Felsefe grubu

Toplantısına katıldım. Güzel bir deneyimdi. Her zamanki gibi eleştirilerim var. Nasıl değerlendirmeliyim bunu?

SEDAT İLHAN 12 Kasım 2023 YAZARLAR

Kendimden korkar oldum. Veya felsefeci gibi düşünmeye başladım. Soruyorum, BEN kimim?  Her yapılanda bir eksik buluyorsam bu demektir ki, kendi yolumda ilerleme zamanım gelmiştir. Küçük ama benim. Dışa açık, farklı fikirlere, gelişmelere, değişmelere, kimseyi dışlamadan, herkesi anlama gayretiyle… Neden olmasın?

Veya herhangi bir kurumda, mahallemizde bulunan eksiğin, gediğin diğerlerinde olmaması mümkün olabilir mi? Hatta birey bazında bile düşünebiliriz bunu. Onlar diye söze başlayarak saymalarımız ve böylece kendimizi mutlu mesut, huzurlu hissetmelerimiz ama aslında ölüm uykusuna dalmalarımız… Her ne kadar tezlerimiz doğru dahi olsa, Diğerleri ile tamamlanmadığımız sürece kültürümüzün tüm özellikleri her halimizde, tavrımızda, kelimelerimizde sırıtmaktadır, sırıtacaktır.

Felsefe grubu toplantısına ilk kez katıldım. Hiçbir kimseyi tanımıyorum diyebilirim. İçeri girdiğimde önce bir masaya yalnız olarak oturdum. Sonra yan masaya katıldım. Nezih insanlardı. Hiç yabancılık hissettirmediler. Öyle ki, arsız misafir ev sahibini döver misali, düşüncelerimi açıkça söyleyebildim. Mesela bir tanesi 12 eylül, dedi sözlerinin arasında. Dedim, neden ders çıkarmadınız, neleri farklı yapabilirdik? Hala uğraşıp duruyoruz…

Konu bir felsefe akımı, filozof. Sunum tamamlandı. Kafamda deli sorular. Taraf olmak istemiyorum, taraf mışım gibi bir görüntü vermek. Bunun endişesi var üzerimde. Yine de söz aldım. İnsani zaaflarımızı göz önüne almadan ortaya attığımız tezlerimizin yanlış sonuçlara götüreceğini, doğru bile olmayabileceğini ifade etmeye çalıştım. Sunumu yapan felsefeci böyle bir yaklaşım beklemiyordu demek ki. Birisi tercüme edebilir mi, arkadaş ne demek istedi, dedi masumane(!).

BENi bilmeyen neyi bilir ki? İlk kez katıldığım bir toplantıda, sunumun amacını bile bilmeden kendimce gördüğüm mantık hatalarına itiraz ettim. BEN kimim?

Sunumun amacı, bir felsefecinin hayatını, görüşlerini, etkilediklerini veya etkilendiklerini, aşkını öğrenmek ise on üzerinden on puan alır. Ama bu yeterli olabilir mi? Bunu organizatörler ile görüşmem gerekiyor. Aksi, arkadan ahkam kesmek olur. Kendimle, düşüncelerimle çelişirim. Dengelerim gerçek bile olmayabilir.

Sunumdan aklımda kalanları hepimiz için hep birlikte değerlendirelim. Ta ki, hayatı akışına yaşamayı öğrenene kadar…

Konuşmacının hayat felsefesini bilmiyorum. Belki birkaç sunumunu daha dinlemem gerekiyor. Ama bana hissettirdiği şey, bilmeye önem vermesi veya bu toplantının konusu olan felsefeci ile bütünleşmiş olması… Çünkü hiç kritik etmedi. Bunun başkaca bir açıklaması olabilir mi sizce? İnsanı tanımlayan hangi sözdür ki o, üzerinde herkesin uzlaştığı?

Yaklaşık beşyüz yıl önce yaşamış bir felsefeci. Gördüğü problemlere çözümler üretmiş, tanımlamaya çalışmış. O asırda gerçekleşen olaylardan bağımsız olarak, tezleri kelimesi kelimesine direkt almamız ve böylece düşünce sistemimizi oluşturmamız ne kadar doğru olabilir? Tartışılmalı.

Herkesin dini ayrıdır, der. Bu doğru bir ifade. Herkesin dine verdiği anlam, öncelikleri, hedefleri, zaafları, korkuları farklıdır. Bu tez aslında benim sorarak dikkate çekmeye çalıştığım şey, insanlığımız…

Böyle bir söylemden sonra yaşananlara göre dini tanımlayamazsınız. Kutsal kitaplar biatı, itaati emreder diyemezsiniz. Düşünce akımlarını değil ikiye, ikiyüze, milyonlara bile indirgeyemezsiniz. Herkesin ayrı bir dini var ise, her insanın yolu ayrı bir akımdır. Var olduğuna inanılan Yaratıcının muradı ne ola ki?

Filozoflar peygamberlerden üstün olamaz. Genel anlamda filozoflar düşünür, denge kurmaya çalışır, tanımlamaya. Tezleri doğru bile olmayabilir. Peygamberler icraatçıdırlar. Gerçekledikleri şeyler düşünce dünyalarındaki duruluğun, saflığın, dengelerin, doğruluğun delilidir.

İnsan aklı ile bencilliğini engelleyebilirmiş. Kendisini değiştirdiğinde başkalarını da değiştirebilirmiş. Neyi hayal ediyoruz, arzuluyoruz? Bilen mutlu mesut, hep birlikte yaşamak üzere değişimi neden başlatmaz ki? Yüreklerdeki yangınları dindirivermez…