Yurtdışında yaşayan Türk’ün mahkemeye teminat gösterme zorunluluğu

Yurtdışında yaşayan Türk’ün mahkemeye teminat gösterme zorunluluğu

Daha önce bu köşemizdeki bir yazımızda Türkiye’de dava açan veya icra takibi yapmak isteyen bir yabancı uyruklu kişinin mahkemeye veya icra dairesine teminat gösterme zorunluluğunu  5718 sayılı MÖHUK, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi ve bu konuda Türkiye ile ikili sözleşme hükümlerine göre izah etmiştik.(*) Çoğu gurbetçimiz gibi mutad meskeni Türkiye dışında bulunan Türk

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 10 Kasım 2018 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Daha önce bu köşemizdeki bir yazımızda Türkiye’de dava açan veya icra takibi yapmak isteyen bir yabancı uyruklu kişinin mahkemeye veya icra dairesine teminat gösterme zorunluluğunu  5718 sayılı MÖHUK, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi ve bu konuda Türkiye ile ikili sözleşme hükümlerine göre izah etmiştik.(*)

Çoğu gurbetçimiz gibi mutad meskeni Türkiye dışında bulunan Türk vatandaşlarının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması hâlinde teminat gösterme zorunluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) 84-89 maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Normalde bir Türk vatandaşının Türk mahkemesinde dava açması, bir davaya katılması veya icra takibinde bulunması halinde bir teminat istenmez. Ancak bu Türk vatandaşının Türkiye’de alışılmış ve bilinen (mutad) bir meskeni yok ise, hayatının merkezi yurtdışında ve orada yaşıyorsa HMK bu vatandaşlarımızı yabancı gibi kabul etmekte, davada veya icra takibinde haksız çıkması halinde davalı/borçlunun uğrayacağı yargılama giderleri zararını karşılayacak bir teminat göstermesini zorunlu kılmaktadır. (HMK md. 84) Çünkü davalı/borçlunun en azından uğrayacağı yargılama giderleri zararını bu yurtdışında yaşayan vatandaşımızdan tahsil etmesi çok zor ve bazen imkânsız olacaktır.

HMK 114. maddesi bu vatandaşlarımızın teminat göstermesini dava şartı saymış, hatta 86. maddesi gereğince de itiraz olmasa bile hakimin bunu kendiliğinden nazara almasını hükme bağlamıştır.

Hakim burada teminatın çeşidini kendisi belirleyebilir. Teminat, mahkeme veznesine yatırılacak nakit bir miktar para olabileceği gibi banka teminat mektubu,  hisse senedi, tahvil, taşınır veya taşınmaz ipoteği de olabilir.

Teminat hakim tarafından verilen kesin süre içerisinde gösterilmezse vatandaşımız davacı ise davası usulden reddedilir, davaya katılan ise davaya katılmaktan vazgeçmiş sayılır. Yani davasını devam ettiremez.

Ancak gurbetçi vatandaşımız, açacağı davada adli yardımdan faydalanıyorsa veya yurt içinde istenen teminatı karşılamaya yeterli taşınmaz malı veya ayni teminatla güvence altına alınmış bir alacağı varsa, açılan dava sırf küçüğün menfaatlerini korumaya yönelik olarak açılmış ise veyahut mahkeme ilamına bağlı alacak için ilamlı icra takibi yapmış ise teminat göstermesi gerekmemektedir.

Her Türk vatandaşı gurbetçi teminat göstermek zorunda değil

Peki bu nasıl olacak? Yargıtay ve mahkeme uygulamalarında 5718 sayılı MÖHUK 48/2 maddesine göre hakim yabancı kişiyi karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar. Bu karşılılık uluslararası sözleşmeye, kanuna veya fiili duruma dayalı olabilir. Yani yabancının uyruğunda olan bir ülkede şayet Türk vatandaşı dava açtığında fiilen teminat istenmiyorsa Türk hakimi de istemez. Veya teminat istenmeyeceğine dair Türkiye ile yabancının uyruğunda olduğu ülke çok taraflı bir uluslararası sözleşmeye taraf olabilir veya o ülke ile Türkiye iki bir sözleşme ile teminat zorunluluğunu kaldırmış olabilir.

Bu konuda Türkiye, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine taraf olduğundan, bu sözleşmenin 17. maddesi gereğince sözleşmeye taraf olan Almanya, Arjantin, Arnavutluk, Avusturya, Belarus (Beyaz Rusya), Belçika, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Çin (sadece Makau Özerk Bölgesi), Danimarka , Ermenistan, Fas, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Karadağ, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Norveç, Özbekistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Surinam, Ukrayna ve Vatikan vatandaşlarından teminat talep edememektedir.

Ayrıca Türkiye; Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, Filipinler, Finlandiya, Gürcistan, Hırvatistan, İngiltere, İran, İsviçre, İtalya, Irak, Kazakistan, KKTC, Kuveyt, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Norveç, Özbekistan, Polonya, Pakistan, Romanya, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Ürdün ve Yemen ile ikili sözleşmelerle yine teminat muafiyeti getirmiştir.

İşte bu ülkelerde yaşayan ve mutad meskeni olan Türk vatandaşlarından Türk hakimi teminat istememektedir. Zira bu ülkelerin kendi vatandaşlarına tanınan teminat muafiyetini, yine o ülkelerde yaşayan Türk vatandaşı gurbetçimize tanımamak büyük bir çelişki olacağı gibi hukuki de olamaz.

Yine bu ülkeler dışında olan ve o ülkede Türk vatandaşlarından dava açarken teminat istenmeyen bir ülkede yaşayan Türk vatandaşımız da Türkiye’de dava açarken fiili karşılılık gereğince teminat göstermek zorunda değildir.

Mavi kartlıların teminat gösterme zorunluluğu var mı?

Doğumla Türk vatandaşı olan ancak daha sonra Türk devletinden izin alarak Türk vatandaşlığından çıkıp yabancı bir ülke vatandaşı olan mavi kart hakkı sahipleri Türk Vatandaşlığı Kanununa göre esasen yabancı sayılmalarına rağmen aynı kanun gereğince siyasi haklar dışında Türk vatandaşlarının sahip olduğu tüm haklara sahipler.

Yani statü ve vatandaşlık olarak yabancılar. Ancak haklar yönünden Türk vatandaşı gibi haklara sahipler. Bu durumda Türkiye’de de ikamet etseler yurtdışında da ikamet etseler dava açarken veya icra takibi yaparken teminat gösterme zorunlulukları MÖHUK 48. maddeye göre değerlendirilebilir. Bu şekilde değerlendirilseler bile örneğin Alman vatandaşı mavi kartlı vatandaşımız gerek 1954 tarihli Lahey Sözleşmesinin 17. maddesine gerekse 28.05.1929 tarihli  Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Devleti Arasında Hukuki ve Ticari Mevaddı Adliyeye Müteallik Münesabatı Mütkabileye Dair Mukavalenamenin 2/1 maddesine göre teminat göstermekten muaf olacaktır.

“Bu mavi kartlıların Türk vatandaşı gibi Türkiye’de ikamet, çalışma, seyahat v.s. hakları var” denilerek Türk vatandaşı gibi değerlendirilse yine sonuç değişmeyecektir. Zira yukarıdaki örneğimizde olduğu gibi Alman vatandaşı mavi kartlı gurbetçimiz Türk vatandaşı gibi HMK 84. maddeye tabi olacak, ancak hem uyruğunda hem de mutad meskenin bulunduğu ülke Almanya olduğundan uluslararası anlaşmalar dolayısıyla diğer Türk vatandaşları gibi yine teminat gösterme zorunluluğundan muaf olacak ve ondan teminat istenemeyecektir.

Kısacası mavi kart hakkı sahiplerini hangi hukuki statüde alırsak alalım yaşadıkları ve vatandaşı oldukları ülkeye göre Türk vatandaşları gibi teminattan muaf tutacağız.

Av. Şerif YILMAZ        

 

(*)https://panorama-news.de/yazarlar/avukat-serif-yilmaz/turkiyede-dava-icra-takiplerinde-yabancilarin-teminat-gosterme-zorunlulugu-var-mi/