Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek

Türkiye’nin PKK/PYD-YPG’ye karşı Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü, ancak ABD heyeti ile yapılan görüşmelerin ardından 120 saatliğine durdurulan sınır ötesi operasyon başlayalı konuya taraf olan ülkeler içinde en temkinli konuşan Rusya. Harekâtı başlangıçta ‘anlayışla’ karşıladığını belirten Rusya, ardından operasyonu ‘kaygı verici’ buldu. En sonunda da operasyona ilişkin ‘kabul edilebilir değil’ düzeyine çıkan bir tepki gösterdi. Peki ama

DR. ÜNAL BİLİR 18 Ekim 2019 DR. ÜNAL BİLİR

Türkiye’nin PKK/PYD-YPG’ye karşı Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü, ancak ABD heyeti ile yapılan görüşmelerin ardından 120 saatliğine durdurulan sınır ötesi operasyon başlayalı konuya taraf olan ülkeler içinde en temkinli konuşan Rusya.

Harekâtı başlangıçta ‘anlayışla’ karşıladığını belirten Rusya, ardından operasyonu ‘kaygı verici’ buldu. En sonunda da operasyona ilişkin ‘kabul edilebilir değil’ düzeyine çıkan bir tepki gösterdi.

Peki ama neden?

Aslına bakılırsa tonu aynı kalmakla birlikte, içeriği peyderpey sertleşen bu diplomatik tepkinin bizzat kendisi Rusya’nın stratejisini ele veriyor. Dün olduğu gibi bugün de Suriye’deki en güçlü aktör olan Rusya, konuşmak yerine gücünü konuşturuyor. Bu durumun farkında olan Türkiye ABD ile yaşanan gerilimde geri adım atmazken, Rusya’nın tepkisini çekmemek için olağanüstü bir gayret gösteriyor. Ancak Türkiye’nin farkında olmadığı veya günün birinde farkına varıp kabullenmek zorunda kalacağı husus Rusya’nın Suriye ile ilgili yol haritası.

Dikkatinizi çekmiş olmalı. Türkiye’nin yürüttüğü sınır ötesi operasyona karşı gerek AB ülkelerinden gerekse ABD’deki ‘Trump karşıtı cephe’den yükselen itirazlarda açıkça dillendirilmeyen bir kaygı gizli. YPG’nin DEAŞ’a karşı verilen mücadelede önemli bir müttefik olduğunu, dolayısıyla ABD Başkanı Donald Trump’ın Kürtleri Türkiye’ye karşı yüzüstü bıraktığını ileri süren çevrelerin esas kaygısı Türkiye değil, aksine Kürtlerin Rusya ve Esad rejimi karşısında alternatifsiz bırakılmış olması.

Rusya Türkiye’nin başlattığı ‘Barış Pınarı Harekâtı’na görünürde ciddi bir ses çıkarmadı. Çünkü ilkin ölümü gösterip sıtmaya razı etmek suretiyle Suriye’deki Kürtleri Esad rejimine biat ettirmek istiyor. SDG cephesi bunun adına ‘iş birliği’ dese de şu ana kadar yaşananlar Rusya’nın bu bağlamdaki politikasını tereyağından kıl çeker gibi hayata geçirdiğini gösteriyor. Kürtler üzerindeki Amerikan şemsiyesinin kısmen kalkması bile SDG’nin Esad rejimine ‘iş birliği’ adı altında zeytin dalı uzatmasına yetti. Öyle ki Kürtlerin DEAŞ’a karşı
verdikleri mücadelede en sembolik noktalardan biri olan Kobani adeta altın tepsi içinde Esad ve Rusya güçlerine teslim edildi.

Eğer gelişmeler bu minvalde devam edecek olursa Rusya Suriye ilgili yol haritasındaki Türkiye ile ilgili hedefine de ulaşacak. ABD ile yaşanan gerilimde Türkiye’ye el altından destek veren Rusya, eninde sonunda Türkiye’yi Esad rejimi ile barıştırmanın planlarını yapıyor. Daha doğrusu Türkiye’den Esad rejimi ve Rusya tarafından oluşturulan yeni statükoyu kabullenmesini istiyor.

Rusya’nın Suriye’de bir taşla iki kuş vurmanın planını yaptığı oldukça açık. Peki ya Türkiye’nin harekât kapsamında hedeflediği, ABD’nin de yeşil ışık yaktığı, Suriye’nin kuzeyinde 30 kilometrelik güvenli bir bölge oluşturma planına ne olacak dersiniz? Bana soracak olursanız, Türkiye’nin Rusya’ya rağmen Suriye’de herhangi bir adım atması söz konusu değil.