Hangisi daha öldürücü? Covid-19 mu, yoksa ‘Corona cehaleti’ mi?

Hangisi daha öldürücü? Covid-19 mu, yoksa ‘Corona cehaleti’ mi?

21 Mart 2020 günü Belçika’daki Het Laatste Nieuws (HLN) gazetesi web sayfasından ilginç bir haber yayımladı. Haberde özetle ‘Doğu-Limburg’daki Genk Hastanesi’nde tedavi altına alınan Corona hastalarının yarısından fazlasının Türk kökenli olduğu’ belirtiliyordu. Doğrusunu isterseniz haberi ilk planda çok dikkate almadım. Böylesi kabataslak bir veri üzerinden bir toplumsal kesimin resmî merciler tarafından ilan edilen önlemleri almadığını,

DR. ÜNAL BİLİR 23 Mart 2020 DR. ÜNAL BİLİR

21 Mart 2020 günü Belçika’daki Het Laatste Nieuws (HLN) gazetesi web sayfasından ilginç bir haber yayımladı. Haberde özetle ‘Doğu-Limburg’daki Genk Hastanesi’nde tedavi altına alınan Corona hastalarının yarısından fazlasının Türk kökenli olduğu’ belirtiliyordu.

Doğrusunu isterseniz haberi ilk planda çok dikkate almadım. Böylesi kabataslak bir veri üzerinden bir toplumsal kesimin resmî merciler tarafından ilan edilen önlemleri almadığını, dahası bilinçsiz hareket ettiğini iddia etmek pek doğru değil. Olayın ardında çok farklı nedenler de olabilir.

Lakin geçtiğimiz pazar akşamı telefonuma düşen bir WhatsApp mesajı beni çileden çıkarmaya yetti. Lütfen öncelikle hem Türkçe hem de Flamanca olarak paylaşılan şu mesajı okuyun: “Bu gece saat 23:40’tan itibaren kimsenin sokakta bulunmasına izin verilmiyor. Kapılar ve pencereler kapalı kalmalıdır, çünkü 5 helikopter koranavirüsü ortadan kaldırmak için dezenfektanları havaya yayacaklar. Bu bilgileri tüm kişilerle paylaşın lütfen”.

Rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerinden bir sahneyi andıran bu mesajı paylaşan bir hanımefendi. Ancak kendisi sıradan biri değil. Üyeleri arasında profesör, doçent, rektör yardımcısı, yüksekokul müdürü gibi akademisyenlerin de bulunduğu bir kadın oluşumunun üst düzey yöneticilerinden. Bilgi küpü akademisyenlerin önüne düşen bu ‘yaşam koçu’nun bilmediği ne var ki? Hayranlarının demesine bakılırsa ‘kadının çalışma hakkı, aile içi psikolojik/fiziki şiddet, çalışan annelerin sorunları, liderlik, hijyen, sağlıklı beslenme’ gibi konularda attırdıkça attırıyormuş.

‘Senin yazılarını okuyan yok diye kadını kıskanma, altı üstü iyi niyetli bir mesaj paylaşmış’ mı diyorsunuz?

Gelgelelim bu mesaj hanımefendinin ilk icraatı değil. Üşenmeden kalkıp kontrol ettim. Kendisi meğer Corona önlemleri bağlamında mesaj kutumu daha ne cevherlerle doldurmuş. Bakın mesela “Viruse yakanalmamak icin, yakalananlari ise 7 gunde iyilestiren önemli virüs olduren kur” başlığı ile kimin reçetesini paylaşmış? İlgili iletiyi buraya aynen aktarmaya çalışırken bilgisayarımın hata düzeltme fonksiyonu isyan bayrağını çektiği için gerisini müsaadenizle ben özetleyeceğim: ‘Öncelikle bir bardak süt, bir diş sarımsak, bir çay kaşığı karanfil, bir çay kaşığı zerdeçal, bir zencefil, bir çay kaşığı tarçın hazırlıyorsunuz. Sonrasında süt, karanfil ve ezilmiş sarımsağı kaynatıp; diğer malzemelerle karıştırmak suretiyle içecekmişsiniz. Virüse yakalanan sabah akşam kullanacak imiş. Koruma amaçlı kullanan 15 gün boyunca günde bir sefer içecekmiş. Ha bir de isteyen balla tatlandırabilirmiş”. Kısacası hem aşı hem de ilaç niyetine (!).

Lütfen söylediklerimden listede yer alan gıdalara bir itirazım olduğu anlamını çıkarmayın. Bu besinlerden biri veya birkaçı alerji veya başka bir rahatsızlık bağlamında bazı kişiler için sakıncalı olabilir. Ancak sağlık ve mutfağımız için hepsinin yeri ayrı. Kaldı ki virologlar bile ek önlem olarak Covid-19’a karşı bazı yiyecek ve içecekleri öneriyor. Benzer şekilde uzmanların tavsiyelerini destekler nitelikte bazı dinî nasihatler de mevcut. Ancak anlı şanlı viroloji uzmanlarının salgına karşı çaresizlikten saçını başını yolduğu bir ortamda ‘aydın ve bilinçli’ bir kadının bunları reçete olarak paylaşması olacak iş değil. Tamam krizi fırsat bilen sahtekâr ve dolandırıcılar ortalıkta dolaşıyor. Onların tuzağına düşmek başka; milletle kafa bulmaya meraklı münasebetsizlerin mesajlarını, çakma reçetelerle tıklanma rekoru peşinde koşanların tariflerini ‘aklı başında’ bir kadın olarak etrafa yaymak ayrı.

Bu ‘Corona cehaleti’ virüs ile at başı gitmeye devam ederse eve kapanmakla kalmayıp, yazıp çizmeyi de bırakacağım. Bu cehalet karşısında belki de yapılması gereken en güzel şey Mevlânâ’nın dediği gibi ‘kitap gibi sessiz olmak’.