Eyvah! Deizm denizi…

Sayın Devin Yazar, sosyal medyada tartışma konusu yapılan Deizm nedir? Ölen birisi için “deistti Cehenneme gitti” denir mi? Deistin Allah inancı nasıldır? Bazı siyasiler ve yetkililer; “Gençler deizme kayıyorlar” diye demeç veriyorlar. Gençler neden deizme yöneliyorlar? Gençlerimizi bu tehlikeli akımdan nasıl kurtarabiliriz? Deizm dinle barışır mı? Sadık Kulalı Değerli Sadık kardeşim, Yetkililer bilgisiz, etkili ve

DEVİN YAZAR 18 Nisan 2018 DEVİN YAZAR

Sayın Devin Yazar, sosyal medyada tartışma konusu yapılan Deizm nedir? Ölen birisi için “deistti Cehenneme gitti” denir mi? Deistin Allah inancı nasıldır? Bazı siyasiler ve yetkililer; “Gençler deizme kayıyorlar” diye demeç veriyorlar. Gençler neden deizme yöneliyorlar? Gençlerimizi bu tehlikeli akımdan nasıl kurtarabiliriz? Deizm dinle barışır mı?

Sadık Kulalı

Değerli Sadık kardeşim,

Yetkililer bilgisiz, etkili ve bilgililer de yetkisiz olduğu sürece diğer sorunlar gibi “Deizm” sorunu da çözülmez.

Deizm, demeçle çözülmez. Basında tartışılması iyi fakat tartışmalar sloganvari, içerikten yoksun ve çözüm önerileri yok. Suçlama çok.

Deizmi tartışanlara ve demeç verenlere bakıyorum; deizm ile teizmi karıştırıyorlar. Daha da tehlikelisi, bu kelimeyi ateizmle eş tutanlar da var.

Deizm kelimesi, teizm ile karıştırılmamalıdır. Teizmle ortak yönü, her ikisi de başta Allah’ı kabul ederler, daha sonra ayrılırlar. Aralarında dağlar kadar fark vardır. Hiç bir ortak noktaları yoktur.

Bir de deizm, ateizm farkı var. Deizmin ateizmden tek farkı, “tanrı yok” değil, “tanrı var” demesi.

Deizm,  ateizme giden yolda bir duraktır. Çoğu deist, daha sonra ateist olmuştur. Meşhur bir sözde; “Panteistler Tanrıyı işten attı, deistler Tanrıyı emekli etti, Ateistlerde onu öldürdüler.” denmiştir.

Deistlerce Tanrının kainat ve insanla ilşkisi sadece ilk nedene bağlıdır. Aristo’nun Tanrısı gibi.

Allah bu evreni yarattı sonra kenara çekildi. Deizmdeki bu pasif Allah inancına göre Tanrı kainatın dışına sürgün edilmiştir. Tanrı’yı sadece bir ilk neden olarak ileri süren ona başkaca hiç bir nitelik ve güç tanımayan akılcı öğretidir.

Deizm; her çeşit vahyi, ilhamı ve vahyin bildirdiği Allah’ı, dini, kaderi inkar ederek sadece akıl ile kavranabilen  bir Allah’ın varlığını kabul eden felsefi meslektir.

Deizmde peygamberlere ve dinlere gerek yoktur. J. J. Rousseau ve Volter’in kabul edip, savundukları “Tabii Din” fikri benimsenmektedir.

Deizmin Türkiye’ye girişi Osmanlının yıkılış dönemine dayanır. O dönemde Türkçe’ye çevrilen ve bazı çevrelerce popüler hale getirilen Roussea ve Volter’in eserleri gençlerde derin yaralar açmıştır. Pek çok kişi önce Deizme sonra da ateizm’e yelken açmış, “Mehlika Sultana aşık yedi genç„ misali bir daha geriye dönememişlerdir.

Voltaire, “Tanrı düşüncesinden başka her şey saçmadır. İsa adlı bir Yahudiye ne gerek var” diyerek saldırıyordu. Rousseau da “Din, yüksek bir varlığın bizlere verdiği yüce bir duygudur ve onu din adamları gibi gereksiz aracılar bozmamalıdır.” diyordu.

Albert Einstein’ın şu sözü Deizm’in tanrı tanımı için iyi bir örnek olacaktır: “Benim dinim kendini zayıf aklımızla algılamamız zor olan sonsuz güç sahibi üstün ruha alçak gönüllü bir şekilde hayran olmaktan ibarettir.”

Değerli kardeşim,

Deizm, sadece gençler için değil, yetişkinler için de tehlikedir. Deizmi gençlere aşılayan ve onları bu yanlış yöne sevk edenler yetişkinler değil mi?

Son olarak ölen bir kişi için “deistti Cehenneme gitti” denilmez. Diyen kişi Cehenneme gidebilir. Allah hatalarını bağışlasın denilir.

Kayma noktaları bilinmez ve dikkat edilmezse deizm hepimiz için tehlikelidir.

Çare nedir?

Deizmle mücadele etmek, onun yıktıklarını inşa etmekle olur.

Deizm, tüm dinleri reddeder. Peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günah, ibadet, dua, vahiy, kader, ahiret, cennet, cehennem, melek, cin ve şeytan gibi kavramlar bu inanışta yoktur. Deizmde bir rahibe, hahama ya da imama gerek yoktur.  Peygamberlere ve görevlerine inanılmaz.

Yapılacak iş, “amentü„ olarak özetlediğimiz iman esaslarını ciddi  bir  şekilde derinlemesine, tahkiki olarak anlatmak ve İslami yaşamak, yaşatmaktır.

Sağlam imanı elde etmek. İmanı takviye etmek. Aksine ihtimal vermeyecek şekilde inanç esaslarını özümsemek. Bu konuda Risale-i Nur Külliyatı altın kıymetinde hazinedir.

Bediüzzaman, ispatlanabilir pozitif  bir iman anlatmıştır. Kalb ve kafayı beraber ele almıştır.

Bu çeşit eserlerin okunmasını tavsiye eder, gençlerimizin deizm gibi zararlı fikir akımlarına kapılmamasını dilerim.