Hiçlik Makamı

Hiçlik makamına talip olan, dünyevî hiçbir makam ile avunmaz.

REMZİ KAPTAN 12 Ekim 2025 YAZARLAR
Makamsızlığın makamıdır hiçlik makamı.
Hakk’ı bilmek ve bulmak isteyen, hiçliği esas alır.
Hiçliği esas alan, dünyevî hırsları aştığı gibi asıl zenginliği elde eder.
Hiçliğe talip olan, hiçliğin arayışında bulunan, hiçliğe ulaşmak isteyenin Hakk dışında bir talebi, zenginliği yoktur.
Cefa da, sefa da aynı mânaya gelir.
Darlık ve zorluk ile varlık ve bolluk karşıt değil, eş anlamlıdır.
Hiç olmak, damla misali Hakk’ın sonsuz deryası ile buluşmaktır.
Sonsuz derya ile buluşan, vuslata eren, kavuşan damla, hâlâ damla mıdır?
Değildir.
O damla artık damla değil, deryanın (varlığın) kendisidir.
Küçücük bir damladan sonsuz bir okyanus olmak…
Varlığını sonsuz varlık ile buluşturmak, hemhâl etmek, bir etmek ve sonsuz varlığın kendisi olmak…
Asıl olan bu değil midir?
Dünyadaki hangi makam bu makamdan daha üstün olabilir ki?
Dünyadaki hangi değer bu değerden daha üstün olabilir ki?
İşte yolumuz, bizi bu değerlere sahip kılıp bu makama ulaştırıyor.
Zâhirî olarak belki çok aşağı bir makam gibi algılanır veya yaşamın gerçeğinden kopukluk olarak düşünülür.
Oysa bâtın (görünmez/yokluk) âleminden zâhire (görünür/varlık) âlemine çıkışın geri dönüşü tekrar yokluk âlemine değil midir?
Yokluğun bir diğer anlamı hiçlik değil midir?
İşte burada esas alınan, yolumuzun bize öğrettiği: yokluğu maddî yokluktan manevî hiçliğe çevirme isteği ve amacıdır.
Yokluktan varlığa çıkıyoruz.
Varlıktan tekrar yokluğa dönüyoruz.
Eğer varlıktan yokluğa dönüşümüzün hiçlik ekseninde olması gerektiği bilinci ve inancındaysak; yaşamın anlam ve mânasını kavrıyoruz demektir.
Bu kavrayış ve uygulama bizi yokluktan hiçliğe, oradan da her şeye ulaştırır.