Komşuluk

Toplumsal hayatta kan ve akrabalık bağlarıyla bağlı olmamakla beraber, hakkı inkâr edilemez bir kurum da komşuluk kurumudur. Evimize bitişik olanlar, kapı komşularımız ve evimizin sağ sol, ön arka tarafından kırk eve kadar oturanlar, hangi dinden olurlarsa olsunlar komşularımızdır. Başka bir tasnife göre kapımızın önünden bağırdığımızda sesimizin ulaştığı herkes komşumuzdur. İş yeri ilişkileri de (dükkan komşuluğu)

DEVİN YAZAR 06 Aralık 2017 DEVİN YAZAR

Toplumsal hayatta kan ve akrabalık bağlarıyla bağlı olmamakla beraber, hakkı inkâr edilemez bir kurum da komşuluk kurumudur.

Evimize bitişik olanlar, kapı komşularımız ve evimizin sağ sol, ön arka tarafından kırk eve kadar oturanlar, hangi dinden olurlarsa olsunlar komşularımızdır. Başka bir tasnife göre kapımızın önünden bağırdığımızda sesimizin ulaştığı herkes komşumuzdur. İş yeri ilişkileri de (dükkan komşuluğu) komşuluk kapsamına girer.

Komşuluk ilişkilerini belirleyen hukukun ana çizgileri İslâm inancı tarafından belirlenmiştir. Hadis-i şerifler bu konuda yeterince detaylı bilgiler vermiştir.

“Komşu üçtür: Birincisi, komşuluk hakkı, akrabalık hakkı ve İslâm hakkı olmak üzere üç hakka sahiptir. İkincisi, komşuluk ve İslâm hakkı olarak iki hakka sahiptir. Üçüncüsü ise sadece komşuluk hakkına sahiptir ki, bu müşrik veya diğer dinlerden olan kişidir.”

Hz. Aişe validemiz anlatıyor: “Dedim ki, Ya Resûlallah! İki komşum var. Öncelikle hangisine ikramda bulunayım? Şu cevabı verdi: Kapısı sana en yakın olandan başla.”

Bir gün Peygamber Efendimiz, “Allah’a yemin ederim iman etmemiştir.” buyurdu ve bunu üç defa tekrar etti. Ashab: “Kim Ya Resûlallah?” deyince şu cevabı verdi: “Komşusu kendisinden emin olmayan.”

Dinimizin emirlerinden birisi de komşuluk haklarına uymaktır.

Ayet-i Kerimede komşuluk şöyle dile getiriliyor: “Allah’a ibadet edin, O’na ortak koşmayın, ana ve babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın ve uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışlara ve ellerinizin altındaki kimselere (köle, cariye, hizmetçi, işçi) iyilik edin.” (Nisa, 4/36)

Hz. Aişe R. Anha’dan rivayet edilen hadis-i şerifte Rasülullah (sav):

“Cibril bana komşu hakkını o kadar çok tavsiye etti ki, neredeyse komşuyu komşuya vâris kılacak zannettim.”

Komşunun hakkı o kadar büyük ki, Cebrâil (a.s.) defalarca Peygamber Efendimiz’e gelip komşu hakkının öneminden bahsetmiştir.

Hadiste geçen, “Komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim” ifadesi komşunun komşusu üzerindeki hakkını açıklamak için getirilmiştir.

Çünkü İslam’ın ilk yıllarında Medine’deki kardeşlik anlaşması mirasçı olmayı gerektiriyordu. Sonraları bu uygulama kaldırılmıştır.

Hadis, komşu hakkının yüceliğine, onunla yardımlaşma ve güzelce ikramda bulunmanın gerekliliğine, komşuya zarar vermemeye, hastalanınca ziyaret etmeye, sevinçli ve kederli günlerinde yanlarında bulunmaya işaret etmektedir.

Komşuluk ilişkisi ilk temasla birlikte başlar. Taşınmakta olan yeni komşunun yerleşmesine, eşyasının taşınmasına yardım edilir. İlk gün, yemek pişirmeye fırsatları olmadığı düşüncesiyle yeni komşuya yemek gönderilir ya da yemeğe davet edilir. (Taşınırken bunu bir iki defa ben kendim yaşadım, çok mutlu oldum.)

Yerleşme tamamlandıktan sonra ilk fırsatta yeni komşuya “Hoş geldin” oturmasına gidilerek komşuluk ilişkisi pekiştirilir ve bu ziyaret esnasında iki komşu, birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı bulurlar.

Bu ziyaret yeni komşu tarafından mutlaka yakın bir zamanda iade edilir. “Komşunun akrabadan ileri olduğu”düşüncesi, komşuluk ilişkisinin temelidir.

Bu konuda söylenecek en güzel söz: “Uzak akraban gelinceye kadar, yakın komşun cenazeni kaldırır.„

Komşularımıza karşı görevlerimizden bazıları  

  • Komşularımıza iyilik etmek ve gerçekten akrabalarmış gibi güzel davranmak ve komşuluk haklarını yerine getirmemiz dinin emridir.
  • Komşusu açken, kendi tok yatmamaktır.
  • Komşuyu el veya diliyle incitmekten sakınmaktır.
  • Komşunun evine, penceresinden, duvarından izinsiz bakmamaktır.
  • Komşularına din ve ırk farkı gözetmeksizin az da olsa hediye vermektir.
  • Komşuları muhtaç ise, ihtiyaçlarını gidermektir.
  • Komşusunu bayramlarda ziyaret etmektir.
  • Komşuların sırlarını ve ayıplarını soruşturmamaktır
  • Komşuların hallerini ve işlerini başkalarına söylememektir.
  • Komşusuyla karşılaşınca ilk önce selâm vermektir.
  • Komşusu tuz, yağ vs. bir şey isteyince memnuniyetle vermektir.
  • Komşuların hediyesini kabul edip, teşekkür etmek ve karşılık vermektir.
  • Komşuların ayıplarını örtmektir.
  • Komşularına dert ortağı olmaktır.
  • Komşularından izin almadan evini yabancıya satmamaktır.
  • Komşusu bir yerden dönünce, ziyaret etmektir.
  • Komşularını kederli günlerinde teselli etmektir.
  • Komşuları tarafından davet olununca, kabul edip gitmektir.
  • Komşusu bir kusur işleyince, af ederek, sevgi uyandırmaktır.
  • Komşuları hasta olunca ziyaret etmektir.
  • Komşusu vefat edince, cenazesinde hazır bulunmaktır.
  • Komşuların yetimlerini himâye etmektir.
  • Komşularıyla buluşunca, güleç yüzlü olup, tatlı söz söylemektir.
  • Komşuların kendisine nasıl davranmasını istiyorsa, onlara öyle muamele etmektir.
  • Komşulardan kabalık edenlere, sert söyleyenlere aldırmamaktır.

İyi Müslüman, komşu haklarına uyan ve komşusu kendisinden emin olan kişidir. İyi insan ve iyi Müslüman olma yolunda başarılar dilerim.