Dağınıklıklarım

Bir dost yazılarıma bazen yorum yapar, dağınık olduğunu söyler. Ne kadar da basiretlidir ki, biliverir beni. Yazılar, söylemler sahiplerini gösterir, anlayana, bilene… Masam dağınıktır benim. Uzun bir süre özlemini çektiğim çalışma ortamım, artık var. Evraklarımı, kitaplarımı düzenlemek konusunda bir mazeretimi rafa kaldırdım. Ama olmadı, olmuyor. Tatilleri beklerim sürekli. Gelir geçerler. Değişen bir şey yok… Ömrüm

SEDAT İLHAN 27 Ocak 2023 YAZARLAR

Bir dost yazılarıma bazen yorum yapar, dağınık olduğunu söyler. Ne kadar da basiretlidir ki, biliverir beni. Yazılar, söylemler sahiplerini gösterir, anlayana, bilene…

Masam dağınıktır benim. Uzun bir süre özlemini çektiğim çalışma ortamım, artık var. Evraklarımı, kitaplarımı düzenlemek konusunda bir mazeretimi rafa kaldırdım. Ama olmadı, olmuyor. Tatilleri beklerim sürekli. Gelir geçerler. Değişen bir şey yok…

Ömrüm bir daldan diğerine atlamakla geçti. Kendimi aradım sürekli. Denedim. Kendime göre, kendi çapımda. Geriye baktığımda sanki hiç yaşanmamış gibi görüyorum. Belki de öyle görmek istiyorum. Her zaman ne düşündüm ise en iyisini yapmaya çalıştım. Bu nedenle ilerleyemedim. Bitirdiğim ve karşısına geçip “bu benim eserim” diyebileceğim bir şey yok.

Düşünce dünyam veya geldiğim nokta? Her şey ortada. Ama herkes kendisini arıyor bende. Veya bulduğunu sanıyor, ne buldu ise…

Bir yanım yüce dağlardan bir dağ, başı dumanlı. Kar, fırtına, soğuk, isyan, onur, merhamet… yapayalnız. Diğer yanım bataklık, yenilenememenin, gerçekleyememenin kokuşmuşluğuyla sivrisinekleri misafir eder…

Aslında insan gibi, sıradan bir insan…

Kurduğum bir dengem var tabii ki. Yoksa bu kadar acımasızca kendimi yerlerde süründüremezdim. Yazılanlar, söylenenler yalan değil ancak, tevazu da değil…

Tarihe mal olmuş, toplumun, çoğunluğun kabul ettiği kanaat önderlerinin söylemlerini sahiplenirim, hayatın içinde ararım. Onlar kilometre taşları gibi yolumuzu gösterirler, kutup yıldızı veya. Ancak söyleten yaşanmışlığı yaşamadan ne kadar anlamlı olabilir ki? Havuz kenarında ders almak ile yüzme öğrenilebilir mi? Yanmayan ateşi ne bilsin…

Yaptım, bildim demek istemiyorum mesela. Çünkü bu tavır insanı bir fanusun içine hapseder, inanırım. Alacağı bir şey kalmamıştır artık. Vereceği? Alana bakar. İşin nasıl yapılamayacağını öğreniriz bazen, bazılarından. Nasibimizce… Ya öğretme gayretime ne demeli?

Diğerlerini anlayabilmemiz için kendimizi, düşüncelerimizi, tecrübelerimizi bir kenara bırakmak gerektiğini düşünürüm. Buna rağmen neden anlayamıyorum ki? Düşünmek yetmiyor mu, nasıl öğrenebilirim?

İnsanları değiştirmeye çalışmanın çok fazlaca etkeni var. Güçlü isek riyakarlaştırırız, pısırıklaştırırız onları. Kendileri olmanın önüne sıradağlar dizeriz, inanırım. Neden değiştirmeye çalışıyorum o zaman? Velev ki, tüm farklılıkları kabul etmeye olsun yolum…

Bazı dostlarım var, eğleniyorlar, eğleniyoruz. Kapıyı çalıp kaçan çocuklar gibi. Veya sapan benzeri oyuncakları ile kadınların arkasından cisim atıp tepkileriyle bir hoş olan. Mahallenin delisine isim takıp kızdıran. Komşuların ağaçlarından meyve çalan, dalları kırarak, geleni gideni gözleyerek, bir kuş yüreği, ürkekliğiyle her an topuklamaya hazır…

Tüm eleştirilere açık olduğumu ifade ediyorum. Kırılmıyorum da. Evet, rahatsız eden bazı şeyler var. Ama farklı fikirlerin masaya dökülmesi değil bu.

Çözümsüzlük. Problem yok deyince yok oluverecek aldanmışlığı. Daha iyisine ulaşma gayretimiz midir eksik olan yoksa düştüğümüzü göremiyoruz muyuz? Gemimizi kurtardığımızı düşünürüz ama ortada su yok yüzdürecek… Sonraki adımı hesap etmek? Karın doyurmak mıdır tüm mesele?

Dağınıklıklarım var, evet. Eğer söylemlerimin adamı olmayı başarabilirsem bir gün, o gün beni derli toplu görebilirsiniz. İşte o zaman, kiminle birlikte isem, onu mutlu eden, huzur veren her ne ise, ona sunarken bulabilirsiniz beni…

İnsan kendisine dokunmadan harekete geçmez diye düşünürüm. Buna göre dostlar neden kritik ederler, ne bulurlar yazılarımda, bilemem. Ama öğrenmek isterim. Tartışmak, sınırsızlığı zorlayarak. Alabileceklerimi almak için, hayatımı akışına yaşamak üzere…