Çocuğu “sevgi” ve “ilgi” büyütür…

Bütün kültürlerde, toplumlarda, insanlarda ve bütün canlılar arasında asla değişmeyen bir dil vardır: SEVGİ DİLİ! Sevgi ile yapılamayacak şey, aşılamayacak zorluk ve engel yoktur. Bu, o kadar kültürler üstü, o kadar evrensel bir dildir ki, bu dili öğrenmek ve konuşmak için kelimelere ihtiyacımız yoktur. SEVGİ DİLİ ile duygularla konuşabilir ve hissedebilirsiniz. Hem kendimiz ANLAŞILIR hale

İLYAS TÜRKMEN 09 Ağustos 2018 İLYAS TÜRKMEN

Bütün kültürlerde, toplumlarda, insanlarda ve bütün canlılar arasında asla değişmeyen bir dil vardır:

SEVGİ DİLİ! Sevgi ile yapılamayacak şey, aşılamayacak zorluk ve engel yoktur. Bu, o kadar kültürler üstü, o kadar evrensel bir dildir ki, bu dili öğrenmek ve konuşmak için kelimelere ihtiyacımız yoktur.

SEVGİ DİLİ ile duygularla konuşabilir ve hissedebilirsiniz. Hem kendimiz ANLAŞILIR hale gelir, hem de karşımızdakini ANLAMAK kolaylaşır. Bu dil asla yanlış anlaşılmaz, başarısız olmaz ve yetersiz kalmaz. “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir. ”Hz. Mevlana.

İnsan “Yedisinde” Ne İse “Yetmişinde” de Odur…

Sevgi dili dediğimiz bu iletişim biçimi herkes için çok önemlidir. Özellikle çocuklar için inanılmaz bir önem taşır. Çocuklar üzerinde yapılan bir araştırma son derece ilginç sonuçlar vermiş.

Yaklaşık olarak 3 ay süren bir anket çalışması sonucunda 800 aileyle görüşülerek 1100 çocuk gözlemlenmiş. Bu araştırmanın ortaya koyduğu sonuca göre 6 yaş ve altı çocukların kişiliklerinin oluşumunda en önemli olanın SEVGİ, İLGİ ve BİRLİKTE OYUN OYNAMAK olduğu görülmüş.

Üstelik kaş çatmanın, sert bakışın ve kötü sözün çocukların duygusal, sosyal ve dil gelişimi açısından inanılmaz “olumsuz” etkilere yol açtığı da anlaşılmıştır.

Çocukla iletişim kurulurken GÜLEN YÜZ ve GÖZ TEMASI çok önem taşıyor. Anne ve babası tatlı dil ve nezaketle konuşan, sevgi ve güven ortamında büyüyen çocukların sosyal, duygusal ve bedensel gelişimlerinin de sağlıklı olduğu görülüyor. Özgüvenli ve akademik alanda başarılı çocuklar oluyorlar. Aynı şekilde çocukla olan tensel temasın, onu kucaklamanın ve öpmenin çok olumlu etkileri var.

Yine başka bir araştırmaya göre, anne ve babasından eşit düzeyde ilgi ve sevgi gören çocukların daha sağlıklı ve olumlu kişilik ve karakter yapılarına sahip oldukları anlaşılmış. Örneğin 6 yaş ve öncesinde fiziksel şiddete uğrayan ve korkuyla büyüyen çocukların gençlik yıllarından itibaren topluma uyum sorunları yaşadıkları görülmüş.

Baba Sevgisi ve İlgisi  Çocuğun  Zekasını Geliştirir!

Bilimsel araştırmalara göre çocukların zeka gelişimiyle babanın ilgisi arasında artan bir ilişki var. Babanın varlığı, çocuğa zengin bir çevre sağlıyor. Çocuklar altıncı aydan itibaren babalarının sesini, kokusunu daha net ayırt etmeye başlıyor. Babanın çocuklarıyla ilgilenişi yeni bir deneyim/tecrübe alanı sağlıyor. Bunlar zeka gelişimine olumlu  katkıda bulunuyor.

Babayla kurulan iyi ilişki ve iletişim sağlam bir ruh sağlığının da tamamlayıcısı oluyor. Babayla iyi iletişimin çocuklukta ve yetişkinlikte; ruhsal sorunlara ve sıkıntılara karşı, ruh sağlığı üzerinde koruyucu etkisi bulunuyor.

Babanın sevgisi psikolojik olarak çocuğun kendini daha güçlü hissetmesini sağlıyor. Bu da hayatın içerisinde karşılaştığı stres, kaygı, korku, yanlızlık vb. faktörlerle daha iyi mücadele edebilmesine katkıda bulunuyor.

“İYİ POLİS” ve “İLK OYUN ARKADAŞI” Kim? Anne Mİ? Baba Mı?
Çocuk yetiştirme ve terbiyesinde, her ne kadar ön planda olan hep “ANNE” görünse de; “BABA”ların çocuk için ayrı bir önemi vardır!

İyi bir baba modeli çocuğa; gelişim süresi içinde başarı, sosyal  etkileşim, yeterli özgüven, kendi kendini disipline etme gibi sayısız önem taşıyan özellikleri kazandırır.

Hatta, çoğu araştırmacının öne sürdüğü okuldaki başarının büyük bir payı baba modeline aittir. Erkek çocuklar için cinsel kimlik kazanılmasında, karşı cinsi tanımada kız çocuklar için baba modeli çok etkili olmaktadır. Etkisiz ve olumsuz bir baba modeli kız ve erkek çocuklarda cinsel kimlik karmaşasına veya evlenmekten/evlilikten korkmaya sebep olabilir!

Yani mesele bu denli hassasken, çocuğu büyütme işi yalnız anneye bırakılmamalı ve çocukla babanın ortak ilgi alanları bulunup, çocuğun ihtiyacı olan ilişki için en uygun koşullar sağlanmalıdır. Baba kız ve erkek çocuklara birebir kaliteli zaman ayırmalıdır.

Çocukluğumuzda annemizle yaşadığımız olumsuzlukları unuturuz. Baba ile yaşadıklarımızı unutmayız. Babayla yaşadığımız olumsuzluklar evlilik, iş ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiliyebilir.

Bundan dolayı baba “İYİ POLİS” rolünü oynamalı. Hatta annebaba boşanmış dahi olsa; çocuğun anne ve babasıdır. Karıkocalık bitmiştir. Annebabalık devam eder. Bu durumdaki çocuğun sağlıklı büyüyebilmesi ve gelişebilmesi için; çocuğun annebabası hakkında olumsuz söz ve davranışlardan kaçınılması gerekir.

Eşler “AYRILMA” ve “BOŞANMA” Kelimelerini Ağızlarına  “SAKIZ” Yapmamalı…
Evlilikleri bitiren sebeplerden biri de “Bitti!”, “Ayrılalım!” “Boşanalım!” gibi kelimelerinin ağızdan hiç düşürülmemesidir.

Nasıl ki bir şeyin kırk defa söylenince gerçekleşeceğine inanılıyorsa; devamlı ayrılık laflarını kullanmak da ayrılık getirebiliyor. Aynı zamanda bu kelimeleri anne babasından duyan çocuklar tedirginlik ve güvensizlik yaşayabilir.

Her tartışmanın sonuna ayrılık kelimesi geçen cümleleri eklemek, eşlerin duygu ve düşüncelerine yer ederek kendilerini ayrılığa odaklamalarına yol açabilir. Bu nedenle eşler enerjisini evlilik hayatını bitirmek yerine; çatışma ve tartışmanın üstesinden gelebilmek adına kullanmalarında fayda vardır.

İyi “ANNE-BABA” Olabilmek İçin…

“İyi bir “KARI-KOCA” olmadan, iyi bir “ANNE-BABA” olunabilir mi?
İyi çocuk yetiştirmenin temel taşı anne babanın kendi stres, korku, kaygı ve öfkesini kontrol altında tutabilmesidir.

Eğer iyi bir anne baba olmak istediğiniz halde korku, kaygı, stres ve öfkenizi kontrol edemiyorsanız bu konuda mutlaka yardım almanız gerekir. Stres ve öfkesini kontrol edemeyen kişi; sağlıklı ve başarılı bir BİREY olamaz. Mutlu ve huzurlu bir “KARI-KOCA” ancak sevgi dolu, güvenilen ve örnek alınacak bir “ANNE-BABA” olabilir…

Sonuç olarak!

Sevgiyi ifade etmenin pek çok yolu vardır. Karşımızdaki kişiye uygun olan yolu bulmalı ve özellikle de çocuklarımızı dengeli ve ifade edilen bir sevgi ortamında büyütmeliyiz.