Eyvah! Çocuğum depresyonda

Eyvah! Çocuğum depresyonda

Soru : Odasından çıkmak istemeyen, hayattan zevk almayan , çabuk öfkelenen , okul başarısı da düşmüş ergenlik döneminde bocalayan bir oğlum var. Kendisine bir uzmana gitmeyi teklif ettiğimizde aşırı tepki gösteriyor. Zaman zaman ölümden , intihardan bahsettiği de oluyor. Babası suçlayarak, kızarak üzerine gidiyor. Ben ise okul başarısı düştüğü için üzüldüğümden dengemi kaybedip bağırabiliyorum. Fakat

HÜSEYİN BOZAN 24 Temmuz 2022 HÜSEYİN BOZAN

Soru : Odasından çıkmak istemeyen, hayattan zevk almayan , çabuk öfkelenen , okul başarısı da düşmüş ergenlik döneminde bocalayan bir oğlum var. Kendisine bir uzmana gitmeyi teklif ettiğimizde aşırı tepki gösteriyor. Zaman zaman ölümden , intihardan bahsettiği de oluyor. Babası suçlayarak, kızarak üzerine gidiyor. Ben ise okul başarısı düştüğü için üzüldüğümden dengemi kaybedip bağırabiliyorum. Fakat ne yaptıysak çocukta sanki ters etki oluşturuyor. Depresyon olduğu söyleniyor. Hangi tutumlarımız çocuğumuzu depresyona sürüklemiş olabilir? Neler tavsiye edersiniz ?

Cevap : Depresyon bir tür çöküntü halidir. Gençlik depresyonları enerjisizlik , umutsuzluk ,çaresizlik hissi , hayattan zevk almama , içe dönme , sosyal hayattan okul yaşamından geri çekilme şeklinde kendini gösterir. Çabuk öfkelenen, hem kendine hem de çevresine zarar verebilen bu gençler profesyonel bir yardım almayı acizlik, yetersizlik olarak algıladıkları için kabul etmezler. Başına gelenlere bir anlam veremedikleri için adeta karanlıkta kalmış gibidirler. Depresyonla ilgili en büyük risk intihardır. Sürekli ölümden , hayatın anlamsızlığından bahseden gençlere dikkat etmek gerekir. Böyle durumlarda mutlaka bir uzmandan yardım almak gerekir. Bu tipler kendilerinin yetersiz , hayatın anlamsız olduklarını içselleştirirlerse intihar riski artar.

Depresyondaki gence müdahale edilmezse ya alkol , uyuşturucu gibi maddeleri almaya ya da kendi gibi başarısız gençlerle bir araya gelip okuldan uzaklaşarak toplumu rahatsız edici , kriminal olaylara neden olurlar. Gençlik depresyonları konusunda ebeveynler şu önerilere dikkat etmeliler :

1. Çocuğu suçlamak ve yargılamak. Depresif haldeki gencin zaten kendine güveni azalmıştır. Bir de anne babanın eleştrileriyle ve akıl vermeleriyle çocuğun öz değeri daha da düşürülmüş olur. Kendini değersiz, yetersiz gören genç çözümü kendi varlığının ortadan kaldırılmasında görür.

2. Okul başarısını çok fazla önemsemek. Bazı ebeveynler için akademik başarı ya da okul başarısı çok önemlidir. Gereğinden fazla anlam yüklerler. Sanki yapmak isteyip de yapamadıkları şeyleri çocuklarında görme eğilimleri vardır. Bundan dolayı çocukları zorlarlar, ısrar ederler. Bunlar kesinlikle yanlıştır. Çocuk ebeveynin beklentilerini gerçekleştirmek için gerilim yaşar. Başaramadığından yoğun bir kaygı yaşar. Aslında çocuğu bu kaygıya ve nihayetinde de depresyona iten anne babaların yüksek beklentilerinden başka birşey değildir.

3. Geleceğe yönelik kaygıları artıran sözler. Bazı ebeveynler çocukları “ kötü not alırsan, okula gitmezsen, eğer böyle devam edersen hiçbir şey olmaz..” gibi ifadelerle yönlendirmeye çalışırlar. Niyeti son derece iyi olan anne- babalar yanlış bir metodla yaklaştıklarından çocuklarını depresyona sürükleyebilirler.

4. Ergenin umutsuzluk içeren sözlerini küçümsemek. Çocuğun kaygıları , üzüntüleri aile tarafından küçümsenirse bu kez kendini eylemlerle ortaya koymaya çalışır. Mesela hiç beklemediğiniz oğlunuz kendi gibi avare bir grup kurup, çeteleşerek hırsızlık yapabilir. Bu davranışın nedeni aslında hırsızlık değil önemsenmek istemektir. Okul başarısı aile tarafından önemseniyorsa okulu sabote ederek ailesine meydan okuyabilir.

5. Depresyonu bildiğini sanmak. Herşeyden önce depresyon bir hastalıktır ve tedavisi vardır. Depresyon bir anda ortaya çıkmış bir hastalık değildir. Bir sürecin sonucudur, depresyon. Bir anda ortaya çıkmadığı için bir anda da düzelmesini beklemek yanlış olur. İlaç tedavisi ve bireysel psikoterapi , aile terapisi ve psikodrama gibi yöntemlerle hastalığın tedavi edileceği unutulmamalıdır.

6. Ergene sanki hiçbir şey değişmemiş gibi davranmak. Ergenlik süreciyle çocukta biyolojik , psikoloji ve sosyal değişimlerin olduğunu bilmek gerekir. Bu  değişimleri görmezden gelmek çocuğu anlamamak demektir. Anlaşılmadığını düşünen genç mutlu olamaz.

7. Ergenle kişisel mesafeyi ayarlayamamak. Eskiden olduğu gibi ergenin herşeyi ailesiyle paylaşmasını beklemek yanlış olur. Ya da arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirip onları referans alması aileyi endişelendirmemeli. Normal karşılamalı. Bunları normal karşılayamayan ebeveynlerle çocuklar arasındaki gerilimden değişik psikolojik hastalıklara neden olmuş olabileceğimiz akıldan çıkarılmamalı.