Olabildiğince hüsn-ü zan…

“Müminler hakkındaki güzel zan, güzel ibadetten sayılır.„ (Ebu Davut) “Hüsn-ü zan ibadettir” sözünü hepimiz duymuşuzdur. Uygulamasakta çok kullandığımız bir deyim. Bu manayı şu hadis-i şerif bize ders veriyor: “Allah’a hüsn-ü zan ibadettir.” Evet biz hüsn-ü zanna memuruz. Hüsn ü zannın tersi su-i zandır. Kişi ve olaylar hakkında hep negatif, kötü düşüncelere sahip olmak demektir. Bir

DEVİN YAZAR 17 Ocak 2018 DEVİN YAZAR

“Müminler hakkındaki güzel zan, güzel ibadetten sayılır.„ (Ebu Davut)

“Hüsn-ü zan ibadettir” sözünü hepimiz duymuşuzdur. Uygulamasakta çok kullandığımız bir deyim. Bu manayı şu hadis-i şerif bize ders veriyor: “Allah’a hüsn-ü zan ibadettir.”

Evet biz hüsn-ü zanna memuruz.
Hüsn ü zannın tersi su-i zandır. Kişi ve olaylar hakkında hep negatif, kötü düşüncelere sahip olmak demektir.

Bir ayet-i kerimede, sû-i zannın çirkinliği şu şekilde anlatılmıştır:

“Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın.” (Hucurât, 49/12)

Allah Resûlü (sav) de, “Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüste bulunmayın, birbirinizin gizliliklerini araştırmayın, birbirinizin sözlerine kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı kin gütmeyin ve sırtınızı dönmeyin; ey Allah’ın kulları kardeşler olun!” demiş; tecessüsten, gizli halleri araştırmaktan,kötü zan beslemekten ve kardeşliğimizi zedeleyecek her türlü davranıştan uzak durmamız gerektiğini tavsiye etmiştir.

Rabbimizin inayeti, ihlasımıza ve samimi niyetimize bağlıdır. Her işimizde niyet, niyette de ihlas ve samimiyet esastır.

Yaşantımızda “Hüsn ü zan, adem-i itimat„ eksenini korumakta yarar vardır.

İnsanlarla ilişkilerimizde hüsnü zannı, iyi niyetli olmayı esas tutalım. İnsanların bizim hakkımızda art niyet ve kötü niyet taşımadıkları hüsnü zannını taşıyalım. Ancak bu varsayımımız, o kişilerle gerekli önlemleri almayacağımız anlamına gelmemelidir. Yani güvenelim ama tedbiri elden bırakmayalım.

Karşımızdaki kişinin içinden geçenleri bilemeyiz. Bilmek zorunda da değiliz. Fakat herkes hakkında kötü niyet taşımakla haksızlık yapmış oluruz. Su-i zan ederek günaha girmiş oluruz.

“Hüsn ü zan, adem-i itimat„ dengesini koruyamadığımız için hayatımızda çok defa iyi niyetlerimizin kurbanı oluruz.

Dikkat edilmesi gereken bazı kurallar

  • İyi niyetli, olumlu düşünce ve hüsn-ü zan sahibi olmak, kişinin kalb temizliğinin bir göstergesidir.
  • Hüsn-ü zan, iyi bir mümin olmanın en belirgin özelliklerindendir.
  • “Başkalarının avukatı, nefsimizin savcısı olalım.„ sözünde belirtildiği gibi, başkaları hakkında olumsuz düşünmeyelim. Sû-i zan edip, isabet etmektense hüsn-ü zanda yanılmayı seçelim.
  • Su-i zan sahibi olmak sevap değildir. Kötü zannımızda isabet etsek de sevap kazanamayız.
  • Başkaları hakkında su i zanda bulunmak haram olduğu gibi insanları su-i zanna götürecek davranışlarda bulunmak ta haramdır.

İlimsiz bir bir iyi niyet hikayesi
Mevlana hazretlerinin anlattığına göre; ormanda bir ayının ayağı, kütük arasına sıkışır, kurtaramaz. Adamın biri bunu görüp, ayıya yardım eder. Ayı da bu kişiye, bir iyilik düşünür.

Ormandaki arıların yaptığı petekleri alıp getirir. Adam balı yiyince orada uyumaya başlar. Fakat tatlının kokusunu alan sinekler, adamın yüzüne konarak rahatsız eder.

Ayı ise, kendisine iyilik eden adam rahat uyusun diye sinekleri kovar. Bakar ki kovmakla gitmiyor, sinekleri öldüreyim bari diye, kocaman bir taş alıp, adamın yüzüne konan sineklere vurur. Netice malum… Ayının ilmi olmadığı için, iyi niyeti fayda yerine zarar vermiştir.

Niyetin iyi olması yetmez. İlim de olmalıdır.

Niyet okuma

İbadet kabul edilen “hüsn ü zannı„ iyi niyeti bırakıp, kötü niyetli olmanın bir başka çeşidi de niyet okumaktır. Bu da su-i zan kadar tehlikelidir.

Muhatabımızın “ne söylemek” istediğini düşünmeyi bırakıp, sadece “ne söylediklerine” odaklanmalıyız. Bu davranış hem akıl sağlığımız hem de çevremizdekilerle ilişkilerimiz açısından bizi sağlıklı ve erdemli kişi yapar.

Önyargılarımızdan, kişi ve olaylara ilişkin aşırı genellemeci tutumlarımızdan kaynaklanan “ niyet okuma„ zararlı bir hastalıktır.

Niyet okuyacağımıza kitap okuyalım.