“Ağzımın tadı, tuzu yok„ diyenler için…

“Ağzımın tadı, tuzu yok„ diyenler için…

Sayın Devin Yazar, sebebini bilemiyorum fakat içimden devamlı isyan etmek geliyor. Her şey bana ters geliyor. Kafam karışık, ruhum derbeder. Ağzımın tadı, tuzu yok. Bu benim kaderim deyip yutkunsam da isteklerimi elde edemeyişim beni daha da isyankâr yapıyor. Sonbaharda dökülen kurumuş yaprakların ayak altında ezilmesi gibi olayların altında preslenmekten bıktım artık. Açıkçası çok yoruldum çok…

DEVİN YAZAR 31 Ekim 2019 DEVİN YAZAR

Sayın Devin Yazar, sebebini bilemiyorum fakat içimden devamlı isyan etmek geliyor. Her şey bana ters geliyor. Kafam karışık, ruhum derbeder. Ağzımın tadı, tuzu yok. Bu benim kaderim deyip yutkunsam da isteklerimi elde edemeyişim beni daha da isyankâr yapıyor.

Sonbaharda dökülen kurumuş yaprakların ayak altında ezilmesi gibi olayların altında preslenmekten bıktım artık. Açıkçası çok yoruldum çok…

Başka diyecek bir şeyim de yok, mecalim de…

Ah Kader!

Sevgili evladım,

Çoğumuzun içini burkan bir başlık, “Ağzımın tadı, tuzu yok.„

Hep bir “depresyon„ hali var insanlarda. Herkes için böyle değil ama çoğunluk, depresyon-DAYIM modunda.

“Ah kader” diye, diye kendini kedere teslim etmişsin.

Kaderine küsüp kederlenmek yerine, verilenleri düşünüp sevinmen gerekmez mi?

Kaderine sitem etme. Yapabileceklerini yaptıktan sonra teslim ol.

Teslim olursan huzur bulursun. Mutluluk yudumlarsın.

Yoksun kaldıklarının, sana verilmeyenlerin ve elde edemediklerinin envanterini tutup yas tutma.

Sabah kalkınca günaydın diyecek eşin, gidecek işin ve dahası oturup yiyecek aşın var. Öyleyse seni mutsuz ve umutsuz eden nedir söyler misin?

Elde edemediğin hangi nimet sana verilen hayat ve akıl nimetinden daha değerli olabilir ki? Şu satırlarımı okuyan gözlerini dünyalara değişir misin Allah aşkına?

Sana verilenler de, verilmeyenler de bir sınavdır. Hangisinin hayırlı olduğunu bilemeyiz.

Sevgili oğlum,

Vakti gelince yapraklar dökülür ve aslına döner, toprak olur. Anasına kavuşur. Onun daldan düşmesi bir taraftan ayrılıktır, diğer taraftan aslına kavuşmaktır, vuslattır.

Gelecek baharda tekrar gelmek için gitmektir o.

Sen de ben de ve gidenlerimiz de yaprak misaliyiz. Sararıp, solacağız dalından düşen olgun bir meyve gibi toprağa düşeceğiz. Yok olmayacağız, hayata yeniden başlayacağız. Ağrısız, borçsuz, dertsiz bir hayata yeniden merhaba diyeceğiz; eğer bu hayatı iyi değerlendirebilmiş isek!

Yaşadıklarına gelince; rayları döşeyen ve lokomotifi kendisi süren makinist gibisin. Yaşadıkların seni cennete götürecek olan yol olacak, önden gönderdiklerin seni sonsuzluk yurduna çekip götüren güçlü bir vakum olacak. Kaderin seni bu istikamete sevk ediyor. Teslim olursan soluğu cennette alır, derin derin soluklanırsın. Rahat nefes alırsın. Fakat itiraz edersen, kendine edersin. Kırık koluyla adam dövmeye kalkan insan durumuna düşersin. Artık sen bilirsin. Aslında çok şeyi de bilen yine sensin!

Hayatında ve çevrendeki umut verici güzel gelişmelere bakarak tekrar “umut„ etmeye başlamadıkça da geçmesi zor bir durum.

Eğer uzun süre hayattan tat alamıyorsan ve hissizleşme durumun devam ediyorsa, yaşadığın negatif şeyler o kadar yoğun ki pozitif olanları gölgeliyor demektir. O zaman uzman bir doktora gitmen gerekir.

Sağlıklı ve ağız tadıyla geçireceğin güzel günlerinin olmasını dilerim.