Mevlit Kandili’nde Şemâil-i Şerif okuyalım

Mevlit Kandili’nde Şemâil-i Şerif okuyalım

Resulü Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem insanların en güleç yüzlüsü ve hoş canlısı idiler. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem güzel kokusu ile tanınırdı. Kokusu da hoş idi. kokuyu severdi. Allah Resûlü, temizlik ve sağlığa son derece önem verirdi. “ Temizlik imanın yarısıdır.” buyurur, temiz olmayanlarla konuşmak bile istemezdi. Yamalıklı elbise giyer ancak kirli ve yırtık

ÇELEBİ EFENDİ 07 Kasım 2019 ÇELEBİ EFENDİ
  • Resulü Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem insanların en güleç yüzlüsü ve hoş canlısı idiler.
  • Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem güzel kokusu ile tanınırdı. Kokusu da hoş idi. kokuyu severdi.
  • Allah Resûlü, temizlik ve sağlığa son derece önem verirdi. “ Temizlik imanın yarısıdır.” buyurur, temiz olmayanlarla konuşmak bile istemezdi. Yamalıklı elbise giyer ancak kirli ve yırtık elbise asla giymezdi. Bir gün kendisine eli yüzü kirli, tırnakları uzamış biri gelip ahirete ve gayba ait sorular sorduğunda, ona, önce git şu tırnaklarını kes, sonra gel sorunu sor buyurmuştu. Sevgili Peygamberimiz, kendisine gelen ziyaretçilerin huzuruna çıkmadan önce saçlarını tarar, aynaya bakardı. Hatta bir gün ayna bulamayınca su dolu bir tasa bakmış saçlarını öyle düzeltmişti. Yemeklerden sonra hemen ellerini ve ağzını yıkar, dişlerini fırçalardı. Diğer insanlara da ısrarla diş temizliğini tavsiye ederdi.„ “Şayet ümmetime zor geleceğinden endişe etmeseydim, her abdest alışlarında onlara misvak kullanmalarını/dişlerini fırçalamalarını emrederdim.” buyurmuştur.
  • Allah Resûlü sallallahü aleyhi ve sellem, hizmetindekilere asla kızmazdı. Ayrıca Hanımlarına ve çocuklarına karşı da gayet kibar ve nazikti; onlara hiçbir zaman bir tokat bile vurmamıştır. Sevgili Peygamberimizin yanında olan bir kimse O’nun yanında olmaktan pişman olmamış aksine mutlu olmuştur.
  • Allah Resûlü çok merhametliydi, O bu duygusunu “ Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” sözüyle ifade etmiştir. Sevgili Peygamberimiz çocukların ağlamasına hiç dayanamazdı. Bir gün mescitte namaz kıldırırken bir çocuğun ağlaması üzerine annesi sıkıntı çekmesin diye namazı daha erken bitirmişti. Torunlarını da çok severdi. Namaz da bile çocukların mescitteki davranışlarına kızmaz, aksine onların gönlünü yapardı. Onları öper, başlarını okşar, hatta bazen onlarla oynardı.
  • Hastayı ziyarete gittiği veya yanına bir hasta getirildiği za­man şöyle dua ederdi: “Ey insanların rabbı bu hastadan rahatsızlığı gider, şifa sahibi sensin, bunu şifaya kavuştur. Seri şifa verince ar­tık hiç bir hastalık gelemez, çünkü gerçek şifa senin verdiğin şifadır.”
  • Sevincini icap ettiren bir işle karşılaştığı zaman şöyle derdi: “İyilikleri nimeti ile tamamlayan Allah’a hamdolsun.” Hoşuna gitme­yen bir işle karşılaştığın da: “Her durumda Allah’a hamd olsun” derdi.
  • Hz.Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem, yeni bir elbise aldığı zaman: “Allahım, hamd sana yaraşır, bu elbiseyi bana giyindiren sensin, bunun hayırlı olmasını senden niyaz ederim. Bu elbisenin yapıldığı iyi gayelerde kullanma­mı nasip et, bu elbisenin şerrinde ve biçildiği kötü gayelerden de sa­na sığınırım” şeklinde dua ederdi.
  • Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, amcası Hazreti Abbas’a bir evladın babasına gösterdi­ği saygıyı gösterirdi.
  • Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem , başından ve iki omuzunun arasından kan aldırırdı ve şöyle derdi: “Bu kanı aldıran bir kimse için başka tedaviye ihti­yaç yoktur.”
  • Sözlerini öyle tane tane konuşurdu ki, dinleyenler isterler­se sözlerini sayabilirlerdi.
  • Ağız kokusundan çok nefret ederdi.
  • Kurbanını kendi eliyle keserdi.
  • Hasır üzerinde namaz kılardı.
  • Uğurlu sayılabilecek güzel sözleri severdi. “Yola çıkmakta olan insana uğurlar olsun demek gibi” Ama, kuş uçmasından, tavşan rastlamasından uğursuzluk çıkarmayı hiç sevmezdi.
  • Ev işlerini yapardı, en çok yaptığı ev işi de ip örmekti.
  • Elbiseleri bizzat kendisi katlar – kaldırır, koyununu kendisi sağar ve şahsi hizmetlerini kendisi yapardı.
  • Çirkin ve anlamsız isimleri değiştirirdi.
  • Bayram, sevinç ve neşe günlerinde yanında def çalınmasına müsaade ederdi.
  • Allah’ı çok anardı, boş laf az sorularını söylerdi, namazı “yalnız kı­lınca” uzunca kılardı, hutbeyi kısa keserdi, yoksul ve dul kadınları ile kölelerle yürüyüp onların cevaplandırmaktan mutlu olurdu.
  • Bağıra çağıra konuşmayı, konuşulmasını sevmezdi ve alçak konuşulmasından hoşlanırdı.
  • Lüzumsuz soru sorulmasını sevmez ve bunu yapanları ayıplardı. Ashabdan Ebu Ruzeyne soru sorduğunda ona cevap verir “çok faydalı ve lüzumlu sorular soran” bu zatı severdi.
  • Oturduğu meclisten kalkınca, yüksek sesle yirmi defa “estağfirullah” derdi.
  • O, huyca insanların en güzeli idi.
  • Hz.Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem, İnsanların en güzeli, en çömerti ve en cesu­ru idi.
  • Onun nazarında en kötü huy yalancılıktı.
  • Dini ibadetlerde devamlılığı severdi.
  • Sahabe-i Kiramdan birisi ile karşıla­şınca, onun sırtını okşar ve hakkında hayır dua ederdi.
  • Dostları ile karşılaşınca, tokalaşmadan “el sıkışmadan ön­ce” selam verirdi.
  • Canı sıkılacak bir durum, ya da üzüleceği bir hususla karşılaştığı zaman şöyle duada bulunurdu: “Ya Hayyü Kayyümü Bi Rahmetike Esteğîsu”: “Diri ve her şeye egemen olan Allahım, rahmetine sığınırım.”
  • Hizmetçilerine, bir ihtiyacınız var mı, diye sorardı.
  • Mümkün mertebe sağdan başlamayı severdi, Abdest alırken ayakkabısını giyerken ve bütün işlerinde sağdan başlardı.
  • Bir toplumu korkunç bulursa şöyle dua ederdi: “Allahım, onların kötülüklerinden sana sığınırım. Kötülükleri defeden sensin ve sen her şeye galipsin.”
  • Huzuruna, devletlerden gelen heyetleri kabul ederken gü­zel elbiselerini giyer ve etrafında bulunan ashabına da aynı şekilde, temiz ve güzel giyinmelerini emrederdi.
  • Çok sıcak yemeği sevmezdi.
  • Hiçbir zaman bir yemeği yermemiştir. Hoşuna giderse yer, gitmezse yemezdi. Hoşlanmadığında da bir başkasına kötülemezdi.
  • “Sirke ne güzel katıktır” buyurmuşlardır.
  • “Zeytinyağını yiyiniz ve kullanınız. Çünkü bu yağ mübarektir” tavsiyesinde bulunmuştur.
  • Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, su içtikten sonra şöyle dua etmiştir: “Rahmetiyle suyu tatlı olarak yaratan, acı ve tuzlu yaratmayan Allah’a hamd olsun.”
  • Yatağına girdiği zaman elini yanağı­nın altına koyarak: “Allah adı ile yatağıma uzandım. Allahım günahlarımı bağışla, şey­tanı benden uzaklaştır. Sana olan borçlarımı, rehinimi çöz, hesap sevabını ağır getir ve beni sana en yakın yüceliğe erdir.” duasını yapardı. Yatağından sabahleyin kalktığı zaman da: Ölümü andıran uykudan, bizi yeniden hayata kavuşturan Allah’a hamd ederim; diriliş ona olacaktır.” buyururdu.
  • Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin aleyke yâ Resûlallah! “Milyon defa Salât ve  Selâm sana olsun ey Allah’ın Elçisi.”
  • Es-selâtü ves-selâmü aleyke yâ men ursile Kâffeten linnâsi. “Salât ve Selâm sana olsun ey tüm insanlığa gönderilen Elçi” Kaynak: Râmuz el Ehâdîs