Evlilikte eşler şiddet mağduru olabilir..

Evlilikte eşler şiddet mağduru olabilir..

Aile içi şiddet eşlerden birinin diğerine karşı sözel, duygusal, psikolojik veya cinsel yönden istismarda bulunması yoluyla üstünlük kurmasıdır. Aile içi şiddet her ülkede, her toplumda ve ailede olduğu gibi ne yazık ki ülkemizde de yaşanan bir durumdur. Üstelik toplumun her kesiminde görülür. “Kol kırılır, yen içinde kalır.” düşüncesi, kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünmek ya da

İLYAS TÜRKMEN 01 Kasım 2018 İLYAS TÜRKMEN

Aile içi şiddet eşlerden birinin diğerine karşı sözel, duygusal, psikolojik veya cinsel yönden istismarda bulunması yoluyla üstünlük kurmasıdır. Aile içi şiddet her ülkede, her toplumda ve ailede olduğu gibi ne yazık ki ülkemizde de yaşanan bir durumdur.

Üstelik toplumun her kesiminde görülür. “Kol kırılır, yen içinde kalır.” düşüncesi, kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşünmek ya da yaşadıklarının istismar olduğunu fark etmemek şiddete maruz kalmayı kolaylaştırmaktadır.

Yapılan araştırma, kadınların daha çok fiziksel, erkeklerin ise psikolojik baskıyla karşılaştığını ortaya çıkardı. Aile içinde kadına ve çocuğa yönelik şiddetin engellenmesi çalışmaları devam ederken, erkeklerin de şiddet mağduru olduğu ortaya çıktı. Fiziksel olarak güçlü konumda olan erkeğin kadınlar tarafından psikolojik şiddet ve baskı uygulandığı görülmektedir.

Aile içinde ciddi mağduriyetler yaşayan erkekler, şiddeti psikolojik anlamda yaşıyor. Kadının aile içinde kullandığı en büyük gücün “güçsüzlük” “mağduriyet” ve “acizlik” en sık yapılan şikayetin de “ev işlerinden çok yorulma”, “çocuk doğurmanın ve büyütmenin bedensel ve duygusal olarak yıpratması” vb. durumlardır.

Psikolojik baskı altında ezilen erkek, kadının psikolojik baskı ve saldırılarına şiddetle cevap verirse suçlu konumuna düşüyor. Kadının psikolojik eylemlerinin ve baskılarının belgesi olmadığı için “erkekler kadınlara şiddet uyguluyor” baskı artarak devam ediyor.

Kadının ısrarla “güçsüz”, “aciz” ve “yıpranmış” kalarak kendine bilinç altında savunma mekanizması olarak güvenli bir alan oluşturmak isteyebilir. Erkeğin bu savunmayı delemediği için öfke patlamaları yaşadığını, ortaya şiddet eylemleri çıkması halinde ise erkeğin suç işlediğini söylenir.

Erkekler üzerindeki psikolojik şiddet ve baskı yeterince gündeme getirilmemektedir. Aile içindeki sorunların çözümü için olaylar bir bütün halinde ele alınarak değerlendirilmelidir. Çünkü insanlar arasındaki ilişki ve etkileşimde “sebep- sonuç ilişkisi” yoktur, “döngüsel ilişki” vardır.

Erkeğin gördüğü psikolojik baskı ve şiddet, erkeği fiziksel şiddete yöneltir. Erkeğin yaratılış olarak fiziksel ve kas gücü bakımından üstün olması kadını “mağdur”, “aciz” ve “çaresiz” gösterebilir.

Tartışan iki taraf varsa iki tarafta da hata olabilir. Tartışmanın sonunda fiziksel üstünlüğü olan erkeğin tek suçlu olduğunu düşünemeyiz. İki taraf da tartışıyor, iki taraf da hatalı ama fiziksel üstünlüğü olan erkek suçluymuş gibi algılanıyor.

Psikolojik şiddetin de bir şiddet türü olduğu unutulmamalıdır. Erkeklerin kadınlara göre daha fazla maruz kaldığı psikolojik şiddet ve baskı biçimlerini şöyle sıralayabiliriz…

* Erkeğin aşağılanması… Çünkü toplumumuzda erkekler çocukluktan itibaren kadından üstün olarak eğitilmeye başlanır. Bu savunulamaz ama, maalesef gerçek. “Erkek adamsın”, “Sen yaparsın”, “Erkekler ağlamaz”, “Erkek adam korkmaz”, “Sen ne biçim erkeksin?” vb. bunlar toplumun erkeğe yüklefiği görev ve sorumluluklardır.

Erkeği sürekli ön plana çıkaran, kadını arka planda bırakan bir toplumumuz var. Çocukluktan beri böyle yetişmiş bir erkek düşünün, gün geliyor eşini eşit olduğu iddiasıyla karşılaşıyor. Bu durumda gücünü ispat etmeye çalışıyor.

* Erkeğin konuşturulmaması…  Erkeğe uygulanan başka bir psikolojik şiddet de erkeklerin tartışma esnasında konuşturulmaması. Erkek aslında dışarıda da çok konuşup dert ve sıkıntılarını anlatarak deşarj olamıyor. Kadın yapısı gereği dertleşiyor ama erkek bu manada kendini ifade edemiyor. İfade edemediği zaman kendini tek ifade etme yolunu şiddet olarak görebiliyor.

* Bütün sorumluluğun erkeğe verilmesi… Erkeğin toplumda bütün yükü çekmesi gereken kişi olarak da algılanması da psikolojik şiddet. Yani bir tartışma yaşanıyor evde kadın eşit olduğunu söylüyor ama problemini çözme bakımından bütün yükü erkeğe yüklüyor. Bu da onun üzerinde psikolojik bir baskı yaratıyor. Erkek maalesef ne kendini anlatabiliyor, ne de sözü dinleniyor. Bu durumda erkek de psikolojik şiddete ve baskıya  uğruyor.

* Aile bütünlüğünü bozma tehdidi… Erkeğe uygulanan bir başka psikolojik şiddet de; aile bütünlüğünün bozulmasıyla tehdit edilmesi. Çünkü kadın aile bütünlüğünü bozulduğunda herkesin ondan tarafa olacağını biliyor. Çocuklar belli bir yaşa kadar annede kalıyor. Çocuğunu ve ailesini kaybetmek istemeyen, bununla da tehdit edilen bir erkek psikolojik şiddet ve baskı altında kalıyor..

Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir evlilik hayatı sürdürmek için iki tarafa da düşen görevler var. Öncelikle eşlerin her türlü insanlar arasındaki ilişkilerde temel olan “İLETİŞİMİ” kesintisiz ve olumlu sürdürmeleri gerekiyor.

Önemli olan ertelemeden söylemek, biriktirmeden aktarmak, paylaşmak, beklentileri usulünce iletmek, konuşmak, dinlemek, anlamaya çalışmak, hiç değilse buna çabaladığını hissettirmek.

Yatakta çok iyi anlaşıyor olabilirsiniz, birlikte harika zaman geçiriyor olabilirsiniz, maddi sıkıntılarınız olmayabilir ama iletişim eksikliğiniz varsa, ilişkiniz önce psikolojik ve fiziksl şiddete dönüşecek, belli bir zaman sonra da evlilik hayatınız mutlaka patlak verecektir.