Evlilikte yorulma tehlikesi…

Evlilikte yorulma tehlikesi…

Evlilik hayatında heyecanın bitmemesi eşlerin gayretine, ilgisine ve sevgisine bağlıdır. Bunun için eşlerin  ellerinden geleni yapmaları gerekir. Çok büyük bir heyecan ve hayallerle başlayan evlilik hayatının “sıradanlaşması”, “monotonlaşması”  ve “beraber yaşama heyecanının sönmesi”, “sürekli birbirinin olumsuzluklarını görmesi ve dillendirmesi” gibi benzeri durumlar evliliğin bitmesine yol açan nedenlerdendir. Monotonlaşan ve heyecanı biten evlilik hayatını yaşayan eşlerin

İLYAS TÜRKMEN 17 Mart 2019 İLYAS TÜRKMEN

Evlilik hayatında heyecanın bitmemesi eşlerin gayretine, ilgisine ve sevgisine bağlıdır. Bunun için eşlerin  ellerinden geleni yapmaları gerekir.

Çok büyük bir heyecan ve hayallerle başlayan evlilik hayatının “sıradanlaşması”, “monotonlaşması”  ve “beraber yaşama heyecanının sönmesi”, “sürekli birbirinin olumsuzluklarını görmesi ve dillendirmesi” gibi benzeri durumlar evliliğin bitmesine yol açan nedenlerdendir.

Monotonlaşan ve heyecanı biten evlilik hayatını yaşayan eşlerin yaptığı en büyük yanlış bu durumu kabullenmek oluyor. “Evlilik böyle gelmiş böyle gider” anlayışı ile “öğrenilmiş çaresizlik” yaşanır.

Bunun yerine eşlerin evlilik hayatındaki huzuru kaybetmemek için; çaba sarf etmesi,  küçük sürprizlerle evliliğe hareket getirmesi,  birbirlerine daha çok zaman ayırması için ortak sosyal etkinliklerde bulunmaları gerekir.

Eşlerin birbirine sürpriz yapmaları ise bu süreçte yapılması gereken en önemli davranışlardandır. Ayrıca sevginin bir ateş olduğunu, ateşin sönmemesi için sürekli beslenmesi yani ilgilenilmesi gerektiğini, aksi takdirde ateşin külleneceğini ve küllenen ateşin de tekrar alevlenmesinin çok zor olacağı  hiç unutulmamalıdır.

Günümüzde Kadınlar Kızgın, Erkekler Küskün…

Genel olarak “Erkeklerin” çoğu saygı, değer ve itibar görememenin küskünlüğü ile kendini işine, arkadaş çevresine ya da TV/telefon/bilgisayarın ekranına kilitlemiş bir halde söylenerek veya somurtarak ömür tüketiyor.

“Kadınların” çoğu da kocasından beklediği ilgi, yakınlık ve romantizmi görememenin kızgınlığı ve hırçınlığı ile sürekli şikâyet ve tenkit  halinde. Böyle bir hayat eşlerin ikisini de yıprattığı gibi hem kendi hayatlarını, hem de çocuklarının hayatlarına zarar veriyor.

Evlilik ve aile hayatında geçmişte yaşanan olumsuzluklardan dolayı eşini suçlayarak ve tenkit ederek konuşma, bugüne ve geleceğe hiç bir faydası yoktur. Herkes “kendine” şu soruları sormalı ve cevaplarını bulmaya çalışmalı…

Bugün eşim ve çocuklarım için ne yapılabilir?

İyi bir “KARI-KOCA” (eş) olabilmek için kadınlara/erkeklere düşen sorumluluklar nelerdir?

İyi bir “ANNE-BABA” olabilmek için annelere/babalara düşen sorumluluklar nelerdir?

Eşler iyi bir “ANNE-BABA” olmak için çalıştıkları kadar, iyi bir “KARI-KOCA” olmak için de çalışabiliyor mu?

Eşler Arasındaki Farklılıkların Bilincinde Olmak…

Evlilik hayatında eşler arasındaki fikir ayrılıkları rahatsız olmamalı ve korkmamalı. Hatta eşinizi daha iyi tanımak ve anlamak için fırsat verir. Eşinizi dikkatli biçimde dinleyin ve tam olarak ne söylemek istiyor bunu anlamaya çalışın.

Her hangi bir konuda tartışma anında cümleye “Sen dili” ile suçlayıcı, sorgulayıcı ve yargılayıcı kelimeler ile başlamanız eşiniz tarafından saldırgan bir tutum gibi algılanabilir.

Bir konuyu tartışırken, eşinizin size karşı tavrından rahatsız olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda sorun yaratmaktansa çözüm odaklı olmaya çalışılmalıdır.

Tartışmayı mümkün olduğu kadar uzatmayın ve konuyu tekrar konuşmak üzere başka bir zamana erteleyin. Onunla ilgili güzel şeyler düşündüğünüzde, bunu ona söyleyin. Hemen söyleyin! Güzel sözler ve iltifatlar, ilişkilerinizin sağlığı için çok önemlidir.

Hayatın zorluklarına karşı tek başınıza değil, eş olarak beraber durabilmeye inanın. Bunu unutmayın ve her ne olursa olsun daima onun yanında olduğunuzu bilmesini sağlayın.

Anlaşmazlıklarınız olabilir. Önemli olan anlaşmazlıkların varlığı değil, onları çözerken ilişkinizi ve iletişiminizi en az yıpratacak yöntemi uygulamanızdır. Evlilikte en önemli şey güven, sadakat, sevgi ve saygıdır. Bunları yitirmediğinizde evliliğinizde çözülmeyecek problem yoktur.

Kişilik yapılarındaki farklılıklar kadın erkek arasında oldukça belirgindir. Bu durum doğaldır ve genetik algoritmanın bir gereğidir. Eşlerin de farklı olması gerektiğinin bilinmesi ilişkinin sağlıklı olması için ilk adımdır.

Aksi takdirde  bizim hissettiğimizi onunda hissetmesini veya bizim istediğimizi istemesini arzularız. Bu işe ne mümkündür, ne de doğru ve gerekli. Çünkü insanlar tek tip yaratılmamışlardır.

Sevdiğimiz kişiye nasıl davranıyorsak onun da öyle davranmasını beklemek olgunlaşmamış bir kişilik belirtisidir. İyiliğe karşı iyilik etmek olağanüstü bir şey değildir. Bunu herkes yapabilir. Herkesin yapamadığı şey, kötülüğe karşı iyilik etmektir. Bunu yapabilen kişi olgunluk ve erdemlik örneğidir.

Sevgiyi kimileri konuşarak, kimileri de hediyeleşerek ifade ederler. Yine bazıları sevgilerini yardım davranışı ile bazıları da fizikî temas yani dokunma ile gösterirler.  İşte bu farklılıkları bilmek duygusal farkındalığı dolayısıyla iyi ilişki kurma sonucunu verir.

Güç Savaşı Mutluluğu Kaçırır…

Nikâh masasında eşler neden birbirlerinin ayağına basmaya çalışırlar? Bu sembolik oyun, aslında eşlerin birbirlerine evlilik ilişkisi içerisinde gücü kimin elinde bulunduracağı konusunda vermeye çalıştıkları bir mesajı içerir.

Önemli olan, ilişki içerisinde eşlerin kendilerini nasıl rahat hissettiklerini keşfetmeleridir. Birbirleriyle iyi anlaşan eşler bu konulardaki dengeyi aralarında mükemmel şekilde kurmuş olan eşlerdir. Evin reisinin kadın mı? erkek mi? olduğu ya da her iki esin eşit güce mi sahip olması gerektiği sorularından ziyade, eşlerin bu konuda aynı şekilde düşünüp düşünmedikleri önemlidir.

Evlilik ilişkisi içerisinde çatışma beklenen ve doğal bir durumdur. Eşlerin ilişkisine zarar veren, çatışmanın varlığı değil; çatışma sırasında asıl problemden uzaklaşmak, karşısındakini incitici tavırlar içerisinde olmak, intikam, hırs, saldırganlık ve kıskançlık gibi negatif tavırlar sergilemek ve çatışmaların çözümsüzlükle sonuçlanması gibi durumlardır. Eşlerin çatışma çözümleme becerisine sahip olmaları ve bu konuda kendilerini geliştirmeleri, ilişkilerinin geleceğini doğrudan olumlu etkiler.

Evlilik Bir Takım Oyunudur

Evlilikle eşler hayata yalnız olarak değil, beraber devam etmeyi seçmiş olur. Hayat karşısında tek başına değil, eşler birlikte olduklarını unutmamalıdır. Eşler birbirini hayat arkadaşlığı için seçmiş olmaktaki amaçları ve evliliğe dair beklentilere ulaşma çabaları onları bir takım yapar. Takımın başarısı da oyuncuların çabalarıyla ve birlikte hareket etmeyi öğrenmeleriyle mümkündür.

Susmak Çözüm Getirmez…

Evliliklerde yaşanan sorunlardan biri de eşler arasındaki iletişim eksikliğidir. Sürekli tartışan ve çatışmalı bir eş olmak ne kadar yorucu ve yıpratıcıysa eşlerden birinin var olan herhangi bir problemi tartışmaktan kaçınması, duygu ve düşüncelerini paylaşmaması ve tartışma esnasında sürekli sessiz kalmayı tercih etmesi de aynı şekilde yıpratıcıdır. Böylesi bir iletişimsizlik, eşler arasındaki yakınlık, samimiyet ve güveni zedeler.

Bazen evlilik ilişkisini geliştirmek üzere sadece eşlerden biri çaba göstermektedir. Bazen eşlerden biri aile eğitim programları ve terapiye tek başına katılabilir, eşini bu konuda ikna etmekte zorlanabilir.

Bu durumda yine de yapılabilecek pek çok şey olduğu unutulmamalı, ümitsizliğe kapılmamalıdır. Eşlerden sadece birisinin bile evlilik ilişkisini geliştirmek niyetiyle öğrendiklerini evde uygulamaya çalışması ve sergilediği olumlu davranışlarla örnek olması, eşi üzerinde mutlaka bir etki oluşturacaktır.

Evlilik hayatında heyecanın  sönmemesi ve yorgunluğu önleyebilmek için…

  • Öncelikle eşinizi çok iyi tanıdığınızdan emin olun ve onun hoşlandığı şeylere odaklanın. Sevdiği şeyleri yapmaya çalışın ve hoşlanmadıklarından da uzak durun.
  • Kadın olarak eşiniz eve geldiğinde sizin kendisi için özenle bakım yaptığınızı ve giyindiğinizi fark etsin. Erkek olarak ta eşinize güler yüz gösterin, kendisinin hatırını sorun ve onunla ilgilenin. Kadınlar eşlerine karşı bakımlı, erkekler de eşlerine karşı nezaketli ve kibar olmaya gayret etmelidir.
  • Çok değil ama yetecek kadar konuşun. Unutmayın ki eşiniz çok sevildiğini duymak ve anlaşıldığını hissetmek ister. Kendisine yeri geldiğinde iltifatlarda bulunun, olumlu yanlarını dile getirin.
  • Eşinize daha sık teşekkür edin ve affedici olun. Yaptığı iyilikleri fark ettiğinizi hissettirin.
  • Beklenti ve eleştirilerinizi kesinlikle çok ince bir nezaketle yapın. Bunun için de iletişim tekniklerine dikkat edin.
  • Eski konuları gündeme getirmeyin, kendinize yepyeni bir sayfa açın ve aranızdaki yaşadığınız olumsuzlukları çevrenizle kesinlikle paylaşmayın. Gerektiğinde bir uzmandan yardım almaya çalışın.

*Aile ve Evlilik Danışmanı-Eğitim Koçu