Eşim gizlice Türkiye’deki konutumuzu satarsa…

Eşim gizlice Türkiye’deki konutumuzu satarsa…

Hep şöyle bir şey duyarız; “Eşim benden izinsiz üzerine kayıtlı olan tapulu malını satamaz”. Ama bu yargı hukuken doğru mu? Köşe yazımızda bu soruya cevaben öncelikle “Aile Konutu” kavramını ve buna bağlı olarak da gurbetçimiz açısından Türkiye’de bulunan ve bir eş üzerine tapuda kayıtlı konutun aile konutu sayılıp sayılamayacağını açıklamaya çalışacağız. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 06 Haziran 2020 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Hep şöyle bir şey duyarız; “Eşim benden izinsiz üzerine kayıtlı olan tapulu malını satamaz”. Ama bu yargı hukuken doğru mu? Köşe yazımızda bu soruya cevaben öncelikle “Aile Konutu” kavramını ve buna bağlı olarak da gurbetçimiz açısından Türkiye’de bulunan ve bir eş üzerine tapuda kayıtlı konutun aile konutu sayılıp sayılamayacağını açıklamaya çalışacağız.

01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni medeni kanunumuzdan önce eşlerden sadece birinin üzerine tapuda kayıtlı ve ailenin oturduğu bir taşınmazı çeşitli sebeplerle üzerine kayıtlı eş istediği gibi satabiliyor, böylelikle diğer eş ve aile bireylerini zor duruma sokabiliyordu.

Bu sadece tapuda sahip olunan mallar için değil kiralanan ve ailenin birlikte oturduğu konutlar için de geçerliydi. Örneğin kira sözleşmesi üzerine olarak eş evi terk ettiğinde diğer eşi zor duruma sokmak için kira sözleşmesini fesh edebiliyordu.

İşte yeni medeni kanunumuz bir ailenin tüm hayatını acısıyla tatlısıyla birlikte yaşadığı ve bir eşin üzerine tapuda kayıtlı bir evi veya kiralanan bir evi diğer eşin rızası olmadan malikse satmasının, kiralamasının, devretmesinin, ipotek vermesinin, kiracı ise kira sözleşmesini kafasına göre feshetmesinin önüne geçerek diğer aile bireylerinin mağduriyet yaşamaması için AİLE KONUTU KAVRAMINI kabul etmiştir.

Aile konutu nedir? Her konut aile konutu sayılır mı?

Aile konutu Medeni Kanunumuzun 194’üncü maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Ancak şunu hemen belirtelim ki, tapusuz mallar, yazlık ev, yayla evi, dağ evi, karavanlar ile tarla veya bahçe vasfında olan taşınmazlar aile konutu olamaz.

Kısacası bir konut, aile konutu olarak kabul edildiğinde tapuda siz malik olsanız da diğer eşin rızasını almadan bu konutu satamazsınız, devredemezsiniz, ipotek veremezsiniz. Bu konut dışında adınıza kayıtlı her türlü taşınmanızı diğer eşin rızasına gerek olmadan satabilir, devredebilir veya üzerine ipotek verebilirsiniz. Bu mallar için boşanma davası sonrası mal paylaşımda geçerli kurallar uygulanır.

Şimdi, bu bilgiler ışığında “Eşim benden izinsiz üzerine kayıtlı olan tapulu malını satamaz” sözünün doğruluğunu tespit edebiliriz. Şayet eş tarafından satılacak konut, ailenin birlikte yaşadığı ve hayatlarının merkezi haline gelmiş ise yani kanunun tabiriyle aile konutu ise evet diğer eşin rızası olmadan şimdi izah edeceğimiz şartlar yerine getirildiğinde satılamaz. Bunun dışındaki taşınmazlar ise rızaya gerek olmadan tapuda malik olan eş tarafından satılabilir.

Peki ailemizin yaşadığı evimizi nasıl aile konutu olarak saydırıp tapuda malik eşin işlem yapmasını kısıtlayacağız?

Tapu müdürlüğüne müracaat edilerek bir ev üzerine “aile konutu şerhi koyulması” halinde bu gayrimenkul diğer eşin rızası olmaksızın satılamaz, kiralanamaz, kira sözleşmesi feshedilemez yahut üzerinde ipotek tesis edilemez. Çünkü artık o konutta (her ne kadar tapu bir eşe ait olsa yahut kira sözleşmesinde tek bir eş gözükse de) her iki eş de hak sahibidir.  Bu diğer eşin konut hakkında tasarrufunu sınırlandırmak, engellemek için en iyi yoldur.

Zira tapudaki bu aile konutu şerhinden sonra malik olan eş bu taşınmazı satmak, devretmek, üzerinde irtifak veya intifa hakkı tesis etmek ya da ipotek vermek istediğinde tapu diğer eşin rızası olmadan bu işlemleri yapmayacaktır.

Tapuya şerh verme işlemi ise her iki eşin tapu müdürlüğüne birlikte başvurmasıyla olabileceği gibi tapuda malik olmayan bir eşin tek taraflı başvurusu ile de gerçekleştirilebilir.

Malik olmayan eş, Nüfus Müdürlüğünden ya da e-devlet üzerinden alacağı MERNİS yerleşim yeri yani ikametgâh belgesi ile birlikte yine nüfus müdürlüğünden veya e-devlet üzerinden alabileceği aile nüfus kayıt örneği ile tapu sicil müdürlüğüne müracaatıyla bu aile konutu şerhini tapu kaydına işletebilir.

Burada dikkat edilecek iki husus vardır. Birincisi konut tapuda “tarla” vasfında görünse bile taşınmaz üzerinde konutlar yapılmış ise sorun olmaz. Telefon, elektrik, su faturaları veya emlâk vergisi beyannameleri delil olarak gösterilebilir. İkinci husus ise ikametgâh belgesindeki adres ile tapudaki konutun aynı yer olması gerekir.

Tapu Müdürlüğü bu şerhi işlediğinde tapu maliki eşe bildiri tebligatı gönderir. Tebligatı alan tapu maliki eş bu işleme konutun aile konutu olmadığı gerekçesiyle itiraz edebilir. İhtilaf halinde mahkemeye başvurup aile konutu olmadığını ispatlayarak bu şerhi kaldırtabilir.

Tapuya aile konutu şerhi verilmemiş ise ne olur?

Ailenin yaşadığı konut, aile konutu olarak tapuya şerh edilmese bile bu konut hakkında yapılan tasarrufa karşı rızası alınmayan diğer eş işlemin iptali için dava açabilir. Örneğin konut, malik olan eş tarafından satılmış ise malik olmayan eş aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açabilir. Bu davanın kazanılması için can alıcı nokta, konutu alan kişinin konutun aile konutu olduğunu bilmemiş veya bilemeyecek durumda olmasıdır. Aksi halde iyiniyetli kişi aldığında dava reddedilir.

Gurbetçimizin yılda tatillerde bir ay kaldığı Türkiye’deki evi aile konutu sayılır mı?

Konunun daha iyi anlaşılması için somut örnek verelim. Kayhan beyle Melek Hanım evlidir ve iki çocuklarıyla Almanya’da yaşamaktadırlar. Aile, çalışma ve çocukların eğitim hayatları hep Almanya’dadır. Yurtdışında beraber yaşarken Sivas’ta bir ev almışlar. Ancak konut Kayhan bey adına tapuya tescil edilmiş.

Aile hemen hemen her yıl Türkiye’ye tatile gidiyor ve ev eşyası alarak döşedikleri bu konutta 5-6 hafta tatillerini yapıyorlar. Melek hanım bu konut hakkında kendisinden habersiz Kayhan beyin bir işlem yapmasını istemiyor. Zira çevreden Kayhan beyin Türkiye’deki akraba ve arkadaşlarına uyarak bu konutu satarak veya konutun üzerine banka kredisi çekerek ortak bir iş yapacağını duymuştur.

Melek hanım bunu önlemek için konuta tapuda aile konutu şerhi verebilir mi? Bu konut aile konutu sayılır mı? Çünkü aile hayatlarının 11 ayını Almanya’daki evlerinde geçiriyorlar ve Sivas’taki bu konuta yılda sadece bir ay tatil amacıyla gelip kalıyorlar.

Bu husus önceleri yargıda çok tartışıldı ve farklı kararlar verildi. Bazı mahkemeler ve Yargıtay üyeleri sadece tatillerde bir ay gelinip geçici olarak kalınan bir evin aile konutu olarak özgülendiğinin kabul edilemeyeceğine karar verdiler.

Lâkin bu konuda yine son noktayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu koydu. YHGK, 28.09.2011 ve 12.02.2014 tarihinde verdiği iki içtihadında yurtdışında oturanların Türkiye’de başka konutları bulunmaması halinde kiraya veya başkasının kullanımına vermedikleri, her sene ailece bu konutu kullanarak tatillerini yaptıkları müddetçe tarafların Türkiye’de bulundukları bu sürede ortak yaşam faaliyetlerini birlikte sürdürme ve oturma amaçları olduğunu kabul ederek bu konut üzerine aile konutu şerhi verilebileceğine karar vermiştir.

Yargıtay’ın buradaki kriterler;

  • Evli tarafların tek konutu kullanmaları,
  • Başkaca kullanabilecekleri konutlarının olmaması,
  • Konutu kiraya veya örneğin anne ve babası gibi birilerinin kullanımına vermemeleri
  • Telefon, su, elektrik, doğal gaz gibi faturaların, emlak vergilerinin kendi adlarına olması ve ödenmesidir.

Sivas’taki bu ev için kriterler yerine getirildiğinden Melek hanım Kayhan bey adına kayıtlı bu evin tapusuna aile konutu şerhini işletebilir ve eşinin konut üzerinde düşündüğü tasarruflarını kısıtlayabilir. Kayhan bey buna karşı koyarsa aile mahkemesine dava açıp bu hakkı alabilir.

Hatta Kayhan bey Melek hanımın rızasını almadan örneğin kız kardeşine bu konutu devretse ve Melek hanım bunu öğrense Melek hanım aile konutu şerhi koydurmamış olmasına rağmen Kayhan bey ve kız kardeşine karşı aile konutu nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açarak tapunun tekrar aile konutu olarak eşi Kayhan bey adına tescilini sağlayabilir.

Çünkü Kayhan beyin kız kardeşi bu konutun yurtdışında oturan eşlerin senede bir defa gelip kaldıkları ve kullandıkları ailenin konutu olduğunu bilebilecek durumdadır. “Ben böyle olduğunu bilmiyordum ve iyi niyetli olarak taşınmazı satın aldım” diyemez.

Biz burada aile konutu ve aile konutu konusunun gurbetçi insanımıza bakan yönünü genel olarak kısaca örnekleriyle izah etmeye çalıştık. Ancak bu sınırlı köşemizde her somut olaya göre değişebilen ancak değinemediğimiz okurlarımıza özel detaylı bilgileri uzman bir avukata müracaat edip almalarını tavsiye ederiz.