Finansal bilgilerimizi alan ülke bunları vergi amacı dışında kullanabilir mi?

Finansal bilgilerimizi alan ülke bunları vergi amacı dışında kullanabilir mi?

Bu köşe yazımızda sizlerden aldığım sorularda ve videolarımıza yaptığınız yorumlarda sorulan “Finansal bilgilerin otomatik bilgi paylaşımı sonucu bilginin verildiği ülkede bu bilgiler vergisel amaçlar dışında kullanılacak mı?  Bilgiyi alan ülke vergi makamı bu bilgiyi başka bir kuruma verecek mi? Örneğin sosyal yardım dairelerine veya iş ajanslarına, sağlık sigorta kurumlarına gibi…” sorusuna cevap vermeye çalışacağım. Bu

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 16 Ocak 2021 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Bu köşe yazımızda sizlerden aldığım sorularda ve videolarımıza yaptığınız yorumlarda sorulan “Finansal bilgilerin otomatik bilgi paylaşımı sonucu bilginin verildiği ülkede bu bilgiler vergisel amaçlar dışında kullanılacak mı?  Bilgiyi alan ülke vergi makamı bu bilgiyi başka bir kuruma verecek mi? Örneğin sosyal yardım dairelerine veya iş ajanslarına, sağlık sigorta kurumlarına gibi…” sorusuna cevap vermeye çalışacağım.

Bu soru gerçekten önemli. Elbette biz her ülkenin iç hukuk yapısını bilemeyiz. Ancak bu soruya uluslararası hukuk düzenlemeleri yani sözleşmeler kapsamında hukuki bir cevap verebiliriz.

Öncelikle bu soruya cevabı için her zaman yaptığımız gibi Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) otomatik bilgi paylaşımı ile ilgili yayınladığı rehbere bakıyoruz.

Rehberde bu soru 29’uncu soru olarak “Değişilecek bilgiler hangi amaçla kullanılabilecektir?” diye sorulmuş, cevap ise bir cümle ile “Değişilecek bilgiler vergi amaçları için kullanılabilecektir” diye verilmiş. Başkaca bir açıklama veya detay yok.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı da internet sitesindeki soru-cevap kısmında

“Otomatik değişilecek bilgiler hangi amaçla kullanılabilir?” sorusuna “Değişilecek bilgiler sadece vergi amaçları için kullanılabilecek olup gönderilen bilginin Türkiye’nin izni olmadan vergi dışı amaçlar için kullanılması söz konusu değildir. Ancak aktarılan bilgi neticesinde ikamet edilen ülkeye ödenen toplam vergi tutarının, daha sonraki dönemde kişilerin sosyal yardım vb. başvuruları için gösterge teşkil edebileceği unutulmamalıdır” diyor. Yine başka bilgi yok.

Uluslararası sözleşmeler ne diyor?

O halde ne yapacağız? Temel hukuki metinler olan uluslararası sözleşmelere bakacağız.

Devletlerarasında yapılan anlaşmalar vergisel bilgilere ulaşma konusunda birçok yükümlülükler getiriyor. Ancak bu sözleşmelerde belirli koşulların altında bilgiye erişimde sınırlamalar da bulunmaktadır.

Bu sınırlamaların başında öncelikle bilgilerin değişimi konusunda mütekabiliyet yani karşılıklılık olması yer alırken vergi mükelleflerin hakları bağlamında vergi mahremiyeti ve gizlilik hususları önemli yer işgal ediyor.

Bu kapsamda mükelleflerin vergi bilgilerinin gizliliği ve gizlilik hakkı, bilgi değişimi sürecindeki en önemli problemlerden birisidir. Hem Vergi Konularda Karşılıklı Yardımlaşma Sözleşmesi hem de otomatik bilgi değişimi sözleşmesinde mahremiyet, gizlilik ve bilgilerin korunması konularına özel olarak önem verildiği ve bu konulara yönelik hükümler içerdiği çok açık.

OECD tarafından hazırlanan Vergi Konularda Karşılıklı Yardımlaşma Sözleşmesinin 21’inci maddesinde kişilerin korunması ve yardım sağlamanın kısıtlanmasına ilişkin hükümler ve 22’nci maddesinde gizliliğe ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.

Yani bilgiyi alan örneğin Türkiye’den bilgi alan Finlandiya vergi dairesi aldığı bilgiyi sadece vergi dairelerinde ve vergi konusunda kullanacak. Kendi mevzuatına göre başka bir birime örneğin sosyal yardım dairesine bu bilgiyi verecekse bunun için Türkiye’nin onayını almak zorunda.

Çünkü bilgi değişimine yönelik hem finansal kuruluşlar hem de resmî kurumlar aracılığıyla elde edilen bilgilerin anlaşmalarda ya da yasal dayanaklarda belirlenen amaçlar dışında kullanılmaması vergi mahremiyeti ve gizliliğin sağlanmasına yöneliktir. Ayrıca sözleşmelere göre devletlerin vergi mahremiyetinin ve kişisel verilerin korunmasına yönelik çeşitli güvenceleri de sağlaması gerekmektedir.

Çünkü bilgi değişimi konusunda mükelleflerin vergi idarelerine bilgi verme yükümlüğü bulunmasına karşılık vergi idarelerinin de vergi mahremiyetine dikkat etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Vergi mahremiyeti ise vergi idarelerinin mükellefler hakkında elde ettikleri bilgileri açıklamaması ve diğer üçüncü kişilerin lehine kullanmaması anlamına gelmektedir.

Türkiye’de vergi mahremiyeti Vergi Usul Kanunu’nun 5’inci maddesi ile düzenlenmiştir. Bu madde “Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısiyle, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine mütaallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazımgelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamazlar…” demektedir.

Elbette devletlerin bilgi değişimi sonucunda sundukları bilgilerin gizliliği ve korunmasının sağlanmaması durumunda çeşitli endişeleri bulunmaktadır. Bunları yabancı hükümetlerin elde ettikleri bilgileri siyasi amaçları için kullanılabilme ihtimali, vergisel bilgilerin medyaya veya ülkedeki rakiplere karşı avantaj sağlamak için sızdırılabilme ihtimali, elektronik ya da siber saldırılara karşı zayıf durumunda olan devletlerin bilgilerin korunmasını sağlayamaması, yolsuzluğun yaygın olduğu ülkelerde elde edinilen bilgilerin vergi mükelleflerinden rüşvet ve haraç almak için kullanılma ihtimali sayılabilir.

İşte bu endişelerden dolayı bazı ülkelerin veri güvenliği sorunu olduğundan bu ülkeler veri güvenliğini sağlayıncaya kadar sadece bilgi veriyor, ama bilgi alamıyor.

Örneğin GİB rehberine göre 31.12.2020 tarihinde Türkiye 2019 bilgilerini 71 ülkeden alacak. Rehberin ekinde yayınlanan bu tabloya dikkat edersek; Aruba, Bulgaristan, Gana, Grenada, Kosta Rika, Lübnan, Makao, Nijerya, Romanya ile Saint Vincent ve Grenadinler sadece bilgi verecekler ama bilgi alamayacaklar.

Yine dikkat edersek Türkiye’nin bilgi vereceği 54 ülke arasında bu ülkeler yok. Çünkü paylaşılacak verileri koruma problemleri var. Bu ülkeler arasında özellikle Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan ve Romanya dikkat çekiyor.

Peki Türkiye’nin bilgi verdiği ülke Türkiye’nin onayı olmadan bu bilgiyi vergi konusu dışında kullanırsa ne olacak?

Soruyu somutlaştırırsak; örneğin İtalya vergi dairesi Türkiye’nin herhangi İtalya mukimi bir vatandaşın bilgisini mesela banka hesabını otomatik olarak verdiği bu bilgileri Türkiye’nin izni olmadan sosyal yardım kurumu ile paylaşırsa ne olacak?

Sözleşmeler baktığımızda; Vergi Konularda Karşılıklı Yardımlaşma Sözleşmesinin 23’üncü maddesi davadan bahsediyor. Ama herhangi bir yaptırımdan veya cezadan bahsetmiyor.

Finansal bilgilerin otomatik bilgi değişimi yetkili makam sözleşmesinin 5’inci maddesinin ikinci fıkrası ise gizliliğin ihlali halinde herhangi bir yaptırım uygulanması halinden bahsediyor ve bu durumun derhal OECD Eşgüdüm Organı Sekretaryasına bildirimde bulunulmasını düzenliyor. Lâkin yatırım yine yok.

Kısacası sözleşmelerde İtalyan vergi dairesine karşı vatandaş tarafından bir dava açılıp açılamayacağı, açılsa bile buna karşı bir ceza öngörülmemiş.

Böyle bir durumda ancak Türk devleti yani GİB, o ülkenin ihlali ile ilgili olarak OECD Eşgüdüm Organı Sekretaryasına bildirimde bulunacak. Bu kadar. Gerisi yok.

Burada bir konuya daha dikkat çekmek isterim. Bilindiği gibi OECD’nin hazırladığı ve Türkiye’nin de imzalayıp yürürlüğe koyduğu Vergi Konularda Karşılıklı Yardımlaşma Sözleşmesi ile Otomatik Bilgi Değişimi ile ilgi yetkili makam sözleşmesi sadece vergilerin takibi ve şeffaflık için değil aynı zamanda; Kara para aklama, terörizmin finansmanı ve yolsuzluğun önlenmesi gibi amaçla da getirilmiştir.

Bu kavramlar çok geniş olarak yorumlanmaktadır. Örneğin İtalyan vergi dairesi Türkiye’den aldığı finansal hesabın incelenmesinde kara para aklama şüphesi olduğundan bu bilgiyi rahatlıkla Türkiye’deki MASAK benzeri bir kurumla veya mali polisi ile paylaşabilir.

Veya Türkiye’de finansal bir hesabı örneğin banka hesabı ve bu banka hesabında da yüklü parası olan birinin İtalyan sosyal yardım kurumundan yardım alıp almadığının tespiti için sosyal yardım kuruluşu ile bu bilgiyi paylaşabilir. Şayet böyle bir durum varsa bu yolsuzluk yani kamunun dolandırılması anlamına gelmektedir.

İşte sözleşmelerin bu amaçlarını gerçekleştirmek için Türkiye’nin onayı olmadan bu bilgiler diğer kurumlarla paylaşılabilir ve İtalyan maliyesi bu gerekçeleri ileri sürerse bir hak elde edilemez kanaatindeyim.

Kısacası sözleşmelerde vergi mahremiyeti, veri gizliliği ve güvenliği ile ilgili düzenlemeler olsa da hem bunların ihlali halinde herhangi bir müeyyide öngörülmemesi hem de kara paranın aklaması, terörizmin finansmanın ve yolsuzluğun önlenmesi gerekçelerini ileri sürülebileceğinden Türkiye’nin bilgi verdiği ülkece bu bilgilerin vergi konusu dışında da başka amaçlarla kullanılabilir sonucu çıkmaktadır.