Yargı reformu paketinde gurbetçi için neler var?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mayıs 2019 tarihinde Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Yargı Reformu Stratejisi Programı’na katılarak Adalet Bakanlığının uzun zamandır üzerinde çalıştığı Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni ana başlıklarla açıkladı. Elbette bu reform belgesi yeni değil. Daha önce ilk defa 2009 yılında hazırlanmış ve adli işleyişle ilgili yapılacaklar planlamaya başlanılmıştır. İkinci reform belgesi

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 01 Haziran 2019 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mayıs 2019 tarihinde Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Yargı Reformu Stratejisi Programı’na katılarak Adalet Bakanlığının uzun zamandır üzerinde çalıştığı Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni ana başlıklarla açıkladı.

Elbette bu reform belgesi yeni değil. Daha önce ilk defa 2009 yılında hazırlanmış ve adli işleyişle ilgili yapılacaklar planlamaya başlanılmıştır. İkinci reform belgesi ise 2015 yılında hazırlanıp kamuoyu ile paylaşılmıştı.

Cumhurbaşkanının açıkladığı bu 2019 Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin de amacı hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunup geliştirilmesi, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, sistemin şeffaflığının artırılması, yargısal süreçlerin basitleştirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, savunma hakkının güçlendirilmesi ve makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunması olarak sıralanabilir.

Belgeyi incelediğimizde hedef ve planlamalarda belirtilen ancak zaten mevcut düzenlemelerde bulunan konular tekrar edilmiş olsa da prensipte adalet sistemimiz adına güzel ve isabetli hedefler ve planlamalar yapılmış. Ancak bunların gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğini zaman ve uygulamalar gösterecek. Zira birçok hedefin gerçekleşmesi için TBMM’nce kanuni düzenleme yapılması gerekirken bazıları idari tasarruflarla gerçekleştirilebilecek.

Ayrıca Belge’de ülkemizin geçirdiği olağanüstü süreç ve bu süreçteki olağanüstü uygulamalar da nazara alındığında toplumu rahatlatıp sosyal barışı sağlayacak ve toplumun büyük bir bölümünün umutla beklediği genel veya kısmi af ile ilgili herhangi bir ibare bulunmadığı gibi ceza infazında iyileştirmelerde hedeflenmemiş.

Elbette bu sınırlı köşemizde Belge’nin tamamını özetlemek ve tek tek değerlendirme yapmak mümkün değil. Bu yazımızda sadece yurtdışında yaşayan insanımıza yönelik hangi hedeflerin konulduğunu size izâh etmeye çalışacağım.

BELGE’DE GURBETÇİ İÇİN NELER VAR?

1- Belge’de „Yurt dışında yaşayan vatandaşların adli işlerinin kolaylaştırılması için bilişim sisteminin yurtdışı temsilcilikleri ile entegrasyonu sağlanacaktır“ deniyor.

Bundan ne kastedildiği Cumhurbaşkanımız tarafından şu şekilde kısaca açıklanıyor; „Böylelikle yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın hukuk davalarında bilişim sistemleri üzerinden beyanlarının alınabilmesini ve dilekçe sunabilmelerini temin edeceğiz“

Bu konu çok önemli. Zira hakkında bir hukuk davası açılan veya icra takibi yapılan bir gurbetçimize yurtdışında konsolosluk veya o ülke mahkemesince tebligat yapılıyor. Davalar için genellikle iki hafta, icra takibine itiraz için ise 7 günlük süre sözkonusu.

Gurbetçimizin yurtdışından davaya cevap dilekçesini iki hafta içinde mahkemesine, icra takibine itirazını ise 7 gün içinde yetkili icra dairesine ulaştırması mümkün olmadığı gibi kendisini bir vekille temsil ettirmek istese bu sürelerde konsolosluklardan randevu alıp vekaletname düzenletmesi ve vekaletnamesini avukatına ulaştırması da mümkün olmuyor. Bu durumda süreleri kaçıran gurbetçi hak kayıplarına uğruyor. Bu nedenle bu hedefin gerçekleştirilip uygulanması çok önemli.

Ama bunun gerçekten nasıl sağlanacağını doğrusu merak ediyorum. Mesela gurbetçimiz e-devlete entegre olmuş UYAP sistemi üzerinden yazılı beyanda bulunup dilekçesini mi ibraz edebilecek?.

Zira geçmiş yıllarda da konsolosluklarda alt yapı oluşturulduktan sonra gurbetçinin yurtdışından tapu işlemlerini yapabileceği söylenmişti. Ancak aradan uzun yıllar geçmesine rağmen bir konsolosluğumuzda pilot uygulama yapılmış o şekilde kalmıştı.

2- Yabancı mahkemelerce verilen kararların tanıma ve tenfizine ilişkin usuller gözden geçirilecek ve basitleştirilecek.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın işlerinin kolaylaştırılması Belge’de ele alınan konulardan biri olmuştur. Özellikle yabancı ülke makamları tarafından verilen vasilik kararlarının tanınmasıyla ilgili önemli sorunlar yaşandığı ve mağduriyetlerin oluştuğu dile getirilmiş. Bu kapsamda başta vasilik kararları olmak üzere yabancı mahkemeler tarafından verilen kararların tanımasına ve tenfizine ilişkin süreçlerin ele alınması öngörülmüş.

Olaya yabancı mahkeme vasilik ve kayyımlık kararları açısından bakarsak aslında Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014 yılından beri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise 04.03.2015 tarihinde verdiği içtihatlarıyla bu sorunu zaten çözmüştü. Yani herhangi bir düzenleme yapılmazsa bile yabancı mahkeme vasilik ve kayyımlık kararları Türk mahkemelerince şuan tanınıyor.

Elbette burada ifade edilmek istenen bunun kanuni bir düzenleme ile teminat altına alınması ve yabancı mahkemeler dışında yabancı idari makamlarca verilecek kararların da daha hızlı ve basit bir şekilde tanınması ise dikkate değer.

Ayrıca „..tanıma ve tenfizine ilişkin usuller gözden geçirilecek ve basitleştirilecektir“ sözü örneğin yabancı mahkeme boşanma kararlarının tek taraflı ve davasız tanınması şeklinde kastediliyorsa bu da gurbetçi için çok isabetli olur.

3- Belge’ye göre Türkiye’de bulunan yabancıların adalete erişiminin güçlendirilmesi de hedefler arasında sayılmış. Bu kapsamda, yabancı şüpheli ve sanıklara isteği aranmaksızın müdafi yani avukat tayin edilmesi uygulaması değerlendirilecek. Ayrıca yabancılara yönelik olarak hazırlanan şüpheli ve sanık hakları formunun yaygın dillerde (İngilizce, Arapça, Almanca, Fransızca, Rusça gibi) verilmesi de sağlanacak.

4- Yine Belge’ye göre Adalet müşavirlerinin çalışma usul ve esasları, yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın hukuki ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden belirlenecek.

Aslında bu hedef yeni değil. 2009 yılından beri hazırlanan strateji belgelerinde olan bir hedef. Lâkin etkin uygulanamadığını açıkça ifade edelim. O zaman da yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın ülke hukukumuzla ilgili olarak sorunlarında yardımcı olmak ve adli makamlarca iletişimi sağlamak üzere konsolosluklar nezdinde birinci derece hakim ve savcılar arasından atanacak bir Adalet müşavirinin bulunacağı hedeflenmişti.

Maalesef bu hedef sadece bir iki büyükelçilik nezdinde atanan müşavirlerle denenmiş ancak yaygınlaştırılıp etkin hale getirlememiştir.

5- Yurt dışında yaşayanların dış temsilciliklerde yaptıkları noterlik işlemlerinin bir örneğinin, bilişim sistemi entegrasyonuyla Türkiye’de en yakın noterden anında alınabilmesi sağlanacak.

Örneğin Almanya’daki bir Türk konsolosluğunda 2015 yılında birinin adına vekaletname verdiniz. Ama vekaletname elinizde yok. Bir örneğini alabilmek için mutlaka düzenlenen konsolosluğa gidip örneğini almanız gerekir.

İşte Belge’deki entegrasyon gerçekleştirildiğinde siz bu vekaletname örneğini almak için Türkiye’den Almanya’ya gelmenize gerek kalmadan Türkiye’de size en yakın notere müracaat ederek bu örnek vekaletnameyi alabileceksiniz.

Yukarıda da belirttiğim gibi bunlar tamamen hedef ve birçoğu zaten sistemimizde mevcut. O halde sorun yeni düzenleme yapmakta değil bu düzenlemelerin gerçek, ayakları yere basan, temel insan haklarına ve adalete uygun, vatandaşa hizmet gayesiyle etkin uygulanmasıdır.

Aksi halde ne söylerseniz söyleyin, ne hedeflerseniz hedefleyip planlayın, hangi hukuki düzenlemeyi yaparsanız yapın etkin, insan haklarına ve hukuka uygun uygulama yoksa sözde ve kağıt üzerinde kalmaya mahkum olacağı gibi düzenlemeler ölü doğumdan farksız olacaktır.