Türkçenin temelleri

Türkçenin temelleri

Türkçe, dünya üzerinde en çok konuşulan beş dilden birisi olması yanında zengin bir tarihi geçmişe de sahiptir. Dilimizin daha eski dönemlerine gittiğimizde karşımıza Milattan önceki dönemlerde Türkçenin diğer dillerle de irtibatının olduğunu görmekteyiz. Sümercedeki yaklaşık 170 kelimenin Türkçe ile benzerlik arz etmesi aslında dilimizin yaşı ve diğer dillerle olan münasebeti açısından bize ipuçları vermektedir. Türkçenin

ERDAL KARAMAN 23 Haziran 2019 ERDAL KARAMAN

Türkçe, dünya üzerinde en çok konuşulan beş dilden birisi olması yanında zengin bir tarihi geçmişe de sahiptir.

Dilimizin daha eski dönemlerine gittiğimizde karşımıza Milattan önceki dönemlerde Türkçenin diğer dillerle de irtibatının olduğunu görmekteyiz. Sümercedeki yaklaşık 170 kelimenin Türkçe ile benzerlik arz etmesi aslında dilimizin yaşı ve diğer dillerle olan münasebeti açısından bize ipuçları vermektedir.

Türkçenin ilk yazılı kaynakları Orhun abideleri Türk dili tarihi ve kültür açısından önemli eserlerdir. Daha çok siyasi ve tarihi içerik taşıyan metinler dil yönüyle de Türkçenin 8. Yüzyılda gelmiş olduğu mesafeyi göstermesi açısından önemli yapıtlardır.

Hükümdarların halka seslendiği, halka hesap verdiği metinler medeniyet yanında Türk dilinin de incileridir. Türkçenin yazılı olarak kayda alındığı Orhun abidelerinde dilimizin bundan 1400 yıl önceki halini görebilir ve Türkçedeki değişimi takip edebiliriz. Yazılı kültürümüz Uygur döneminde de devam etmiş. Kayda değer birçok eser bu dönemde de kaleme alınmıştır.

Daha sonra Türklerin İslamiyet’i kabulüyle birlikte Türklerin dünya görüşleri değişmesi yanında kültürümüzde ve dilimizde de köklü değişikler gerçekleştir. Bu dönemde Arap alfabesi kabul edilir. Arap alfabesini yüzyıllar boyunca sadece Türkiye Türkleri değil diğer Türk toplulukları da kullanmıştır.

İslamiyet’in kabulüyle birlikte Arapça ve Farsçadan da dilimize kelimeler de geçmeye başlar. Biz bu dillerden kelime alırken onlar da Türkçeden birçok kelimeyi kullanmaya başlamışlar.

Türklerin İslamiyet’i benimsemeleri, İslamiyet’in temsilcileri olmaları yanında ta ilk dönemlerden beri İslam’ın temel kaynaklarını öğrenmeye yönelik atılan adımlar takdire şayandır. Karahanlı devleti döneminden itibaren Kur’an-ı Kerim’in Türkçe çevirileri yapılmaya başlanmış.

Literatüre Satır Altı Kuran tercümeleri diye geçen tercümeler, günümüzde de birçok bilim insanı tarafından araştırılan, üzerinde akademik çalışma yapılan tarihi eserlerdir.

Türkçenin o dönemdeki söz varlığını göstermesi açısından Satır Altı Kur’an tercümeleri çok önemlidir. İslamiyet’i birinci kaynağından öğrenmek isteyen, Arapça bilmeyen Türkler için bu tercümeler tarihi misyona malik eserlerdir.

Kur’an-ı Kerimdeki kavramların Türkçe karşılıkları da bu eserlerde görülmektedir. Biz namaz kelimesini Farsça’dan almışız, aslı Arapça ’da salattır. Satır altı Kur’an tercümelerinde Türkler namaz için “yükünç” kelimesini kullanmışlar.

Bu yönüyle de o dönemde dini kavramlara verilen isimler ele alındığında birçok kavramın Türkçe karşılığının bulunması manidardır. Bu bakımdan Türkçenin birçok kavramı karşılayacak kelimeler türetmesi dilimizin gücünü ve zenginliğini göstermektedir.

Satır Altı Kuran tercümeleri yanında Karahanlı döneminde yazılan ve her geçen gün değerine değer katarak günümüze kadar gelen Kutadgu Bilig de bu dönemin kaleme alınmıştır. Kutadgu Bilig gerek ele alınan konular gerekse dil yönü ile Türk dilinin en güzel yapıtlarından birisidir. 11. Yüzyılda kaleme alınan eserin öğretileri yanında Türkçenin gücünü göstermesi açısından da çok önemlidir.

Diğer taraftan bu dönemin kaynaklarından Divanu Lügati’t-Türk, Atabetü’l Hakayık gibi eserler Türk kültürü ve medeniyetinin ta 11, 12. Yüzyılda kat ettiği mesafeyi göstermesi yanında dilimizin günümüze kadar hangi aşamalardan geçerek geldiğine de şahitlik eden eserlerdir.

Bir dilin gücünü kaleme alınan eserlerin kalitesi ve derinliği göstermektedir. Bahsedilen eserler 12. Yüzyıla kadar olan dönemi ihtiva etmektedir. O dönemden günümüze kadar binlerce eserle işlenerek gelen dilimizin gücüne kaleme alınan eserler şahitlik etmektedir.