Emeklilik şartlarının belirlenmesinde değişik sigortalılık hizmetlerinin birleştirilmesi

Birleştirilen sigortalılık sürelerinin eşit yani 1260=1260 gün olması halinde en son sigortalılık statüsüne göre emekli aylığı bağlanıyor.

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 10 Şubat 2024 YAZARLAR

Bir sigortalının çalışarak veya yurtdışı, askerlik, doğum borçlanması gibi borçlanma yoluyla elde ettiği SSK (4/1-a), Bağkur (4/1-b) ve Emekli Sandığı (4/1-c) kapsamındaki prim günlerinin birleştirilerek hangi statünden emekli olacağının belirlenmesi çok önemlidir. Çünkü Emekli olacağı statü asgari prim gün sayısı (hizmet yılı) ve yaş gibi emeklilik şartlarını da değiştirecektir.

Bu şekilde değişik sigortalılık statülerinde geçen hizmetlerin birleştirilmesinde milat tarihi 01.10.2008 tarihidir. Bu tarih öncesi herhangi bir sigortalılık statüsünde sigorta girişi ve hizmeti olanların bu tarihte yürürlükten kaldırılan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8. maddesine göre hizmetleri birleştirilirken bu tarihten sonra ilk defa sigorta girişi ve hizmeti olanların hizmet birleştirmeleri 5510 sayılı Kanunun 53. maddesine göre belirlenmektedir.

Bu uygulama, 3201 sayılı Kanunun 9. maddesinde yapılan ve 01.08.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren kanun değişikliğiyle iki ülke sosyal güvenlik sözleşmesi gereğince bağlanan kısmi sözleşme yaşlılık, malullük ve ölüm aylıklarının bu tarihten sonra tam aylığa çevrilmesi talepleri için de geçerlidir.

Bu düzenlemeleri anlayabilmek için öncelikle 01.10.2008 öncesi ilk sigorta girişi olan sigortalıların değişik statüde geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilerek emekli aylığının bağlanacağı statünün belirlenmesinde geçerli olan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun “Aylığı bağlayacak kurum” başlıklı 8. maddesindeki hükme bakmalıyız.

Bu maddeye göre değişik statüde birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanıyor. Fakat, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re’sen emekli olma süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanıyor.

Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi 01.10.2008 öncesi ilk sigorta girişi olan sigortalıların değişik statüde geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilerek emekli aylığının bağlanacağı statünün belirlenmesinde sigortalının son yedi yıl için de yani 2520 gün içerisinde en fazla yani 3,5 yıldan bir gün (1261 gün) fazla hangi statüde sigortalılık süresi varsa o statüden emekli aylığına hak kazanma şartları ve emekli aylığının bağlanması gerçekleştiriliyor. Birleştirilen sigortalılık sürelerinin eşit yani 1260=1260 gün olması halinde en son sigortalılık statüsüne göre emekli aylığı bağlanıyor.

Örneğin 01.10.1989 tarihinde Emekli Sandığı kapsamında ilk sigorta girişi olan erkek bir sigortalının 11 tam yıl yani 3960 gün fiili hizmet süresi varken 01.03.2001 tarihinden itibaren SSK kapsamında çalışmaları başlamış ve bu kapsamda 1490 gün sigortalılığı olmuştur. Bu durumda sigortalının son yedi yılda 1490 günle en fazla SSK kapsamında çalışması olduğundan yaşlılık emeklilik aylığı şartları mülga 506 sayılı SSK Kanunu’nun geçici 81. maddesi gereğince 5450 gün prim günü, 25 yıl sigortalılık süresi ve 51 yaş olacaktır. (03.03.2023 tarihli EYT Kanun değişikliği ile bu sigortalı için yaş şartı kaldırılmıştır)

Ancak bu kural malullük ve ölüm (dul ve yetim) aylıkları için geçerli değildir. Aynı kanunun 8/2 maddesi gereğince malullük ve ölüm aylıklarının hizmet birleştirilmesinde son yedi yıldaki en fazla sigortalılık statüsü değil, sigortalılığı bir gün dahi olsa en son sigortalılık statüsüne göre belirlenecektir.

Örneğin 1986 yılında ilk sigorta girişi olan ve SSK kapsamında 1600 günü ve heyetten aldığı %60 malullük raporu olan Fransalı gurbetçi kadın bir sigortalının malulen emekli olabilmesi için SSK kapsamında en az 1800 gün sigortalılık süresi olması gerekir. Fransalı kadın sigortalımız 01.08.2019 tarihinden sonra 01.06.2023 tarihinde eksik 200 gününü yurtdışı sürelerinden borçlanmak istediğinde yurtdışı borçlanması 4/1-b (Bağkur) kapsamında yapılacağından borçlanma bedelini yatırdığında en son sigortalılık statüsü Bağkur (4/1-b) olacak ve bu statüden malulen emekli aylığı bağlanacaktır.

Diğer bir örneğimiz 1988 yılında SSK kapsamında ilk defa sigorta girişi ve 100 günü olan sigortalımız 01.06.2007 tarihinde vefat etmiştir. Bu sigortalımızın yetim dul kızı şartları 2022 yılında tamamladığından babasının ölüm tarihi itibariyle yürürlükte olan mülga 506 sayılı Kanun gereğince ölüm aylığı için babasının mevcut süresini 900 güne tamamlamak istemektedir. Babasının 540 günlük askerlik süresini SSK kapsamında borçlanıp yatırmasına rağmen toplam süresi 640 gün olmaktadır. Bunun üzerine yetim hak sahibi kızımız babasının Suudi Arabistan’da geçen yurtdışı sürelerinden 260 gün daha borçlanıp 900 güne tamamlamak istediğinde 01.08.2019 tarihinden sonraki taleplerde ölenin yurtdışı süreleri Bağkur kapsamında borçlandırılacağından 2829 sayılı Kanunun 8/2 maddesi gereğince ölüm aylığına hak kazanış 1479 sayılı Bağkur kapsamında değerlendirilecektir. Bu durumda yetim hak sahibi kız çocuğu yetim aylığı alabilmek için babasının sürelerini 1800 güne tamamlamak zorundadır. Bunun için de 260 gün değil 1160 günlük yurtdışı hizmet borçlanması yapması gerekecektir.

01.10.2008 tarihi dahil bu tarihten itibaren ilk sigorta girişi olanların hizmet birleştirilmesi ise 2829 sayılı Kanuna göre değil, 5510 sayılı Kanunun “Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi” başlıklı 53. maddesinin 6. fıkrasına göre belirlenmektedir.

Bu düzenlemeye göre 01.10.2008 tarihinden itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c kapsamlarından birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.

5510 sayılı Kanunun 53. maddesindeki düzenlemenin 2829 sayılı Kanundaki düzenlemeden tek farkı sadece yaşlılık aylığına esas sürelerin birleştirilmesinde son yedi yıldaki sigortalılık süreleri değil tüm sürelerin toplanıp en fazla prim ödenen sigortalılık statüsüne göre emekli aylığına hak kazanma şartlarının belirlenmesidir.

Yukarıda da değindiğimiz gibi bu uygulama 01.08.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 3201 sayılı Kanunun 9. maddesindeki değişikliğe göre kısmi sözleşme aylıklarının tam aylığa çevrilmesinde de uygulanmaktadır.

01.10.2008 öncesi Türkiye’de veya sözleşmeli ülkede ilk defa sigorta girişi olan ve kendilerine sosyal güvenlik sözleşmesi gereğince kısmi sözleşme aylığı bağlanan sigortalılar kısmi sözleşme aylıklarını tam aylığa çevirmek için 01.08.2019 tarihinden sonra yurtdışı borçlanma talebinde bulunduklarında borçlanmaları Bağkur (4/1-b) kapsamında yapılacaktır.

Yaşlılık aylıkları açısından borçlanma sonucu Bağkur (4/1-b) kapsamında elde edilen süreler ile kısmi aylık öncesi veya sonrası Türkiye sigortalılık süreleriyle 2829 sayılı Kanuna göre birleştirilecek ve son yedi yıldaki hizmetlerden hangisi 1260 günden fazla ise o sigortalılık statüsüne göre, sürelerin eşit olması halinde son sigortalılık statüsüne göre şayet yeterli süre varsa borçlandırılıp bedelin yatırılması halinde borcun yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrilecektir. Malullük ve ölüm aylıklarında ise son sigortalılık statüsü yani 1479 sayılı Bağkur Kanunundaki şartlar aranacaktır.

Örnek; 01.09.1955 doğumlu ve Türkiye’de ilk defa 01.03.1978 tarihinden itibaren SSK kapsamında askerlik borçlanması dahil 2350 günü olan erkek sigortalının 01.02.2000 tarihinden itibaren Almanya’da çalışmaları devam ederken başvurusu üzerine kendisine 01.10.2015 tarihinden itibaren kısmi sözleme aylığı bağlanmıştır. Bu sigortalımız 01.06.2023 tarihinde kısmi sözleşme aylığının tam aylığa çevrilmesine yetecek süreyi borçlanma talebinde bulunmuştur. Normalde bu sigortalımızın ilk sigorta girişine ve mülga 506 sayılı SSK kanununa göre birden fazla emeklilik şartlarını tamamlaması söz konusudur. Kendisi hem 5000 gün, 25 yıl sigortalılık süresi ile hem de 3600 gün, 15 yıl sigortalılık süresi ve 60 yaş şartlarıyla emekli olabiliyor.

Böyle bir durumda borçlanma talebini alan SGK’dan 5000 günü tamamlamak üzere 2650 günlük bir borçlanma istendiğinde bu defa 2650 gün Bağkur kapsamında borçlandırılacağından hizmetler 2829 sayılı kanuna göre birleştirildiğinde son yedi yıldaki sigortalılık süresinin 1260 günden fazlası Bağkur kapsamında kalacağından tam aylık şartları 1479 sayılı Bağkur Kanunu gereğince süre ya 9000 güne ya da 5400 güne tamamlanması gerekiyor.

Ancak bu sigortalı vatandaşımız SSK kapsamında birden fazla emeklilik şartlarını tamamlayabildiğinden kısmi sözleşme aylığının tam aylığa çevrilmesine yetecek süreyi borçlanma talebinde bulunduğunda SGK borçlanmayı yine Bağkur kapsamında yapacak. Lâkin bu defa 3600 gün için yetecek süre 1250 gün olacağından mülga 2829 sayılı Kanuna son yedi yılda SSK süreleri fazla olacağından bu sigortalımız Bağkur kapsamına girmeden SSK kapsamında 3600 gün üzerinden kısmi sözleşme aylığını tam aylığa çevirebilecektir.

Görüldüğü gibi değişik statülerde geçen hizmetlerin birleştirilip emekli olunacak statünün belirlenmesi bazen avantaj ve bazen de dezavantajlar getirebilmektedir. Bu nedenle Türkiye’de veya yurtdışında yaşayan insanlarımıza emeklilik planlarını yaparken bu düzenlemeleri de nazara almalarını şiddetle tavsiye ederiz.