Bu gün 6 Mayıs Hıdırellez. Hıdırellez Bayramı. Maalesef ritüel olarak kutlana gelen Hıdırellez etkinliklerine bu sene Korona virüsü engel oldu. Meydanlarda ve parklarda toplanmak ve etkinlerde bulunmak yasak. Sağlığımız için elbette gerekli önlemler. Bunlara uymak zorundayız. Meydanlara, pikniklere gidemesek de Hıdırellezi hatırlama, unutmama adına bir iki hatırlatmada bulunmamız gerekiyor. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk
Bu gün 6 Mayıs Hıdırellez. Hıdırellez Bayramı.
Maalesef ritüel olarak kutlana gelen Hıdırellez etkinliklerine bu sene Korona virüsü engel oldu. Meydanlarda ve parklarda toplanmak ve etkinlerde bulunmak yasak.
Sağlığımız için elbette gerekli önlemler. Bunlara uymak zorundayız.
Meydanlara, pikniklere gidemesek de Hıdırellezi hatırlama, unutmama adına bir iki hatırlatmada bulunmamız gerekiyor.
Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdırellez şeklini almıştır. Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas aleyhimesselamın buluştukları gün olarak Kabul edilmektedir.
Eskiden kullanılan rumi takvime göre yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleridir ve yaz mevsimidir. 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri yani kış mevsimidir.
6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip yaz günlerinin başladığı gündür. Bunun için orta asya Türklerinde akdeniz havzasında bu gün bayram olarak kutlanmaktadır.
Hepimiz hayatımızda bir defa Hızır aleyhisselamla karşılaşmak isteriz. Çünkü, kolayı severiz. Bir insan tanısak ve hayatımız hemen değişiverse beklentisindeyiz.
İşte Hızır’la karşılaşma beklentisi de hayalimizdeki tüm beklentileri bir anda çözecek olağan üstü bir zatı beklemek te böyle bir beklenti.
Dinimiz, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı var” demektedir. Öyleyse Hızır bekleme kolaycılığından vaz geçip, “her geceyi kadir, herkesi Hızır bilme” makamına yükselmeliyiz.
Bu gün Hızır günü olduğuna göre Hızır aleyhisselam kimdir?
Hızır (a.s.) ismi Kur’an-ı Kerimde açıkça geçmez. Fakat Kehf sûresi‘ 60-82 Ayetlerinde: “Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul…” (Kehf/65) diye sözü edilen şahsın Hızır (a.s.) olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bu konuda Peygamber Efendimizden gelen güvenilir hadislerde bu kişinin Hızır aleyhisselam olduğu belirtilmiştir. (Buhârî, İlm 16, 44. Müslim, Fedâil 170-174)
Bu konuda konuşurken çok dikkat etmek gerekir. Peygamber olmayan kişiye “Peygamber„ demek ne kadar sakıncalı ise; Peygamber olan bir kişiye de Peygamber değil demek o kadar tehlikelidir. Kişiyi dinden çıkarır.
Hızır kimdir denildiğinde:
Hz. Mûsâ döneminde yaşamış ve peygamber olması kuvvetle muhtemel, hikmet ve ilim sahibi bir şahsiyettir. Allah en iyisini bilir demeliyiz.
Bu konuda en ideal cevabı Bediüzzaman’da buluyoruz.
Birinci Mektubta “Hazreti Hızır aleyhisselam hayatta mıdır? Hayatta ise niçin bazı mühim âlimler bunu kabul etmiyor?” sorusuna cevap veren Bediüzzaman hazretleri çok ilginç bilgiler veriyor. Cevaba geçmezden önce Bediüzzaman hazretlerinin telif makamında, uzlaştırma makamında olduğunu bilmemiz gerekir. Yani birbirine aykırı iki fikrin ortasını bulup, barıştırıyor. İşte Hızır aleyhisselam hakkında sorulan soruda da bunu görüyoruz. Bazı felsefe ve kelam bilginleri Hızırın hayatta olmadığını söylerken tasavvufçular onun hayatta olduğunu ve onunla ilgili pek çok menkıbeyi anlatıyorlar.
Bediüzzaman ise “Hazreti Hızır hayattadır, fakat hayatın beş mertebesi var. O, ikinci tabakadadır.
Bu sebeple bazı âlimler Hazreti Hızır’ın hayatta olduğundan şüphe etmişler.” diyerek şu açıklamayı yapıyor:
“Birinci Hayat Tabakası: Bizim hayatımızdır ki, pek çok kayıtla sınırlıdır.
İkinci Hayat Tabakası: Hazreti Hızır ve İlyas’ın hayat mertebeleridir ki, bir derece serbesttir. Yani onlar, aynı anda pek çok yerde bulunabilirler.
İkinci hayat tabakasında bulunalar “Bizim gibi sürekli, beşerî ihtiyaçlarla sınırlanmamışlardır. İstedikleri zaman yer, içerler; fakat bizim gibi buna mecbur değillerdir.„
İstedikleri zaman beşer, istedikleri zaman da melek gibi olabiliyorlar.
“Eşyanın perde arkasını gören şuhud ve keşf ehli evliyanın Hazreti Hızır ile, yanlışlığına ihtimal verilmeyecek bir ittifakla nakledilen hikâyeleri, bu hayat tabakasını aydınlatır ve ispat eder. Hatta velilik makamlarından biri vardır ki, “Hızır makamı” denir. O makama gelen bir veli, Hızır’dan ders alır ve onunla görüşür. Fakat bazen o makamın sahibi, yanlış bir şekilde, bizzat Hazreti Hızır zannedilir.”
Velayet-i Kübra makamında olanlar Hızır aleyhisselam ile görüşebilirler.
İnsan olarak maddi ve manevi olarak sıkıntılara girip, korkulara kapıldığımızda; Hızır Aleyhisselam’ın ruhaniyetinden istimdat etmek ve onu yardıma çağırmak dine aykırı bir durum değildir. Duada Kur’an-ı Kerimi, ism-i azamı ve mübarek veli zatları vasıta vesile ederek Allah’tan istekte bulunmamız güzel bir davranıştır. Tevhide aykırı değildir.
Gerçekten sıkıştığımız ve yüzümüze bütün kapıların kapandığı bir durumda duanın şart ve edeplerine riayet ederek, Hızır Aleyhisselâm’ı yardıma çağırdığımızda inşaallah o gelir ve bize yetişir. Mutlaka Allah’ın yardımı gelir. Belki Hızır eliyle, belki başka bir şekilde…
Hızır aleyhisselam nasıl görülür?
Erenlere göre; “Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bilirsen Kadir Gecesine de kavuşursun, Hızır Aleyhisselam’a da.” Onu görmeyi dert edinmiş kimseler bir gün mutlaka onunla karşılaşırlar.
Sünnete riayet eden, bidatten uzak duran ve kırk gün sabah namazını camide kılan kişi Hızır’la karşılaşır. Belki onun Hızır olduğunu o anda bilemeyebilir veya sonra anlar.
Gönül erleri tarafından tavsiye edilen Hızır çağırma duası şudur:
“Edrik Ebel Abbas Enni munhasır,
Seyyidi belyabni Melkâni l-Hızır.”
“Yetiş ey Abbas’ın babası Melikânil ‘in oğlu Belya, Hızır efendim ben sıkıntıdayım“
Hızır ve İlyas aleyhisselamı şefaatçi yaparak dua edelim de gelecek yıl Hıdırellezi eskiden olduğu gibi Bahar Bayramı olarak dostlarımızda buluşarak kutlayalım.
Yüce Allah bizleri o makama çıkan, Hızır aleyhisselama muhatab olan salih kullarından eylesin.
