Cenaze peşinden yapılan ritüeller

Değerli Devin Yazar, amcam vefat etti. Türkiye’ye götürdük toprağa verdik. Başta yengem olmak üzere diğer amcalarım ve akrabalarım ölü için 7, 40, 52. gecelerinde mevlit okutulması gerektiğinde ısrar ediyorlar. Ben de dilimin döndüğü ve bildiğim kadarıyla bu sayıların uydurma olduğunu söylüyorum. Amcam için her zaman dua edip, sevabını bağışlayabiliriz desem de anlatamıyorum. Bu konuda lütfen

DEVİN YAZAR 01 Eylül 2018 DEVİN YAZAR

Değerli Devin Yazar, amcam vefat etti. Türkiye’ye götürdük toprağa verdik. Başta yengem olmak üzere diğer amcalarım ve akrabalarım ölü için 7, 40, 52. gecelerinde mevlit okutulması gerektiğinde ısrar ediyorlar. Ben de dilimin döndüğü ve bildiğim kadarıyla bu sayıların uydurma olduğunu söylüyorum. Amcam için her zaman dua edip, sevabını bağışlayabiliriz desem de anlatamıyorum.

Bu konuda lütfen işin doğrusunu yazar mısınız?

İşin Doğrusu

İşin doğrusunu merak eden değerli kardeşim!

Ölü arkasından yapılan sizin anlattığınız şekildeki ritüeller İslam’da yoktur. İslam’ın iki kaynağı; Kuran-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde bu konuyla ilgili bir bilgi yoktur.

Eğer böyle uygulama olsaydı Rasulullah (s.a.v.) ölen çocuklarına ve ashabına, sahabeler de kendi yakınlarına bu işi yapmaktan geri kalmazlardı. Bedir ve Uhud şehitlerine de yapılırdı.

Rasulullah’ın vefatından sonra dahi hiç bir sahabe böyle bir şeyi yapmamıştır. Mezheb imamlarından da bu konuda bir bilgi gelmemiştir. 7, 40, 52. ve ölüm yıldönümü günlerinde düzenlenen mevlit programlarının ölüye bir faydası yoktur.

Dini hiç bir dayanağı bulunmayan halk arasında yine kulaktan dolma bilgilerle bu gecelerden 52. gün için “etin kemikten ayrıldığı gün” inanışı vardır.

Bu bilgiyi ancak bir kasap veya kadavra uzmanı verebilir. Halbuki herkesin et, kemik, kas yapı ve bünyesi farklıdır.

Üstelik sıcak günlerde cenaze daha mezara konmadan koktuğu, ya da yıllar sonra bile açılan mezarda hiç bir çürüme olayının başlamadığı tespit edilmektedir.

Bu merasimler hakkında İmam Şa’rani, “Son zamanlarda zuhur eden büyük bidatlardan biri de, ibadet diye üzerine düştükleri mevlit cemiyetleridir.” diyor.
İbni Abidin, “Ölüleri hayırla yad etmek vaciptir. Ama onların arkasından 7, 40 ve 52. geceleri bidat’tır. Muayyen gün ve gecelerde evlerde mevlit okutmak o mümin ölüye işkence etmek hükmündedir.”

Mevlit okuma ve okutma geleneği ilk önceleri Rasulullah (s.a.s.)’in doğduğu zaman ve sadece camilerde okunuyordu. Sonraları para karşılığında mevlithanlar tarafından rastgele zamanlarda okunmaya başlanmıştır.

Sünnetten uzak insanlar bidat’a girerler. Her bidat da bir sünneti ortadan kaldırır. Günümüzde ise kandil gecelerinde, ölülerin ardından, 7. 40. 50. ve sene-i devriyelerinde de mevlidler okunmaktadır.

Mevlidler, dinde olmadığı halde varmış gibi, ibadet çeşitleri arasına katılmıştır. Bundan dolayı, mevlid merasimleri düzenlemek ve mevlid okumak bir bid’attır. Hattâ İslâm’da olmayan, ölünün yedinci, kırkıncı, elli ikinci gecelerinde okunması İslamla ilgili olmayan bir ritüeldir.

Bu bidat adetleri bir ibadet şekli olarak İslam’ın bir emriymiş gibi uygulamak da bidat uydurmaktır.

Ancak, Mevlid, halk arasında büyük bir ibadet olarak kabul edilmekte, ölülerin ruhu için mevlidler okutularak, onların günahlarının bağışlanacağı zannedilmektedir.

Halkın cehaletinden ve yanlış inançlarından istifade eden mevlid okuyucuları, bir piyasa oluşturarak, bunu ticarî bir çıkar aracı yapmaktadırlar.
Ölüye mağfiret dilemek, hayırla anmak sünnettir. Fakat ölüler için mevlid okutup, 7, 40,52. geceleri tertip etmek İslâm’ın herhangi bir hükmüne dayanmamaktadır.

Tebliğ ve irşad amaçlı, iyi niyetle bir araya gelip, dini sohbetle birlikte mevlid de okunması konusunda Bediüzzaman hazretleri 24. Mektub’ta şöyle diyor:

“’Mevlid-i Nebevî ile Miraciyenin okunması, gayet nâfi ve güzel âdettir ve müstahsen bir âdet-i İslâmiyedir. Belki hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyenin gayet lâtîf ve parlak ve tatlı bir medar-ı sohbetidir.

Belki, hakaik-i imaniyenin ihtarı için en hoş ve şirin bir derstir. Belki, imanın envârını ve muhabbetullah ve aşk-ı Nebevîyi göstermeye ve tahrike en müheyyiç ve müessir bir vasıtadır.

Cenâb-ı Hak bu âdeti ebede kadar devam ettirsin. Ve Süleyman Efendi gibi Mevlid yazanlara Cenâb-ı Hak rahmet etsin, yerlerini Cennetü’l-Firdevs yapsın. Âmin.”

Sizin tartışmanız bu şekilde mevlit değil. Ölüye sevap kazandırmak için parasıyla mevlit okutturmak istiyorsunuz. Bu mevlit bidat olur.
Sevabını amcanıza bağışlamak amacıyla Kur’an okumanızı, Allah için sadaka vermenizi, imkânınız varsa sadaka-i cariye yapmanızı tavsiye ederim.

İşin doğrusunu Allah bilir.