İdeal bir tatil planlamasında nelere dikkat edilmelidir?

Tatil için hazırlık yaparken valiz hazırlama, bilet ve pasaportları kontrol etme kadar  önemli bazı detaylar vardır. Bu detaylara da ayrıca dikkat etmeliyiz. Bir yıl yorulduk dinlenelim, tatil yapalım. Enerji depolayalım. Fakat kulluğumuzu, ibadet bilincimizi tatile çıkarmayalım. Her şeyden önce biz kuluz. Kulluk, “oluncaya” kadar değil, ölünceye kadardır. Kulluğumuzu, öğrenme ve öğretme görevimizi tatile çıkaramayız. Yaşatma

ÇELEBİ EFENDİ 07 Temmuz 2017

Tatil için hazırlık yaparken valiz hazırlama, bilet ve pasaportları kontrol etme kadar  önemli bazı detaylar vardır. Bu detaylara da ayrıca dikkat etmeliyiz.

Bir yıl yorulduk dinlenelim, tatil yapalım. Enerji depolayalım. Fakat kulluğumuzu, ibadet bilincimizi tatile çıkarmayalım.

Her şeyden önce biz kuluz. Kulluk, “oluncaya” kadar değil, ölünceye kadardır. Kulluğumuzu, öğrenme ve öğretme görevimizi tatile çıkaramayız. Yaşatma heyecanımızı asla…

Cesedi dinlendirelim derken ruhu öldürmeyelim. Ruhu beslemeyi unutmayalım.

Yaşatmak için yaşayan adanmış bir yüce ruh, tatil bahanesiyle gaflet ve tembellikle su gibi vakit ve nakit harcayamaz. Suyun da israfı haramdır.

Söz israfını bile haram sayan bir dinin mensupları neyi ne kadar harcayacağının bilincinde olmalıdır.

Dünya zulümle dolmuş, akan gözyaşları denizler kadar olmuş bir halde iken dertli bir insanın denize ve plaja bakışını yeniden ayarlaması gerekir.

Dinlenmek için illaki deniz kenarı veya başka bir ülke olması gerekir mi?

Tatil esnasında eğlenirken öğrenmeyi ihmal etmemenizi, ailenizin ve dostlarınızın gönlünü, sevgisini ve yeni dostlar kazanmanızı dilerim.

Memleketine gidemeyen sıla hasreti çekenlere tavsiyem

Biz memleketi kalbimizde taşıyoruz. Allah için sevenlere zaman ve mekan farklığının etkisi yoktur. Kalben, hayalen köyümde dolaşıyorum.

Şimdi viran olmuş, terk edilmiş, bacası tütmeyen o evlerin önünde duruyorum. Elindeki bastonuna çenesini dayamış, gurbetteki evlatlarının yolunu bekleye bekleye ruhunu teslim eden gözü yaşlı büyüklerimi aynel yakin, gözümle görür gibiyim. Burun kemiklerim sızlıyor ve gözlerim yaşarıyor.

Derin bir nefes alıp, Allah rahmet eylesin nur içinde yatın, gün gelip biz de geleceğiz. Size kavuşacağız diyorum. Sizler de öyle yapınız. Terapi görevi yapıyor. Faydası çok, hem de pek çok…

İhtiyarı çok, delikanlısı yok köylere ve mezarlıklarına selam götürünüz..

İslami tatil değil, ideal tatil

Lüks otellerin “İslami tatil” reklamlarına aldanmamak gerekir. Sadece içki servisi yapılmaması ve havuzların kadın-erkek ayrılması o mekânları İslamlaştırmaz. Mekânın İslamisi olmaz. “Şerefü’l mekan bil mekin.” Mekâna değer kazandıran mekindir yani orada yaşayan kişidir.

Yeme içme, vakit ve başka şeylerin israf edildiği, gaflete dalınan adına da “İslami tatil” denilen yerlere gitmezden önce bir daha düşünmek gerekir.

“Ne yapalım, başka yer yok ki mecburuz” diyenler var. Bilinmesi gereken kural şudur:

Mecburiyetin ve zaruretin ölçüsü ölümdür. Gitmezsek ölür müyüz. Esas gidersek manen ölmüş, yüce duygularımızı da öldürmüş oluruz.

Batılı tasvir etmek istemiyorum fakat yukarıda anlatmaya çalıştığım İslami anlayışın dışında; maddi manevi olarak kararmış, latifelerini öldürmüş, hem dışını hem de içini karartmış olarak tatilden dönmek İslami şuura sahip bir insana yakışmadığını da müsaadenizle söylemek istiyorum.

Yaşatmak için yaşayan bilinçli bir Müslüman, aile fertlerinin sorumluluğunu da taşıyan kişi olarak her hareketine dikkat etmek zorundadır.

Tüm bunları bir daha gözden geçirerek; “Tatilden döndüm tatile ihtiyacım var” demeyecek şekilde stressiz bir tatil yapınız.

Araba ile tatile gidecek olanlar tatili evden başlatsınlar. Uykusuz ve acele ile ecele gitmesinler.

Tatile çıkan veya evinde tatil yapmayı tercih eden bütün dost ve okurlarımıza ağız tadıyla kazasız belasız güzel bir tatil yaparak dönemlerini Rabbimden niyaz ederim.

Yolunuz ve bahtınız açık olsun.