Büyük hanım velî, Seyyide Nefise (r.ha) nın huzurunda

Ne kadar büyük insan tanırsak o kadar büyük insanız. Evet, bu sözde hiç de mübalağa yok. Keşke daha çok büyük insan tanıyabilsek ve çocuklarımıza da tanıtabilsek. Tanımadığımız her bir büyüğümüz bizim için bir yitik hazine. İşte o yitik hazinelerimizden birisi de Hazreti Seyyide Nefîse (r.ha) Hatundur. Daha önceki ziyaretlerimde üç ihlas bir Fatiha ve kısa

ÇELEBİ EFENDİ 13 Ekim 2017 ÇELEBİ EFENDİ

Ne kadar büyük insan tanırsak o kadar büyük insanız. Evet, bu sözde hiç de mübalağa yok. Keşke daha çok büyük insan tanıyabilsek ve çocuklarımıza da tanıtabilsek. Tanımadığımız her bir büyüğümüz bizim için bir yitik hazine.

İşte o yitik hazinelerimizden birisi de Hazreti Seyyide Nefîse (r.ha) Hatundur.

Daha önceki ziyaretlerimde üç ihlas bir Fatiha ve kısa bir dua ile yetinmiştim. Bu defa kendi adıyla anılan camisinde uzun süre kaldım. Ruhum ve kalbim huzur buldu. İçime büyük bir ferahlık geldi.

Kahire’de kabri herkesin ziyaretgâhı olan Seyyide Nefîse Hazretleri, Hz. Ali’nin oğlu Hasan’ın torunu olan Hz. Zeyd’in kızıdır. 763 yılında Mekke’de dünyaya gelmiştir. Cafer-i Sadık hazretlerinin oğlu İshak ile evlenmiştir.

Sonra kocasıyla birlikte Mısır’a hicret etmiş ve 7 sene sonra 824 yılında Ramazan ayında vefat etmiştir.

Vefatı yaklaştığında oruçlu idi. Hastalığı ağırlaşınca: “Orucunu bozabilirsin” dediklerinde, onlara: “Siz ne diyorsunuz? Ben 30 senedir oruçlu olarak vefat etmem için dua ediyorum.” buyurdu ve vefat etti.

Cenazesi çok kalabalık oldu. Kahire’de Derb-üs- Siba denilen yerde yatmaktadır. Kabri üzerinde bir nur ve heybet vardır. Her taraftan ziyaretine gelinir.

İmam Şa’rani hazretleri “Ehl-i Beyt içinde tasarrufu en fazla olanı, Seyyide Nefîse’dir” buyurdu.

Kocası, cenazeyi Medine’ye götürmek istedi. Halk çok ısrar ettiler. Rüyada Peygamber (sav) i görüp, kendisine; “Mısırlıları kırma. Nefise’nin bereketi ile ora halkına rahmet iner.” Buyurunca cenazeyi götürmekten vazgeçti.

Seyyide Nefîse’nin zamanından günümüze kadar Mısır’da bulunanlar ve bütün mü’minler için bereket olduğunu, İslâm âlimleri söylemişlerdir.

İmam Şa’rani hazretleri ayrıca tecrübe edilmiş bir tavsiyede bulunuyor.

Kendini, günahı çok ve duâ etmeğe yüzü yok bilerek, “Hastam iyi olursa veya şu işim hâsıl olursa, sevâbı Seyyide Nefîse hazretlerine olmak üzere, Allah rızâsı için üç Yâsîn okumak veya bir koyun kesmek adağım olsun” deyince, bu dileğin kabûl olduğu çok tecrübe edilmiştir.

Burada, Allahü teâlânın rızâsı için Kur’ân-ı kerîm okunup veya koyun kesip, sevâbı Hazreti Seyyide Nefîse’ye bağışlanmakta, onun şefaati ile, Allahü teâlâ hastaya şifâ vermekte; kazayı, belâyı gidermekte, duâyı kabûl etmektedir.

Zalim hükümdara mektubu

Seyyide Nefise radiyallahü anha’nın çok fazla menkıbeleri vardır. İşte bunlardan birisinde anlatıldğına göre zamanın hükümdarının zulmünden kendisine şikayet edilmesi üzerine Seyyide Nefîse; Zalim Sultana şöyle bir yazı gönderir:

“Malik oldunuz, israf ettiniz. Kudretli oldunuz, kahır ve zulüm ettiniz. Nimete nail oldunuz, yoldan çıktınız.

Size verilen nimeti başkalarından kestiniz de sadece kendinize tuttunuz.

Ancak iyi bilin ki, seher okları (yani mazlumların seher vaktindeki ahları) şaşmayıp hedefine isabet eder.”

Bunun üzerine sultan zulmünden tövbe ederek haksızlıklarından vazgeçer. (İ. Âlimleri Ansiklopedisinden özetle; c.3/297)

Rabbim bizleri büyük velî Seyyide Nefîse Hanım gibi zatların dünyada yolundan, ahirette de komşuluğundan ve şefaatlerinden ayırmasın.