Gıybet batağında batmamak için…

Sayın Devin Yazar, sizin aracılığınızla toplumsal bir hastalığımızdan şikayette bulunmak istiyorum. Yaşadığımız hayat  itibariyle çok değişik insanlarla oturup kalkıyoruz. İstemesek de gıybet yapılıyor. Özellikle de siyasilerin, şarkıcıların, sporcuların ve artistlerin kişisel hayatları eleştiriliyor. Bu gıybete girer mi? Bu konuda dinimizin ölçüsü nedir? Yine aynı şekilde akşam eve gelince dışarıda ve iş yerinde gündüz yaşadıklarımızı eşimizle

DEVİN YAZAR 04 Nisan 2018 DEVİN YAZAR

Sayın Devin Yazar, sizin aracılığınızla toplumsal bir hastalığımızdan şikayette bulunmak istiyorum.

Yaşadığımız hayat  itibariyle çok değişik insanlarla oturup kalkıyoruz. İstemesek de gıybet yapılıyor. Özellikle de siyasilerin, şarkıcıların, sporcuların ve artistlerin kişisel hayatları eleştiriliyor. Bu gıybete girer mi? Bu konuda dinimizin ölçüsü nedir?

Yine aynı şekilde akşam eve gelince dışarıda ve iş yerinde gündüz yaşadıklarımızı eşimizle ve yakın arkadaşlarımızla paylaşmamız gıybet sayılır mı? Günahkar birisinin yaptıklarını anlatmak da gıybete girer mi?

Rumuz: Gülendam

Sevgili gülendamlı kızım,
Gıybet, toplumsal bir hastalıktır. Günlük hayatta ya gıybet yapıyoruz ya da istemeden de olsa gıybet dinlemiş oluyoruz.

Toplum gıybet kanserine yakalanmıştır. En masumlarımızın bile gıybet gribine yakalandığı garib bir çağdayız.

“Hastalığımız” diyerek kendinizi de işin içine katmanıza sevindim.

Gıybet, “başkasının arkasından, yüzüne söylendiği takdirde hoşuna gitmeyecek şekilde konuşmak” demektir. Bu haram bir davranıştır. Kul hakkıdır. Kitabımızda bu günah, ölmüş kardeşimizin etini yemeye benzetilmiştir.

Çünkü gıybeti yapılan kişi kendini savunacak durumda olmadığı için ölü gibidir ve gıybet eden, içindeki olumsuz duyguların tesiriyle onu çekiştirdiği için, etini yemek kadar kötü bir davranış sergilemektedir.
Kızdığımız bir insan hakkında başka insanlara olumsuz değerlendirmeler yapmak, söylediklerimiz doğru olsa bile gıybettir. Söylediklerimiz doğru değilse o zaman hem gıybet hem de iftira günahı işlemiş oluruz.

Sorunuzdaki ikinci duruma gelince; Yani günahı gizli olan bir insanın yaptığını etrafa duyurmak, büyük bir vebaldir.

Yaşadığımız olayları aile içinde paylaşmak, bir başkasının ayıbını ve günahını ortaya dökme kastı olmadığı sürece gıybet değildir. İbret almak, çocuklara ders vermek vs. amaçlı anlatımlar gıybet olmaz. Fakat yine de son derece dikkat edip kul hakkına girecek konuşmalardan uzak durulmalıdır.

Sevgili Gülendam,

Sorunuzdaki bir diğer konu da; İnsan, pek çok kişi tarafından tanınıyor olabilir. O kişinin yaptığı iş de çok kişiyi lgilendiriyor olabilir. Fakat o insan da diğerleri gibi Allah’ın kuludur. Buradaki ölçü tanınmak veya tanınmamak değil; o kişinin amelinin dinimizce gıybeti yapılabilen ameller içinde olup olmadığıdır.

Eğer söz konusu amel, gıybetinin yapılmasında sakınca olmayan ameller cinsinden ise, tanınmış  olup olmamasına bakmadan, gıybeti yapılabilir. Ölçü herkes için geçerlidir.

Güzel kızım,

Gıybetin câiz olduğu hususları İslam alimleri şöyle özetliyorlar:

  • Bir görevli kişiye, onun memurundan rahatsız olunan bir davranışı şikâyet edilebilir.
  • Bir iş sahibi iş yapmak istediği birisi hakkında, sana, garazsız olarak, adamın iş güvenliği hakkında bilgi sorsa, ‘Ona yaklaşma. Zarar görürsün’ diyebilirsin.
  • Maksadın hakaret ve teşhircilik olmadan, sırf tarif etmek ve tanıtmak için, adını veya başka sıfatını bilmediğin birisi için –sadece topallık sıfatını bilmek, başka sıfatını bilmemek şartıyla- ‘topal olan adam’ gibi bir tanımlama yapmak gıybet sayılmaz.
  • Fâsık-ı mütecâhir olan, yani açıktan günah işleyen, günahtan utanmayan, sıkılmayan, işlediği günahla iftihar eden, övünerek günah işleyen birisini bu davranışı sebebiyle kınamak ve eleştirmek gıybet sayılmaz.
  • Meşhur birisi de olsa insanın ancak bu şartlar çerçevesinde gıybeti yapılabilir. Meselâ meşhur bir devlet yöneticisinin, şarkıcının  şahsî kusurları gıybet edilemez. Toplumu ve umûmu ilgilendiren hatâları tartışılırken de insaflı olmak ve iyice bilmediğin konularda konuşmamak zorunluluğu vardır.
  • Şüpheli durumlarda susmak, konuşmaktan daha fazîletlidir.

Bu güzel günlerde dilinizi Kur’an ve zikirle meşgul etmenizi, kul hakkından uzak arı, duru bir hayat yaşamanızı dilerim.

Sorularınız için [email protected]