Sayın Devin Yazar, sizin aracılığınızla toplumsal bir hastalığımızdan şikayette bulunmak istiyorum. Yaşadığımız hayat itibariyle çok değişik insanlarla oturup kalkıyoruz. İstemesek de gıybet yapılıyor. Özellikle de siyasilerin, şarkıcıların, sporcuların ve artistlerin kişisel hayatları eleştiriliyor. Bu gıybete girer mi? Bu konuda dinimizin ölçüsü nedir? Yine aynı şekilde akşam eve gelince dışarıda ve iş yerinde gündüz yaşadıklarımızı eşimizle
Sayın Devin Yazar, sizin aracılığınızla toplumsal bir hastalığımızdan şikayette bulunmak istiyorum.
Yaşadığımız hayat itibariyle çok değişik insanlarla oturup kalkıyoruz. İstemesek de gıybet yapılıyor. Özellikle de siyasilerin, şarkıcıların, sporcuların ve artistlerin kişisel hayatları eleştiriliyor. Bu gıybete girer mi? Bu konuda dinimizin ölçüsü nedir?
Yine aynı şekilde akşam eve gelince dışarıda ve iş yerinde gündüz yaşadıklarımızı eşimizle ve yakın arkadaşlarımızla paylaşmamız gıybet sayılır mı? Günahkar birisinin yaptıklarını anlatmak da gıybete girer mi?
Rumuz: Gülendam
Sevgili gülendamlı kızım,
Gıybet, toplumsal bir hastalıktır. Günlük hayatta ya gıybet yapıyoruz ya da istemeden de olsa gıybet dinlemiş oluyoruz.
Toplum gıybet kanserine yakalanmıştır. En masumlarımızın bile gıybet gribine yakalandığı garib bir çağdayız.
“Hastalığımız” diyerek kendinizi de işin içine katmanıza sevindim.
Gıybet, “başkasının arkasından, yüzüne söylendiği takdirde hoşuna gitmeyecek şekilde konuşmak” demektir. Bu haram bir davranıştır. Kul hakkıdır. Kitabımızda bu günah, ölmüş kardeşimizin etini yemeye benzetilmiştir.
Çünkü gıybeti yapılan kişi kendini savunacak durumda olmadığı için ölü gibidir ve gıybet eden, içindeki olumsuz duyguların tesiriyle onu çekiştirdiği için, etini yemek kadar kötü bir davranış sergilemektedir.
Kızdığımız bir insan hakkında başka insanlara olumsuz değerlendirmeler yapmak, söylediklerimiz doğru olsa bile gıybettir. Söylediklerimiz doğru değilse o zaman hem gıybet hem de iftira günahı işlemiş oluruz.
Sorunuzdaki ikinci duruma gelince; Yani günahı gizli olan bir insanın yaptığını etrafa duyurmak, büyük bir vebaldir.
Yaşadığımız olayları aile içinde paylaşmak, bir başkasının ayıbını ve günahını ortaya dökme kastı olmadığı sürece gıybet değildir. İbret almak, çocuklara ders vermek vs. amaçlı anlatımlar gıybet olmaz. Fakat yine de son derece dikkat edip kul hakkına girecek konuşmalardan uzak durulmalıdır.
Sevgili Gülendam,
Sorunuzdaki bir diğer konu da; İnsan, pek çok kişi tarafından tanınıyor olabilir. O kişinin yaptığı iş de çok kişiyi lgilendiriyor olabilir. Fakat o insan da diğerleri gibi Allah’ın kuludur. Buradaki ölçü tanınmak veya tanınmamak değil; o kişinin amelinin dinimizce gıybeti yapılabilen ameller içinde olup olmadığıdır.
Eğer söz konusu amel, gıybetinin yapılmasında sakınca olmayan ameller cinsinden ise, tanınmış olup olmamasına bakmadan, gıybeti yapılabilir. Ölçü herkes için geçerlidir.
Güzel kızım,
Gıybetin câiz olduğu hususları İslam alimleri şöyle özetliyorlar:
Bu güzel günlerde dilinizi Kur’an ve zikirle meşgul etmenizi, kul hakkından uzak arı, duru bir hayat yaşamanızı dilerim.
Sorularınız için [email protected]