Almanya ‘vasıflı eleman’ arıyor

Almanya ‘vasıflı eleman’ arıyor

Almanya Federal Hükûmeti iş dünyasının imdat çığlığına sonunda kulak verdi ve nitelikli iş gücünü ülkeye çekmek amacıyla yeni bir yasal çerçeve hazırladı. Önümüzdeki mart ayında yürürlüğe girmesi beklenen yeni yasal düzenlemeye göre Almanya bundan böyle AB dışından ülkeye gelmek isteyen vasıflı işçiler için vize işlemlerini kolaylaştıracağı gibi, gelen kişilerin mesleki diploma ve sertifikalarına daha hızlı

DR. ÜNAL BİLİR 19 Aralık 2019 DR. ÜNAL BİLİR

Almanya Federal Hükûmeti iş dünyasının imdat çığlığına sonunda kulak verdi ve nitelikli iş gücünü ülkeye çekmek amacıyla yeni bir yasal çerçeve hazırladı.

Önümüzdeki mart ayında yürürlüğe girmesi beklenen yeni yasal düzenlemeye göre Almanya bundan böyle AB dışından ülkeye gelmek isteyen vasıflı işçiler için vize işlemlerini kolaylaştıracağı gibi, gelen kişilerin mesleki diploma ve sertifikalarına daha hızlı denklik verecek. Ayrıca nitelikli iş gücünün önündeki engellerden biri olan Almanca sorununa da etkin çözümler bulacak.

Sizi bilmem, ama ben yeni yasal düzenlemenin bekleneni vereceği kanaatinde değilim. Niçin? Açıklayacağım:

Almanya’nın süper beyinleri, nitelikli iş gücünü, vasıflı ‘elemanları’ ülkeye getirme yolunda attığı ilk ‘temkinli’ adımın üzerinden yirmi yıl geçti. Hatırlarsanız, Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonu (1998-2005) nitelikli bilişim uzmanlarını Alman ekonomisine kazandırmak için ‘Green-Card’ uygulamasını ilk gündeme getirdiğinde takvimler 2000 yılını gösteriyordu. Hristiyan-Demokrat politikacı Jürgen Rüttgers’in (CDU) “Kinder statt Inder” sloganıyla şiddetle karşı çıktığı düzenleme bir şekilde yasalaştı, ancak o günlerde Hindistan’dan Almanya’ya akın akın geleceği varsayılan bilişim uzmanları gelmedi, gelemedi.

Neden?

Çünkü evdeki ‘mantık’ çarşıya uymadı. Almanya küresel koşulların şekillendirdiği uluslararası iş gücü hareketliliğinin mantığını anlamakta zorlandı. ‘Önce Almanlar, ardından AB vatandaşları, en sonunda yabancılar’ şeklindeki yaklaşım yazık ki beyin gücü rekabetinde güçlü bir kart değil. Kaldı ki Almanya’nın iyi yetişmiş insanlara, lider kişiliklere, aranan profesyonellere sunduğu olanaklar diğer ülkelerin sağladığı koşulların oldukça gerisinde kaldı.

‘En iyileri’ transfer etme bağlamındaki yarışı çoktan kaybeden Almanya şimdi vasıflı işçilerin peşine düştü. Daha önceki olumsuz tecrübelerden hareketle bu kez doğru adımlar atılacak mı, onu zamanla göreceğiz. Ancak bir hususun altını çizmekte fayda var. Alman ekonomisinin sorunları yirmi yıl öncesine göre daha da büyüdü, hatta kronik bir hâl aldı. Ancak yerinde sayan, değişime direnen yegâne şey nitelikli iş gücü transferinin önündeki ‘mantalite’ sorunu. Aynı kısır döngüyü tekrar yaşayacak gibiyiz. İş dünyası, ekonominin aktörleri hararetle talep ediyor, siyaset kurumu geç de olsa gerekli düzenlemeleri yapıyor. Lakin esas sorun bundan sonra başlıyor. Çünkü bürokratik mekanizma Almanya’ya gelmek isteyen iş gücünü de talepte bulunan şirketleri de canından bezdiriyor. Diyelim ki nitelikli iş gücü bir şekilde geldi; gelenler bu kez de Almanya’daki şirket kültürüne, çalışma ortamına uyum sağlama aşamasında zorluk yaşıyor. Çünkü Almanya’da kültürlerarası şirket/iş yönetiminin büyük oranda adı var, kendisi yok.

Şansölye Angela Merkel (CDU) Almanya’da çoğu iş kolunda kendini hissettiren vasıflı personel açığının altını çizerek, ülkenin ‘bu soruna yönelik yasal düzenlemeye acilen ihtiyaç duyduğunu’ söylemiş. Bürokrasi, yerel hükûmetler ve muhafazakâr şirket yönetimleri bu gerçeğin ne kadar farkında? Bunu çok yakında göreceğiz.

ÖNE ÇIKANLAR