Cezayir Meclisi, Fransa'nın ülkeyi sömürgeleştirmesini suç sayan yasayı nihayet kabul etti.
Karar, oybirliği ile alındı ve Fransa’dan suçu karşılığında özür ve tazminat talep edildi. Fransa’nın 1830-1962 yılları arasındaki Cezayir yönetimi, kitlesel katliamlarla, eziyetlerle ve büyük çaplı sürgünlerle damgasını vurdu. Fransa’nın Cezayir’e verdiği maddi zararlar trilyonlarca dolar tutuyor.
Fransız sömürgeciliğini suç sayan karar alınırken milletvekilleri Cezayir bayrağının renklerini taşıyan atkılar giydiler ve “Yaşasın Cezayir” sloganları attılar. Milletvekilleri Fransa’nın sömürgecilik döneminde işlenen tüm suçlar nedeniyle sorumlu olduğunu belirttiler.
Karar aslında onlarca yıllık bir gecikmeden sonra alındı. Fransa’nın Cezayir’den daha güçlü olması ve Cezayir’in ikili ilişkilerdeki bağımlılıkları, yakın zamana kadar böyle bir kararın alınmasını engellemişti. Oysa ki Cezayir Soykırımı, dünyanın en iyi belgelenmiş soykırımlarından biridir. Buna rağmen Cezayir Hükümeti, hep fazla ileri gitmekten korktu, Paris Yönetimini kızdırmaktan çekindi.
Karar, pekçok analiste göre aslında sembolik görünüyor. Cümleler yumuşak seçilmiş. Ama buna rağmen iki ülke, şu anda siyasi ve diplomatik bir krizin ortasında..
Yeni kabul edilen yasada Fransa’nın sömürgecilik döneminde Cezayir kaynaklarını vahşice ve sistematik olarak sömürdüğü, yerel halka karşı yargısız infazlar yaptığı, ülkede fiziksel ve psikolojik işkencenin yaygın olduğu, Cezayir topraklarına kalıcı zararlar verecek şekilde nükleer denemeler yapıldığı, çok sayıda insanın keyfi şekilde tutuklandığı, yaralandığı veya öldürüldüğü belirtiliyor. Aslında eksiği var, fazlası yok.
Fransa, Cezayir’i basit bir sömürge gibi görmedi, uzun vadede burada kolonileşmeye çalıştı. Cezayir topraklarına beyaz Fransızları taşıyan Paris’in asıl hedefi Fransa kıyılarının karşısında yeni bir Fransa vilayeti oluşturmaktı. Bu nedenle Cezayir’de Arap ve diğer nüfuslar azaltılmaya veya nüfus artışları durdurulmaya çalışıldı, beyazların ülkede hakim olmasına gayret gösterildi.
Cezayir Meclisi’nce kabul edilen yasada “Fransız sömürgeciliğinin neden olduğu tüm maddi ve manevi zararların tam ve adil bir şekilde tazmin edilmesi, Cezayir devleti ve halkının devredilemez bir hakkıdır” deniyor. Sömürgecilik dönemi yıllarında Cezayir’in ekonomik kaybı bazı kaynaklarca birkaç trilyon dolarlar olarak hesaplanıyor. Bu dönemde yapılan yollar, limanlar ve diğer altyapı Cezayirliler için değil, Fransız yerleşimcilerin (Pieds-Noirs) ürettiği malları Avrupa’ya taşımak için inşa edildi. Cezayir’in petrolü, gazı ve diğer madenleri Fransa’ya taşındı. Fransa, Cezayir’den elde ettiği ucuz hammadde ve iş gücüyle 19. yüzyıldaki sanayi devrimini finanse etti, Cezayir’de sermaye oluşumu engellendi.
Asıl kayıp ise öldürülen, yaralanan ve aşağılanan insanlardı. Cezayir, bu dönemde 1,5 milyondan fazla Cezayirlinin katledildiğini iddia ediyor. Bu rakam, 1950’lerdeki Cezayir nüfusunun neredeyse yüzde 20’si kadar. Fransa bu rakamı kabul etmiyor ve ölü sayısının 500 bin olduğunu, bunun da 100 bin kadarının öldürülen Fransızlar olduğunu söylüyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron daha önce Cezayir’in sömürgeleştirilmesini “insanlığa karşı suç” olarak kabul etmişti ancak özür dilemekten kaçınmıştı.
Geçen hafta oylamayla ilgili olarak kendisine soru sorulan Fransız dışişleri bakanlığı sözcüsü Confavreux, “yabancı ülkelerde yaşanan siyasi tartışmalar” hakkında yorum yapmayacağını söylemişti. Fransız siyasiler Cezayir Soykırım iddiaları sorulduğunda çoğu kez “tarihin tarihçilere bırakılması gerektiğini” söylüyorlar. Cezayir tarafı ise tarihin tarih olmadığını, bugünkü Cezayir’i hala maddi ve manevi açılardan derinden etkilediğini iddia ediyorlar.
Bugün Fransa’da 6-7 milyon Cezayir kökenli yaşamaktadır ve Cezayirliler ülke nüfusunun yüzde 7-10’unu oluşturmaktadır. Fransa’da Cezayirli, Tunuslu ve Faslı sayısı ise 12 milyonu bulmaktadır.
