Safer ayı, bela ve musibet ayı mıdır? Okunacak dualar nelerdir?

Pek çok okuyucularımız tarafından Safer ayı ile ilgili sorular alıyoruz. Diyorlar ki: “Safer ayı için “bela ve musibet ayı” demek uygun mudur? Sosyal medyada çok paylaşılanlar arasında böyle yorumlar görüyoruz. Ne derece doğru olduğunu bilemiyoruz. Bazı medyatik hocaların görüşünü de yayınlayan bu yorumculara nasıl cevap vereceğimizi bilemiyoruz? Eğer safer ayında uğursuzluk  varsa hangi sebeplerden dolayı

DEVİN YAZAR 23 Ekim 2017 DEVİN YAZAR

Pek çok okuyucularımız tarafından Safer ayı ile ilgili sorular alıyoruz.

Diyorlar ki: “Safer ayı için “bela ve musibet ayı” demek uygun mudur? Sosyal medyada çok paylaşılanlar arasında böyle yorumlar görüyoruz. Ne derece doğru olduğunu bilemiyoruz.

Bazı medyatik hocaların görüşünü de yayınlayan bu yorumculara nasıl cevap vereceğimizi bilemiyoruz? Eğer safer ayında uğursuzluk  varsa hangi sebeplerden dolayı “uğursuz ay” olarak adlandırılmıştır. Bu ayda okuyabileceğimiz dualar var mıdır?”

Evet bu ve buna benzer sorular uzayıp gidiyor.

İlk önce dinimiz İslami ana kaynaklarından öğrenmemiz gerekir. Bizim için medyatik hocalar değil, ayet ve hadisler ölçüdür. Eğer onların söyledikleri de bu ana kaynaklara uygunsa kabul ederiz. Yoksa  “es  geçeriz.”

İslam’da uğursuz gün ve gece yoktur. Ancak birbirinden daha değerli, daha üstün, şerefli günler ve geceler vardır. Bayram günleri, kandil günleri ve cuma günleri bunlardandır.

Safer ayı için “bela ve musibet ayı” demek çok yanlıştır.

İbadetlere tahsis edilmiş faziletli günler mevcutken arzi, semavi afet ve musibetler için uğursuz sayılan gün ve gecelerden söz etmek mümkün değildir.

Böyle bir anlayış, yukarıda bahsettiğim İslam’ın ana kaynaklarına ve ruhuna da aykırıdır. Bu düşünce tarzı, kimden gelirse gelsin İslam’ın “kulluk terbiyesine” de yakışmaz.

Birer uyarı ve ikaz şeklindeki felaketler başka aylarda olmuyor mu?

Bela ve musibet meydana geldiğinden dolayı o günleri uğursuz  saymak peygamber (sav) tarafından yasaklanmıştır. Bela ve musibet o gün ve o aya rast gelmiş olabilir.

Safer ayı hicrî ayların ikincisidir. Muharrem ayı bitti. Bu gün safer ayının üçüncü günüdür.

İslam’dan önce, cahiliye döneminde Safer ayı uğursuz ay olarak tanınıyordu. Bu ayda umre yapmak büyük günahlardandı. Peygamber Efendimiz (sav): “Umre her zaman helaldir.” (buhari, Hac, No: 777) buyurmak suretiyle bu uğursuzluk inancını ortadan kaldırmıştır.

Fakat asırlardır uygulanan bir yanlış anlayışın bir anda kaldırılması da kolay değildi. Bu ayda kıyılan nikahların uzun ömürlü olmayacağı, bu ayda yapılan işlerin de uğursuzlukla biteceği tarzındaki yanlış cahiliye inançları hurafe olarak halk arasında devam etti.

Zararlı medyanın oyuncağı haline gelen, halkın dini inançlarını sömüren çıkarcı kişiler ve “medyatik hocalar„ maalesef dini bilgisi zayıf kişilere zarar veriyorlar.

Bu konuda kesin hüküm Ebû Hüreyre’nin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (asm) Efendimiz tarafından şöyle verilmiştir: “İslam’da teşe’üm (uğursuz sayma, kötüye yorma) yoktur. En iyisi tefe’ül (iyiye yorma) vardır. (Buhari, Tıb, 54)

Başka bir pırlanta tavsiyede de “Eşyada uğursuzluk yoktur, Safer ayında uğursuzluk yoktur, baykuşun ötmesinde bir uğursuzluk yoktur.” (Müslim, Selâm, 102) buyrulmak suretiyle İslam’da böyle zararlı bir anlayışın olmadığı kesinlikle belirtilmiştir.

“Rivayetlere göre bu ayda yaşanan çeşitli sıkıntılar yüzünden Araplar safer ayını uğursuz olarak görmeye başlar. Ancak İslamî döneme geçildiğinde bu yanlış algıyı düzeltmek için safer ayına ‘saferü’l-hayr’ ya da saferü’l-muzaffer’denilmeye başlandı.

İlahiyatçı yazar Ahmed Şahin, bir yazısında safer ayını bela ve musibet ayı olarak anmanın caiz olmadığından bahsediyor. Şahin, “İslam’da bir tefe’ül anlayışı vardır, bir de teşe’üm yorumu söz konusudur.

Tefe’ül, herhangi bir gün ve vakitten, olay ve görüntüden iyi manalar çıkarmak, teşe’üm ise kötülük ve uğursuzluk yorumları yapmaktır ve teşe’üm caiz görülmemiştir. Bu sebeple safer ayını bela ve musibet ayı olarak yorumlamak bir teşe’ümdür. Teşe’üm ise caiz değildir” diyor.

Gökten bela değil, rahmet iner

Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevhit Ayengin, böyle bir anlayışın İslam diniyle bağdaşmadığını söylüyor:

“Gökten bela inmez, rahmet iner. Bela yağdıran bir Allah anlayışı İslam’ın değerleri ile taban tabana zıttır. Rahman ve Rahim olan bir Allah’a bu tür şeyleri atfetmek tamamen yanlıştır.

Safer ayını uğursuz olarak niteleme cahiliye devri uygulamasıdır. Ondan şiddetle uzak durmak gerekir. Safer ayının bela ve musibet ayı olması için bu konuda dikkate alınabilecek sahih delillerin yani ayet ve hadislerin olması gerekir. Böyle bir şey yoktur, aksine mevcut uğursuzluk anlayışını düzelten, onu reddeden ifadeler vardır.”

Sonuç olarak; Safer ayının normal aylardan olduğunu tespit ettikten sonra; Her ne kadar güvenilir kaynaklarla teyit edilmese de, Safer ayında yapılması uygun bulunan şu duâyı zikredebiliriz:

“Bismillâhirrahmânirrahîm:

Allah’ım; hamd ve şükür Sana mahsustur! Minnetim Sana’dır! Ben Senin kulunum; ve ben bundan dolayı huzurluyum! Nefsimi, dînimi, dünyamı, âhiretimi, işlerimin sonunu ve amelimi Sana emânet ediyorum.

Bütün Muhammed (asm) ümmetini Senin gücünün, havlinin, kudretinin ve kuvvetinin şiddetinden, Sana emânet ediyorum! Muhakkak Sen, emâneti koruyansın; hükmü nâfiz olansın; kazâsı gâlib olansın!” (Sorularla islamiyet)
“Yâ Ahkeme’l-Hâkimîn ve yâ Esrae’l-Hâsibîn ve yâ Ekrame me’mûlin ve ecvede mes’ûlin yâ Hayyu yâ Kayyûmu yâ Kadîmü yâ Ferdu yâ Vitru yâ Ehadu yâ Samedu yâ men lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû küfüven ehad! Yâ Azîzu Yâ Vehhâbu Salla’llâhu alâ hayr-i halkıhî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma’în! Âmin!”