Alternatifi olmayan tatil yerleri

Dinlenmek yorulan herkesin hakkıdır. Ceset ve ruhun dinlenmeleri için tatil, en güzel bir fırsattır. Birlikte yaşadığımız Alman dostlarımız henüz okul yıllarında iken mutlaka “tatil yapma” fikrini hayatlarının bir parçası haline getiriyorlar. Her tatilde değişik ülke ve insanları görüp, çeşitli kültür ve medeniyetleri tanımaktan daha güzel ne olabilir? Hepimiz insanız, etkilemek ve etkilenmek en temel özelliğimiz.

ÇELEBİ EFENDİ 18 Temmuz 2018 ÇELEBİ EFENDİ

Dinlenmek yorulan herkesin hakkıdır. Ceset ve ruhun dinlenmeleri için tatil, en güzel bir fırsattır.

Birlikte yaşadığımız Alman dostlarımız henüz okul yıllarında iken mutlaka “tatil yapma” fikrini hayatlarının bir parçası haline getiriyorlar. Her tatilde değişik ülke ve insanları görüp, çeşitli kültür ve medeniyetleri tanımaktan daha güzel ne olabilir?

Hepimiz insanız, etkilemek ve etkilenmek en temel özelliğimiz. Okul ve iş yerlerinde devamlı tatil konusu gündem maddesi olduğundan, insanımız gündem dışı kalmamak için, doğal olarak tatil için çalışacak, tatil için biriktirecektir. Zaten seyahat etmeyi, eski medeniyetlerden ibret alıp inceleme yapmayı emreden bir dinin mensupları değil miyiz?

Seyahat edin ki sıhhat bulasınız.” Hadis-i Şerifi kadar hiç bir insan seyahat etmeyi teşvik eden böylesine veciz bir söz söylememiştir.

Tatil yapmanın önemi ortada iken, acaba Almanya’da nasıl tatil yapmalıyız? Bu konuda alternatif tatil yerlerinden söz etmek istiyorum.

Evet tatil denilince; çılgınca eğlenmek, para harcamak, insani duyguları öldürüp, taşkınlıklarla ruhu delik deşik ederek eve dönmenin anlaşıldığı yerde “alternatif tatil yerleri” düşünmek zorundayız.

Gezmiş olmak için gezilmez. Hem gezilir, hem de öğrenilir. Dinlenerek çalışırız. Çalışarak dinleniriz. Ruhen dinlenmek yenilenmek, bilgi ve tecrübelerimizi artırmak amacıyla tatil yaparız. Özellikle tatile çıkan genç kız ve oğlanlarımızın fire vermeden, yara almadan eve dönmelerini temin edebiliyor muyuz? Yoksa her tatilde yeni bir günahla daha tanışmalarına seyirci mi kalıyoruz?

Yaşadığımız Avrupada tüketime bağlı kapitalist ahlakın bu yanlış ve çarpık tatil anlayışına karşı “alternatif tatil yerlerini” gündeme almalıyız..

Dinlenmeye giden bir insana yapacağı tatil, “Onun fiziki, ruhi ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halinde olmasını” temin etmelidir. Sağlığın tarifi de budur.

Mevcut şekliyle özendirilerek kabullenmeye zorlandığımız tatil şekli israf ve günah ağırlıklı olduğundan “alternatifi olmayan tatil yerleri” birer ihtiyaç olmuştur.

İnsan sadece cesetten ibaret değildir. Aslında gönül duruluğuna, ruh dinginliğine ulaşamamışların fiziksel olarak dinlenebilmeleri ve sağlıklı sayılabilmeleri de mümkün değildir. İşte önerdiğimiz bu yerlerde madde ve mana, ruh ve ceset beraber dinlendirilmektedir. Buralarda çok yönlü tekamül söz konusudur.

Yeryüzünün mirasçıları olmaya namzet salih kullar, gezdikleri her yerde insanlığın mutluluğu ve dünyanın ömrünü biraz daha uzatmak için çalışıyorlar. Çevre kirliliğinin ruh kirliliğinden kaynaklandığını bilen bu kutsiler, “alternatif tatil yerlerinde” ruhun arındırılmasını ve tefekkür hayatını öne alıyorlar.

Evet kabullenemediğimiz ama yaşamak zorunda olduğumuz sosyal hayat tarzının ezici, asimile edici, kendisine benzetici kuralları vardır. Şeytani tayflarla ruhu, asitle parçalanmış levhalar haline gelen kişilerin alternatif tatil yerlerinde dirildiğine, hayata yeniden doğduğuna şahit oluyoruz.

Ailece gidilen bu yerler, düşünce ve tasavvurların pratiğe döküldüğü yerlerdir.

Aşkın Varlığa olan aşkın, ruhu sarmasını, Kutsal’ın yaşanma kolaylığını oralarda görürsünüz. Yıl boyunca hayallerde kurulan senaryonun sahnelenmesi, ruhun özgürlüğe kavuşması ancak “alternatif tatil yerlerinde” mümkün olabilmektedir.

Arzu ve isteklerin zehirli kıskacındaki gençlerin kendi yaşıtları arasından sıyrılıp serkeşliği ve bohem hayatını bırakarak mavera merkezli bu yörüngeye oturmalarını temin etmek, alternatif tatil yerlerinin hareket stratejisidir.

Kazanılan zafer kadar onun korunması da önemlidir. Kötü duygulara karşı kazanılan bu başarının bir sonraki tatile kadar korunması esastır.

Sanatkar malzemesini iyi tanırsa sanatında başarılı olur. Ustanın çırağını, çırağın da ustasını tanıması bu yerlerde gerçekleşecektir. Ham fikirler billur avizeler halinde kristalleşecek, karanlık gönüller aydınlanacaktır.

Uçaklar kalkabilmek için bir piste ihtiyaç duyarlar. Alternatifi olmayan bu yerler, ruhlarımızın kanatlandığı rampalardır. Oradaki hasbi görevliler de hareket memurlarıdır.

Ne mutlu buralardan sonsuzluğa uçanlara, uçuranlara…