“Ergen” deyince aklımıza ilk gelen fanatik, sorumsuz, aile ilişkileri sorunlu ve argo tabirle “atarlı”, “toy”, “trip atan” 13-15 yaş arası gençler oluyor. Kimi ergenler için söz konusu tanımlamalar doğru olsa da, bu hepsinin aynı olduğu anlamına gelmez. Lakin göz ardı edilmeyecek bir gerçek; ERGENLİK, çocukluk ile yetişkinlik dönemi arasında herkesin yaşadığı, bedensel ve duygusal değişiklerin
“Ergen” deyince aklımıza ilk gelen fanatik, sorumsuz, aile ilişkileri sorunlu ve argo tabirle “atarlı”, “toy”, “trip atan” 13-15 yaş arası gençler oluyor. Kimi ergenler için söz konusu tanımlamalar doğru olsa da, bu hepsinin aynı olduğu anlamına gelmez. Lakin göz ardı edilmeyecek bir gerçek; ERGENLİK, çocukluk ile yetişkinlik dönemi arasında herkesin yaşadığı, bedensel ve duygusal değişiklerin olduğu zorlu bir dönemdir.
Çocuk, büyüme döneminde sınırsız ve kuralsız olarak kendi haline bırakılırsa sorunlar başlar. Yani iyi terbiye etmek adına fazla baskı yapmak ne kadar tehlikeliyse, kendi ayakları üzerinde dursun diye gereğinden fazla serbest bırakmak da bir o kadar yanlıştır.
Çocukları sıkmadan, tatlı dille onların ilgi ve yeteneklerini göz önünde bulundurarak yönlendirmek gerekiyor. Ergenlere anne-baba yeterince ilgi, yakınlık göstermiyor ve onu anlamıyorlarsa, doğal olarak kendisiyle aynı veya benzer sorunlar yaşayan aile dışındaki akran gruplarına yönelir.
Bu noktada çocukları sosyal ve duygusal bakımdan doğru ve zamanında beslemek önemlidir. Evde açık, net ve yapıcı iletişime geçmeyi başaramazsanız, dışarıda kendi duygusal boşluklarını dolduracaklarını sandıkları her şeye şartsız ve kuralsız katılabilirler. Sosyal medya, sanal oyunlar, sanal arkadaşlıklar daha cazip ve çekici gelebilir.
Sağlıklı ve Etkili İletişim İçin…
Eleştirmek yerine, dinleyin… Ergen çocukları eleştirmeden ve kızmadan dinleyebilmek çok kolay değil kuşkusuz. Ama siz yine de sağlıklı iletişim kurabilmek için çocuğunuzu eleştirmek ve sürekli yapması gerekenleri söylemek yerine, onu dinleyin. Bu süreçte bir sonraki cümlenizi düşünmek yerine, ne dediğine ve ne demek istediğine odaklanın. Uzun cümlelerden kaçının ve konuşmanızın “karşılıklı” devam ettiğinden emin olun.
Aynı dilde konuşun, jargonlarını öğrenin… Farklı dilde konuştuğunuz takdirde, zaten ‘beni anlamıyor’ demeye fazlasıyla meyilli olan çocuğunuz, bu durumda anlaşılamadığını düşünerek iletişimi kesebilir. Dolayısıyla çocuğunuzla aynı dilde iletişim kurmaya çalışın.
Ortak ilgi alanları bulun, birlikte yapın… Çocuğunuzun ilgisini çekebilecek aktiviteleri keşfedin ve ona bunları birlikte yapmayı teklif edin. Örneğin ona sanat veya herhangi bir spora ya da başka bir aktiviteye birlikte katılmayı önerebilirsiniz. Veya çok sevdiği bir müzik grubunun konserine, sinemaya birlikte gitmeyi teklif edebilirsiniz.
Teknolojiyi yakından takip edin… Zaman teknoloji devri. Tabii ki çocuğunuz kadar teknolojiyle içli dışlı olmanız zor ve gerekli de değil. Ama en azından gençlerin sıkça kullandıkları Instagram, Facebook, Twitter gibi sosyal medya ve Play Station gibi bilgisayar oyunları hakkında bilgi sahibi olun. Bunlar hakkında çocuğunuzla konuşun, fikirlerini sorun ve bilmediklerinizi ondan öğrenmeye çekinmeyin. Bu çocuğunuza bir adım daha yakınlaşmanızı sağlayacaktır.
Ergenlik zor bir dönem olmasına rağmen anne babanın öncelikle “karı-koca” olarak uyumlu, geçimli ve mutlu olmaları şart. Bunun yanında çocuğuna yakın durmayı, onunla konuşmayı becerebilen anne babalar bu hassas dönemi kazasız belasız atlatabilir.
Unutmayın; İYİ BİR KARI-KOCA OLMADAN, İYİ BİR ANNE-BABA OLUNAMAZ… Bu dönemde ergene yapılabilecek en etkili yardım; onun sevildiğini, anlaşıldığını, kabul edildiğini, fark edildiğini, gerekli olduğunu, önemli olduğunu ona gösterebilmek ve anlatabilmektir.
