İstiğfar

İstiğfar

Sayın Devin Yazar, Bizler günde yüz defa istiğfar eden ve istiğfarı tavsiye eden bir Masum Peygamber’in ümmetiyiz. İstiğfar, manevi hayatımızın olmazsa olmazı. Fakat kendim adına konuşmam gerekirse, bu konuda gereken duyarlılığı gösteremiyorum. “İstiğfarın önemi ve istiğfara devam etme„ konusunda bizleri aydınlatır mısınız? Terekeme Değerli kardeşim, istiğfar her zaman önemli. Fakat üç aylar dediğimiz hayır panayırının

DEVİN YAZAR 06 Mart 2019 DEVİN YAZAR

Sayın Devin Yazar, Bizler günde yüz defa istiğfar eden ve istiğfarı tavsiye eden bir Masum Peygamber’in ümmetiyiz.

İstiğfar, manevi hayatımızın olmazsa olmazı. Fakat kendim adına konuşmam gerekirse, bu konuda gereken duyarlılığı gösteremiyorum. “İstiğfarın önemi ve istiğfara devam etme„ konusunda bizleri aydınlatır mısınız?

Terekeme

Değerli kardeşim, istiğfar her zaman önemli. Fakat üç aylar dediğimiz hayır panayırının açıldığı şu günlerde daha da önemli.

Bizim en temel görevimiz; doğduğumuzdaki temiz fıtratı, kirletmeden ve deformasyona uğratmadan korumaktır.

“İşlenen her bir günah insan tabiatı açısından bir deformasyondur. Böyle bir deformasyon yaşayan insanın yeniden formuna girebilmesi yani tabiat-ı asliyesine dönebilmesi ise ancak istiğfarla mümkündür. Diğer bir ifadeyle, günahlar insan mahiyetinde olumsuz bir kısım değişiklikler meydana getirir.

Öyle ki, günah ile kirlenen bir kalb zamanla kendi fonksiyonunu dahi eda edemez hâle gelebilir. Ayrıca her bir günah, insanı Allah’tan uzaklaştırır ve onu küfre yaklaştırır.

İşte insanı küfre yaklaştıracak günahlardan kurtulma ve kalbde oluşan lekeleri silme ancak istiğfarla mümkün olur. (el-Mutaffifin, 83/14 âyetinin tefsiri)

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.” Ebû Dâvûd, Vitir 26. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 57)

İstiğfar mağfiret dilemektir. Bağışlanma istemektir. Kendimiz için isteyebileceğimiz gibi ölmüşlerimiz için de mağfiret dilenir. Ölmüşlerimiz için tövbe değil istiğfar edilir.

Devamlı okuyacağımız istiğfar duası ve anlamı

“Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü’minîne yevme yekumü’l hisâb. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.„

Anlamı:
“Ey bizim Rabb’imiz! Beni, annne babamı ve bütün mü’minleri hesap gününde bağışla. Ey Rabb’im
merhamet edenlerin merhamet edicisi, bize rahmetinle muamele eyle.„

İstiğfara devam etmenin yararları nelerdir?

  • İstiğfâra devam etmenin insana sağlayacağı maddî ve mânevî pek çok faydaları vardır.
  • İstiğfâr eden kimseler, bunları amel defterlerinde göreceklerdir.
  • Hz. Peygamberimiz, (sav) çok istiğfâr getirenleri “Onlara müjdeler olsun” diye tebrik etmiştir. (İbni Mâce, Edeb 57)
  • İstiğfar alışkanlığımız olmayabilir. Fakat başımıza bir bela, musibet, sıkıntı, üzüntü, keder geldiğinde istiğfâra yönelmeliyiz.
  • Hangi durumda olursak olalım dara düştüğümüz zamanlarda bile olsa Rabbimizi hatırlayıp O’na yönelmemiz Rabbimizi memnun eder.
  • İnanarak ve içten gelerek istiğfara devam ettiğimizde Allah bizlerin üzüntüsünü ve sıkıntısını giderir. Bir çıkış yolu gösterir. Bir sebep yaratır.
  • Maddî bakımdan bir darlık içinde isek, bizlere hiç ummadığımız ve beklemediğimiz bir şekilde helal yerden bir rızık kazanma yolu nasip eder.
  • İmkanlarımızı genişletir. Gönlümüzü ferahlatır.
  • Istiğfarı tavsiye eden Hadisleri destekleyen bir ayette bu konu açık ve net olarak ele alınmıştır. “Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu

sağlar.Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Ve kim Allah’a güvenirse, Allah ona yeter” (Talâk sûresi, 23)

*İstiğfara devam edenlerin sadece dünyadaki darlık, sıkıntı, kederleri ve üzüntüleri değil, Allah Teâlâ âhiretteki sıkıntılarından da kurtaracaktır.
Bir anekdot

Anlatıldığına göre Hasan-ı Basrî hazretlerine adamın biri kuraklıktan, diğeri fakirlikten, öteki çocuklarının azlığından, bir başkası tarlasının verimsizliğinden şikâyet ederek himmetini ve kendilerine yol göstermesini istemişlerdi.

Tâbiîn neslinin en tanınmış şahsiyetlerinden biri olan bu büyük veli, onların her birine istiğfâr etmelerini tavsiye etmişti. Yanında bulunanlar ona, bu kimselerin dert ve sıkıntılarının ayrı ayrı olduğunu, onların hepsine neden aynı şeyi tavsiye ettiğini sormuşlardı.

Hasan-ı Basrî hazretleri onlara, kendisinden himmet bekleyenlerin dertlerine devâ olacak şu âyet-i kerîmeyi okudu: “Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.” (Nuh sûresi, 10-12)

Rabbim dilimizden istiğfarı eksik etmesin. Tövbe ve istiğfarına sadık kalmayı nasip etsin. Amin