İtikaf nedir?

İtikaf; bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme demektir. Dini anlamda, akıl bâliğ bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durmasıdır. İtikâf, Kur’an ve sünnetle sabittir. Kur’an’da itikaf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir. (bk. el-Bakara, 2/125. Ayrıca bk. el-Bakara, 2/ 187) Sünnette itikaf ise; Hz. Peygamber’in

ÇELEBİ EFENDİ 02 Haziran 2018 ÇELEBİ EFENDİ

İtikaf; bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetme demektir. Dini anlamda, akıl bâliğ bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durmasıdır.
İtikâf, Kur’an ve sünnetle sabittir.

Kur’an’da itikaf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir. (bk. el-Bakara, 2/125. Ayrıca bk. el-Bakara, 2/ 187)

Sünnette itikaf ise; Hz. Peygamber’in Ramazanın son on gününde itikâf yaptığını bildiren hadis-i şerifler vardır. Hz. Âîşe’den naklen: “Resulullah (s.a.s) Ramazan’ın son on gününde itikâf yaparlardı. Bu durum vefat zamanına kadar bu şekilde devam etmiştir.„

Ebu Hanife’ye göre itikâfın nâfile olarak en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan çoğu olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur.

İtikaf üçe ayrılır:

1. Vacip olan itikâf: Adak olan itikâf vaciptir. Bu, en az bir gün olur ve gündüz oruçla geçirilir.

Hz. Ömer, Resulullah (s.a.s)’den, “Cahiliyye devrinde Mescid-i Haram’da bir gece itikâfta bulunmayı adamıştım, ne yapayım” diye sormuş Resulullah (s.a.s); “Adağını yerine getir” buyurmuştur.„

2. Sünnet olan itikâf: Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmek sünnettir.

Bir yerleşim merkezinde bulunan Müslümanlardan birisi bu sünneti yerine getirirse, diğerleri üzerinden bu görev düşer. Bu duruma göre, her yerleşim birimi için itikâf sünnet-i kifâye hükmündedir. Bir kişinin bunu yapması o beldedeki diğer Müslümanları sorumluluktan kurtarır.

  1. Müstahab itikaf: Ramazan ayı dışında ibadet niyeti ile bir mescitte bir müddet yapılan itikâfa denir.

İtikaf yapmanın hikmeti nedir?

İhlâs ile yerine getirilen bir itikâf, amellerin pek şereflisi sayılmıştır. Bu sayede kalbler bir müddet olsun, dünya işlerinden uzak kalır ve Hakka yönelir, birer Beytullah (Allah evi) olan mescidlerden birine şu şekilde devam eden bir mü’min çok kuvvetli bir kaleye sığınmış, kerim olan mabudunun feyiz ve yardım kapısına sığınmış olur.

İslâm büyükleri demişlerdir ki: “İtikâf yapan, ihtiyacından dolayı büyük bir zatın kapısında oturup dilediğini elde etmedikçe buradan ayrılıp gitmem, diye yalvaran bir kimseye benzer ki, Allah’ın bir mabedine sokulmuş, beni bağışlamadıkça buradan ayrılıp gitmem demektir.”

Bir mü’minin her gün azalmakta olan hayat günlerinden faydalanarak böyle kutsal bir yerde bir zaman ebedi ve ezelî yaratıcısına olanca varlığı ile yönelip saf bir kalb ve temiz bir dil ile ibadette bulunması, manevî bir zevke dalması ne büyük bir nimettir.

İtikâf yapan bir kimse, bütün vakitlerini ibadete, namaza ayırmış demektir. Çünkü fiilî olarak namaz kılmadığı vakitlerde de mescid içinde namaza hazır bir haldedir. Bu bekleyiş ise, namaz hükmündedir. (Büyük İslam İlmihali)

İtikâf sayesinde insanın maneviyatı yükselir, kalbi nurlanır, simasında kulluk nişanları parlar, ilâhi feyizlere kavuşur. Ne mübarek, ne güzel bir hayat anı!

İtikafta nelere dikkat edilmelidir?

İtikâfa niyet edilmiş olmalıdır. Niyetsiz yapılan bir İtikâf geçerli değildir. Çünkü bunun bir ibadet olabilmesi niyete bağlıdır.

İtikâf esnasında hayırdan başka bir şey söylenmemelidir. Günah gerektirmeyen şeyleri konuşmakta bir sakınca yoktur. Bir ibadet inancı ile susmak ise mekruhtur. Günah sayılan şeylerden dili tutmak ise, ibadetlerin büyüklerinden biridir.

İtikâf esnasında Kur’ân-ı Kerîm okumaya, hadîs-i şerîf, Peygamberlerin yüksek siyerlerine, dinî meseleleri öğretmeye devam etmelidir.

Sosyal medyadan soyutlanmalı. İtikaf odasına telefon alınmamalıdır. Telefonla konuşmak gerekirse, tuvalet ihtiyacını karşılıyor gibi dışarı çıkıp, ihtiyaç giderildikten sonra tekrar niyet ederek itikafa girilmelidir.

Kadınların itikafı

Kadınlar kendi evlerinde mescid olarak ayıracakları bir odada itikâfda bulunurlar. Buraları onların hakkında birer mescid sayılır. Kadınların dışarıdaki mescidlerde itikâf etmeleri caiz ise de, kerahetten kurtulamaz.

Kadınların kendi evlerinde namaz kılmaları, mescidlerde namaz kılmalarında daha faziletli olduğu gibi evlerinde itikafları da her türlü fitne ve fesad düşüncesinden uzak olacağı yönüyle mescidlerde itikâfta bulunmalarından daha faziletlidir. İtikafa niyetlenen kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir.

Kadın itikâf ettiği odadan özürsüz evinin içine çıksa, itikâfı bozulur.
İtikâfta bulunan bir kadının, faydasız söz ve davranış­larla meşgul olması da mekruhtur.

“Bir devenin iki sağımı kadar itikâf eden, bir köle azat etmiş gibi sevab kazanır.„ ve “İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.„ Hadislerindeki müjdelere muhatab olmanızı dilerim.