İsra ve Mi’rac yolculuğuna özgün bakış

Kameri takvime göre Receb-i Şerifin 26’sını 27’ye bağlayan gece, Mi’rac Kandilidir. Bu yıl 13 Nisan Cuma’yı Cumartesi’ne bağlayan gece Mi’rac kandilidir. 14 Nisan Cumartesi de Mi’rac günüdür. İsra ve Mi’rac olayı, hicretten bir buçuk sene evvel Recep ayının 27. gecesi meydana gelmiştir. İsra lügatte, gece yürüyüşü demektir. Mi’rac ise, yükseğe çıkmak ve merdiven manalarına gelir.

DEVİN YAZAR 12 Nisan 2018 DEVİN YAZAR

Kameri takvime göre Receb-i Şerifin 26’sını 27’ye bağlayan gece, Mi’rac Kandilidir.

Bu yıl 13 Nisan Cuma’yı Cumartesi’ne bağlayan gece Mi’rac kandilidir. 14 Nisan Cumartesi de Mi’rac günüdür.

İsra ve Mi’rac olayı, hicretten bir buçuk sene evvel Recep ayının 27. gecesi meydana gelmiştir.

İsra lügatte, gece yürüyüşü demektir. Mi’rac ise, yükseğe çıkmak ve merdiven manalarına gelir.

İslâm ıstılahında ise, Peygamber (s.a.v) in Mekke’de Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksa’ya oradan da yüce makamlara çıkartılması hadisesine denir.

İsra ve Mirac’la ilgili tanımlar:

Bu konunun özellikle gençlerimiz tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için bazı kavramların bilinmesi gerekiyor:

İsra: Yürümek, gece yürüyüşü demektir. Bir kişiyi geceleyin yürütüp, götürmek demektir.

Mescid-i Haram: Kâbeyi çevreleyen ve Harem-i şerif denen, Müslümanların kıblesi, Mesciddir. Yeryüzünde ilk defa inşa edilen Allah’ın evi mabet budur.

Mescid-i Aksa: Kudüs’teki Beytü’l-Makdis’tir. Kâbe’den sonra yeryüzünde yapılan ikinci mabettir. Aksa denilmesi Kâbe’ye bir aylık mesafede bulunmasındandır.

Mescid-i Aksa, Peygamberlerin toplandığı, ilahî vahiylerin indiği mübarek bir yer olduğu için, Mi’racta Peygamberimiz oraya uğramış, Mi’raca oradan yükselmiştir.

Mi’rac: Yükselmek, yükseğe çıkmak. Asansör ve merdiven gibi yükseğe çıkma vasıtasıdır. Peygamber’imiz (sav) Mescid-i Aksa’dan gökler ötesi aleme Mi’rac’la çıkmıştır.

Beytü’l Mamur: 7. ci kat gökteki melekler tarafından tavaf edilen mabettir. Kabe, Beytü’l Mamur’un tam altında, iz düşümündedir.

Sidretü’l Münteha: Son nokta, sınır. Arşın sağında bir ağaçtır ki, ne melek, ne başka bir şey ondan ötesine asla geçemezler.

Refref: Mahiyetini aklımızın kavrayamayacağı bir binek, bir vasıtadır.

Burak: Katırdan küçük ve merkepten büyük, beyaz renkte bir hayvan. Bu hayvan, her adımını, gözün görebildiği son noktaya atıyordu. Efendimiz (sa) Mekke’den Kudüs’e kadar Burak’la gelmiştir.

Kaab-ı kavseyn: İki yay miktarı kadar bir mesafedir. Mi’rac gecesinde Efendimiz (sav) in mekandan münezzeh olan Allah’a yakınlığını anlatmak için ayette Kaab-ı Kavseyn olarak geçmektedir.

Hz. Peygamber (sav) in Mi’rac’taki binekleri:

Altı hadis kitabı olarak bilinen Kütüb-ü Sitte ve diğer hadis kitaplarında Mi’rac hadislerinin çeşitli rivayetleri vardır. Bu hadislerde Peygamberimizin Mi’rac esnasındaki binitleri anlatılır. Âlâmî Tefsirinde Alûsî’nin nakline göre, Rasülullah’ın binitleri beş tanedir:

Burak: Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksa’ya kadar.

Mi’rac (Merdiven): Mescid-i Aksa’dan dünya semasına kadar.

Meleklerin kanadı: Dünya semasından yedinci semaya kadar.

Hz. Cibril: Yedinci semadan, Sidre-i Münteha’ya kadar yol arkadaşlığı yapmıştır.

Refref: Sidre-i Münteha’dan Kaab-ı Kavseyn’e kadar.

 Mi’rac nasıl meydana gelmiştir? Mi’racın delilleri nelerdir?

Mi’rac; aklın bittiği, Hz Ebubekir gibi iman ve teslimiyetin başladığı yerdir.

Mi’rac hakkında Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: ”Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammet) kulunu Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” (İsra suresi:1)

Bazı müfessirler bu ayet-i kerimeyi şöyle tefsir etmişlerdir: ”Mi’rac, sadece Peygambere ayet ve ibret göstermekten ibaret değil; aynı zamanda, Peygamberin kendini kâinata bir delil olarak göstermektir.” (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili 5/3152)

Peygamberimiz (sav) yol arkadaşı Cebrail (as) ile birlikte Sidretü’l Münteha’ya kadar çıkmıştır. Sidre’ ye yükselince Cebrail durakladı ve ‘Ya Muhammet, yemin ederim ki, ben buradan bir karış ileri geçersem yanarım. Benim buradan ileriye geçmeye takatim yoktur.’ dedi.

Resul-ü Ekrem, lâhut âleminin bu en yüksek yerinde Refref denilen bir vasıta ile Allah’ın dilediği yere geldi. Bir rivayette, Peygamberimiz şöyle buyururlar:

”Sidre’den sonra öyle bir yere yükseldim ki, kaza ve kaderi yazan kalemlerin çıkardıkları sesleri duydum. Arşın altına geldiğimde, Arşın üstüne baktım; ne zaman var, ne mekân, nede cihet. Rabbimin şu lâhuti sesini işittim; ‘Yaklaş ey Muhammet!’ Ben de Kâb-ı Kavseyn miktarı yaklaştım.”

 

Mi’rac gecesinde Efendimiz (sav) e ilham edilen dua

“Rabbimin ilhamı ile şunları okudum: ‘Ettehiyyatü lillâhi, vessalâvatü, vettayyıbatü’ (En güzel tahiyye Allah’a mahsustur. Bedeni ve mali ibadetler de Ona layık ve mahsustur.) Bunun üzerine Allah (c.c) şu mukabelede bulundu: ”Esselâmü aleyke Eyyühennebiyyü ve rahmetullahi veberekâtühü” (Ey Nebi, selâm sana olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi de sana olsun.)

Ben tekrar; ‘Esselâmü aleyna ve alâ ibadillâhissalihin, eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve rasülühü’ (Selâm bizim ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun. Ben şahadet ederim ki, Allah birdir. Ondan başka ilah yoktur. Yine şahadet ederim ki, Muhammet, Allah’ın kulu ve elçisidir.) dedim.”

Bazı rivayetlerde kelime-i şehadeti getiren Cebrail aleyhisselamdır. Bu konuda Bediüzzaman hazretlerinin Şualar isimli eserinden altıncı şua okunursa çok İstifadeli olur.

Mi’racın gerçekleşmesiyle ilgili olarak meşhur âlim Aliyyü’l Kaari bu hususta şöyle demektedir:

”Mi’racın Mekke’den Mescid-i Aksa’ya kadarki kısmı kitapla sabittir. Bunu inkâr eden kâfir olur. Mescid-i Aksa’dan semaya kadar ki kısmı meşhur hadislerle sabittir. Bunu inkâr eden kimse bidatçi olur. Semadan Cennete, Arşa ve Maverayı Aleme çıkışı ise haber-i ehad ile sabittir. Bunu inkâr eden ise hata etmiş olur.” (Aliyyü’l Kari, şerh-i Emali/20)

Allâme Saadettin Taftezani ise şöyle demektedir:

”Resulüllahın Mi’racı, uyanık halinde ve bedeni ile olmuştur. Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar olan kısmı kitapla sabittir. Delili kesindir. Semaya kadar Mi’rac ise, meşhurdur. Semadan arşa ve diğer yerlere gitmesi ise, haber-i ehad ile sabittir.” (Teftezani, şerhu’l Akait/174)

Mi’racın vukuunu gösteren deliller hususunda Fatih Sultan Mehmed döneminin meşhur hocası Hızır Bey, şöyle demektedir: ”Peygamberin Miracının, bedeni ile ve uyanıkken olduğu keyfiyeti ayetle, meşhur hadis ve haber-i ehad ile sabittir.”

Peygamberimiz (sav) e Mi’rac gecesinde verilen hediyeler:

Manevi Tuba ağacı demek olan Mi’racın beşyüzden fazla meyvesi olduğunu Bediüzzaman otuz birinci sözde delilleriyle anlatıyor. Hadis Kitaplarına ve Müslim’in rivayetine göre, Mi’rac’ta Rasülullah’a üç şey verildi:

1-Her gün elli vakit sevabına denk, beş vakit namaz,

2-Bakara sûresinin son âyetleri, Amener-Rasulü,

3-Müminlerden, hiç bir şeyi Allah’a ortak koşmayanlara Cennet müjdesi.

Bunlardan başka Mi’rac hadisesini anlatan el-İsra suresi ile itikat, ahlâk, iktisat gibi cemiyet nizamının bel kemiği olan, milletleri huzur içinde yaşatıp mihnet, zillet ve buhrandan kurtaran çok önemli esaslar vahiy ve tebliğ edilmiştir. Bu konular için İsra Suresinin 23- 39 ayetlerine bakılabilir.

Bu gece neler yapılmalı?

  • Çocuklarımıza dinimizi sevdirmek ve anlatmak için en güzel fırsat Kandiller ve bayramlardır.
  • Bunun için güzel hediyeler vererek, kandil programlarına götürmezden önce bu konuda gerekli ön bilgileri vererek onların yetişmelerine yardımcı olmalıyız.
  • Bu gece beş vakit namaz farz kılındığına göre çokça kaza namazı ve nafile namaz kılmalıyız.
  • Bakara suresinin son iki ayeti Amener-Rasulü bu gecenin hediyesidir. Bunun için bolca okuyup, aile fertlerine de okutalım.
  • Arkadaşlarımızla, dostlarımızla ve komşularımızla tebrikleşerek, hediyeleşerek karşılıklı dualaşalım.
  • Yetişen gençlerimize örnek olalım. Kandil heyecanını onlara da hissettirelim.
  • Duada cimrilik yapmayalım. Sadece kendimiz ve kendi ölmüşlerimiz için değil, bütün insanlık için dua edelim.
  • Bu gece dualarımızda özellikle Mi’rac olayının yaşandığı coğrafyada, Kudüs ve çevresi başta olmak üzere yeryüzündeki haksızlıkların son bulmasını, gözyaşlarının ve savaşların dinmesini Yüce Allah’tan dileyelim.
  • Mi’rac Kandilinin; cismaniyeti ve beşeriyeti terk edip, kalb ve ruhun hayat derecesine çıkmamıza vesile olmasını diler, bütün Müslüman kardeşlerimin kandillerini tebrik ederim.