paylaşıldığı bir alan olmaması gerekir.

Sosyal medya bağımlılığının evlilik hayatında eşlerin ilişki ve iletişim sorunlarına bir NEDEN değil, eşler arasındaki ilişki ve iletişim sorunlarının bir SONUCU olduğu bilinmelidir.

Evlilik hayatındaki ilişki ve iletişimi kötü giden eşler sosyal medyada aşırı vakit geçirmeyi tercih etmektedirler. Eşi ile ilişki ve iletişimi sağlıklı olan eşler ise televizyon, akıllı telefon, tablet ve bilgisayardan uzak durmasını bilir.

Genelde teknolojik gelişmeler, konforlu yaşam, kentleşme bireylerde yalnızlaşmaya ve yabancılaşmaya neden olmaktadır… Uzmanlar, kadınların en büyük sorununun “değersizlik”, erkeklerin ise “yetersizlik” duygusu olduğunu belirtmektedir.

Yoğun stresli yasam da evlilik ilişkilerini zorlar. İyi bir evlilik için “sıkıntıya, zorluklara katlanabilme ve değer bilme” anahtar kavramlardır.

Zaten evliliğin başlangıcında herkesin huzurunda “iyi günde kötü günde, varlıkta yoklukta, sağlıkta hastalıkta ….” eşimizle beraber yaşayacağımıza söz vermedik mi?

Evlilik  baķım ister…

Eşlerin evlilik hayatının heyecanın bitmemesi için ellerinden geleni yapmaları ve küçük bile olsa fırsatları değerlendirmesini bilmeleri gerekir.

Çok büyük bir heyecan yaşanarak başlayan evlilik hayatının monoton hale getirilmesiyle eşler aynı evde yaşasalar bile evliliğin bitmesine yol açan önemli nedenlerdendir.

Monotonlaşan evlilik hayatını yaşayan çiftlerin yaptığı en büyük yanlış durumu kabullenmek oluyor. “Evlilik böyle gelmiş böyle gider” anlayışı ile “öğrenilmiş çaresizlik” sergilenir.

Bunun yerine eşlerin evlilik hayatındaki huzuru ve mutluluğu kaybetmemek için;  çaba sarf etmesi,  küçük sürprizlerle evliliğe hareket getirmesi,  birbirlerine daha çok zaman ayırması için ortak sosyal faaliyetlerde bulunması gerekiyor.

Eşlerin birbirine sürpriz yapmaları ise bu süreçte yapılması gereken en önemli davranışlardandır. Ayrıca sevginin bir ateş olduğunu, ateşin sönmemesi için sürekli beslenmesi yani ilgilenilmesi gerektiğini, aksi takdirde ateşin külleneceğini ve küllenen ateşin alevlenmesinin çok zor olduğunu hiç unutmamak gerekiyor.